HABER: CANSU TİMUR - KAMERA: NAİF KAÇMAZ
Asistan hekimler, nöbetinin ardından geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren Rümeysa Berin Şen’in yaşamını yitirmesinin ardından 36 saat nöbet uygulamasına tepki gösterdi. Bir asistan hekim, "Hepimiz İngilizce, Almanca çalışıyoruz. Burada kalmanın hiçbirimize faydası kalmadı. Tıp fakültesini çok güzel duygularla bitirmiştim, hiçbir umudum kalmadı. 15 nöbet tutup 7 nöbet parası aldığımız sistemde kayıtlı" dedi.
Asistan hekimlerin çalışma koşulları; Ankara’da asistan hekim Rümeysa Berin Şen’in, 36 saat süren nöbetin ardından uykusuz bir biçimde evine dönerken trafik kazası geçirmesi ve yaşamını yitirmesi üzerine yeniden gündeme geldi.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan hekimler, çalışma koşullarına tepki gösterdi.
Rümeysa Berin Şen’in çalıştığı Ankara Şehir Hastanesi’nde görev yapan bir asistan hekim, kazanın yaşandığı gün nöbette olduğunu söyledi. Asistan hekim, çalışma koşullarınışöyle aktardı:
"NÖBETTEN ÇIKTIĞIMIZDA REFLEKSLERİMİZ YAVAŞLIYOR"
“Gerçekten 36 saat çalışıyoruz. Bu bir şaka değil. Bunun cuma günü olup 24 saat olması gerçekleri değiştirmiyor. Gün aşırı devam ettiğimiz zaman evimize gitmiyoruz. Sabah 6’da işe geliyoruz ertesi gün akşam çıkıyoruz ve sonraki gün tekrar geliyoruz.
Ben nöbetten çıktığımda ya da arkadaşlarım, o kadar olan bir şey ki frene basarken reflekslerimiz zayıflıyor. Her gün işten çıkıp taksiyle gidemeyiz, kimse kusura bakmasın. Çalıştığımız nöbet parasının hepsini taksiye verebilecek maddi durumumuz yok. Uçuk ücretler aldığımızı mı düşünüyorlar bilmiyorum ama biz uçuk ücretler almıyoruz.
"MESAİ SAATLERİMİZİ DOKTOR OLARAK KENDİMİZ SİSTEME GİRİYORUZ"
Biraz önce mesai saatlerimizi sisteme girdik. Bunu da doktor olarak biz yapıyoruz. Bunun için bir personel tutulmuş değil. Tam 360 saat girdik mesai artı nöbet, resmi kayıtlarda olan bir şey. Ben 1,5 yıllık kadın doğum bölümünü 1,5 yılda bıraktım ve dahiliyeye geçtim. Artık ayaklarımın altı yara olmuştu. 10 gün istisnasız günaşırı nöbet tuttuğum içindi. 36. Saatimde sezaryene de girmiştim. Şu an o arkadaşımın ne hissettiğini o kadar iyi anlayabiliyorum ki. Bunlar insanlık dışı.
"TIP FAKÜLTESİNİÇOK GÜZEL DUYGULARLA BİTİRMİŞTİM, UMUDUM KALMADI"
Hastane dolup taşıyor, boş yerimiz yok. Koskoca hastane bile yetmiyor. Bu yanlışı birilerinin ya da bizlerin çözmesi gerekiyor artık. Siyasi mi bilmiyorum siyaset umrumda değil açıkçası. Birilerinin ölmesi de çözüm olmuyor. Hepimiz İngilizce, Almanca çalışıyoruz. Burada kalmanın hiçbirimize faydası kalmadı. Tıp fakültesini çok güzel duygularla bitirmiştim, hiçbir umudum kalmadı açıkçası. 15 nöbet tutup 7 nöbet parası aldığımız sistemde kayıtlı. Bu acımasızlık. Hiçbir devlet dairesinde ya da özel sektörde bunu yaşamazsınız.”
"HASTANE ZORA GİRDİĞİNDE NÖBET PARALARI İLK ASİSTAN HEKİMLERDEN KESİLİYOR"
Anmaya katılan bir başka asistan hekimin ise, çalışma koşulları değişene kadar mücadele edeceklerini belirterek yaptığı açıklama şöyle:
“Hastanedeki sağlık yükünün çok büyük bir kısmını asistan hekimler taşıyor. Ama bakıldığında en insan dışıçalışma koşullarında da asistan hekimler bırakılıyor. Bir şekilde hastane zora girdiğinde nöbet paraları asistan hekimlerden kesiliyor, ilk ödenmeyen onlar oluyor. Her yerde ön safhada asistan hekimler yer alıyor. Ama maalesef ki bu kışkırtıcı söylemler yüzünden, sağlıkta şiddet ile de asistan hekimler karşılaşıyor. Bu çok ciddi bir sorun.
Bunlar yetmezmiş gibi her ay çeşitli kliniklerde 10-15 arasında değişen 36 saati bulan nöbetler tutmak zorunda kalıyoruz. Bu dağınıklığa ve yorgunluğa neden oluyor. Bu hastaların hayatını da tehdit ediyor. Bundan geri dönülsün talepleri bulunulduğunda ya kabul edilmiyor ya da maaş ve nöbet parası kesintisiyle tehdit ediliyor. Bu yüzden arkadaşlarımız 36 saat nöbet tutmak zorunda kalıyor. Biz bunlara karşıyız, bu ortadan kaldırılsın. Dünyanın başka bir yerinde yok, kaldırılana kadar elimizden geleni yapacağız.”