Denizli’ye bağlı Sarayköy ve Babadağ ilçelerinde yaşayan yurttaşlar, Rüzgar Enerji Santrali (RES) projesi için Aydın’ın Karacasu ilçesinde yapılan ÇED toplantısını protesto etti. Köylülerin katılmadığı toplantı yapılamadı. Vatandaşlar, “Kolay yetişmedi o ağaçlar. Memleket meselesi bu. Havama, suyuma, toprağıma dokunma” dedi.
Denizli Sarayköy ve Babadağ ilçelerindeki köylüler, RES projesi için yapılan ÇED toplantısını protesto etti. Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Mobil Kırma Eleme Tesisi Projesi için halkın katılımı toplantısının Karacasu ayağı Karacasu ilçesinde yapıldı.
Projenin büyük bölümünün yürütüleceği Ataköy’e 10 kilometre, projenin devamının yer aldığı Karacaören’e 40 kilometre uzaklıkta Işıklar Mahallesi’nde düzenlenmesi eleştirilere neden olan toplantıya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri ile ÇED raporunu hazırlayan firma yetkilileri katıldı.
Işıklar İlkokulu’nun bahçesinde yapılan toplantı için Aydın İl Jandarma Komutanlığı bağlı güvenlik güçleri, önlem aldı. Ataköylü ve Karacaörenli vatandaşlar toplantıya katılmayacaklarını beyan etti. Okul bahçesinde toplanan çok sayıda vatandaş projeyi protesto etti. Ellerindeki pankartlarla slogan atan köylüler, “Havamıza, suyumuza, toprağımıza” dokunmayın” dedi.
Mahalle muhtarları Hüseyin Dibek, İsa Demir, Yenice Muhtarı ve Karacasu Çevre Derneği Kurucu Başkanı Cavit Paksoy, Ziraat Odası Başkanı İsa Sevinç ve Hukuki Temsilci Avukat Nihat Ekiz, yetkililerle görüşüp halkın toplantıya katılmayacağını yetkilere anlattı. Yetkililer halkın katılmaması sebebiyle “toplantının yapılamadığı” ifadeleriyle tutanak tutup köyden ayrıldı.
Öte yandan Denizli’ye bağlı Babadağ ilçesi Kıranyer Mahallesinde de aynı şirketin projesi için düzenlenecek toplantının halkın katılmaması sebebiyle düzenlenemediği öğrenildi.
“DAĞIMIZI KİMSEYE VERMEYECEĞİZ”
Ataköy sakinlerinden Gülseren Aydın, şunları söyledi:
“Biz Ataköyümüzün, topraklarını savunmaya geldik. Kimseye de yedirmeyeceğiz bunu. Bir iğne bile vermeyeceğiz. Sinirlerimiz çok bozuk. Biz hiçbir şey istemiyoruz. Bir iğne dahi çakılmasını istemiyoruz. Biz toprağımıza sahip çıkmak istiyoruz. Meyvemizi, sebzemizi yetiştiriyoruz. Bizim dağımız yerinde dursun, kimseye vermeyeceğiz dağımızı. Ayşe Ekşi ise, “İstemiyoruz. Benim de topraklarım var. Bir iğne dahi istemiyorum. Biz karanlıkta yine dururuz. Biz topraklarımızı kimseye vermek istemiyoruz. Benim bütün yiyeceğim o yaylalardan oluyor. Cana can, kana kan, dişe diş. Kimseye bir şey vermiyoruz.”
"BİZ BU PROJEYİ BURADA İSTEMİYORUZ"
Yetkililerle görüşen Çevre Derneği Başkanı Cavit Paksoy, şöyle konuştu:
“Aşağıdaki vatandaşlardan toplantıya katılmak isteyen kimse yok. Vatandaş toplantıya katılmak istemiyor. Vatandaş size güvenmiyor. Vatandaşlar, ‘Benim haberim yokken benim arazime ipotek koyanlarla ben konuşmak istemiyorum’ diyor” dedi. Bir bakanlık yetkilisi “Şerh konusu ayrı bir şey. Biz burada çevresel etkiler hakkında bilgi vermeye geldik. Tapulardaki şerhler başka konu” dedi.
“ÇANAKKALE’DE NASIL ŞEHİT VERDİYSEK BURADA DA ŞEHİT OLURUZ”
Vatandaşlar görüşmeler sırasında sık sık, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” diye sloganlar atarken bazı vatandaşlar da sloganlar arasında “Elmamız, kirazımız her şeyimiz oradan oluyor bizim. İstemiyoruz. Kolay yetişmedi o ağaçlar. Kekik bitti, hayvancılık bitti. Çanakkale’de nasıl şehit olduysak burada da şehit oluruz. Memleket meselesi bu. Karış, karış, damla, damla kanla aldık biz o toprağı vermiyoruz. Bizim mezarlarımız var orada. 18 yıl Çanakkale Savaşlarında savaşmış dedemin mezarı var orada. Bizim köyde neden yapmadınız toplantıyı. Kendi toprağımızda huzurlu yaşatmıyorlar” dedi.
AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili şunları söyledi:
“Aydın’ın her metrekaresinde havası, suyu, yaşam alanları için her zaman yanınızdayız. Yasal, hukuksal, toplumsal. Şu ana kadar bu çevresel tahribatlarla Jes’lerle, bu vahşi madencilikle ve buna benzer birinci sınıf tarım topraklarının bitmesine karşı yapılan her türlü hukuksuzluğa zaten karşı olduk. Burada AYÇEP olarak sizlerin yanınızdayız. Bu sizin anayasal olarak hakkınız. Bu topraklar binlerce kurt, kuş, insanı besliyor. Burası biterse siz buradan göçmek zorunda kalacaksınız. Gidecek bir yeriniz var mı? Bu JES’i, HES’i, RES’i bu doymaz çılgınlığa son vermek lazım. Aydın dünyanın en mükemmel coğrafyası. Aydın gibi dünyada bir tek bir yer var mı? Bugün Avrupa’yı biz besliyoruz ama tutmuşlar HES, JES, RES, taş ocağı. Hepimizi mahvediyor. Taş ocaklarının girdiği yerde bir tane su kaynağı kalmıyor. Biz zenginleşmeye, jeotermale, RES’e karşı değiliz ama buralar yeri değil. Burası birinci sınıf tarım toprakları. Bugün yaptığınız bu birlik ve dayanışmayı hiçbir zaman birbirinizden eksik etmeyin. İki eliniz her zaman birbirinize yapışık kardeşçe olsun.”