İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş, sanayide yaşanan enerji krizi ve vatandaşa gelen yüksek elektrik faturalarına ilişkin, “Doğal gaz depolama tesislerinin tamamlanmasına öncelik verilmelidir. Yeterli depo imkânı derhal sağlanmalıdır. Acilen bir ‘enerji fonu’ oluşturulmalıdır. Akaryakıt, elektrik ve doğal gaz zamları makul seviyelere çekilmeli, gelecek zamların bir kısmı bu fondan karşılanmalıdır” dedi.
Ayhan Altuntaş, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, İran’ın teknik arıza gerekçesiyle Türkiye’ye doğal gaz akışını kesmesiyle patlak veren enerji krizine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Altıntaş, özetle şunları söyledi:
ÖZELLEŞTİRMELER GARANTİLİ RANT AKTARIMINA DÖNÜŞTÜ: “2022 yılını çok yüksek enerji ve doğal gaz zamlarıyla karşıladık. Hükümetin enerji politikalarında önemli gördüğüm üç sorundan bahsederek başlayayım. Birincisi; enerjide dışa bağımlı politikalarda ısrar etmesidir. İkincisi; enerji kullanımında çevreyi ve doğayı bilinçsizce ve hoyratça kullanmasıdır. Üçüncüsü ise enerjiyi bir rant alanı olarak görmesi ve saydamlıktan uzak tutmasıdır.
Ülkemizde elektrik üretim ve dağıtım tesislerinin çok büyük bir kısmı özelleştirildi. Dağıtım firmaları yatırım ve teknoloji getirmek yerine fatura kesme şirketleri gibi çalıştılar. Yüksek elektrik talebi beklentisiyle teşvik edilen yatırımcılar, hızla yurt dışından kredi kullanarak doğal gaz çevrim santralleri yaptılar, ancak gelişen koşullarda bu elektrik üretimi pahalı hale gelince kredileri ödeyemediler. Tabii bu ödenemeyen batık krediler de kapasite kullanım bedeli ya da vergi olarak vatandaşın faturasına yansıtılmaktadır… Özelleştirmeleri yaparken elde edilen bedelleri bir fona koyup kara günlerde kullanmayı akıl edemedik. Kısacası özelleştirmeler, devlet eliyle özel şirketlere garantili rant aktarımına dönüştü. Özelleştirmede bu kadar başarısız olmuşken iktidarın TEİAŞ’ı da halka arz yoluyla özelleştirmeye kalkması nasıl açıklanabilir?
DÖVİZ YOKLUĞU TL BOLLUĞU İLE TELAFİ EDİLMEYE ÇALIŞIYOR: Gazetelerden okuyoruz, İzmir Kemeraltı esnafı isyan noktasına gelmiş. Muğla’da bir vatandaş, dağıtım noktasının kapısına siyah çelenk bırakmış. Adıyaman’da bir vatandaş faturasını yakmış. Organize sanayilerde işçiler ücretsiz izne çıkarılmış. Sonuçta enerji yokluğu, ülke ekonomisini can damarından vurmaya başlamış. Hükümet hala ‘dolar bazında enerjimiz ucuz’ sloganı peşinde. Vatandaş dolarla mı maaş alıyor? Aslında bu yaşanan kriz, enerji krizinden öte bir döviz krizidir. Döviz olmayınca dışarıya bağımlı tedarikte sorun yaşanıyor. Döviz yokluğu, TL bolluğu ile telafi edilmeye çalışıyor. Bol TL basınca da enflasyon hortluyor.
TEİAŞ'IN HALKA ARZ İŞLEMİNDEN DERHAL VAZGEÇİLMELİ: Enerji konusu bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Bu yaklaşımla elektrik özelleştirme ve dağıtım firmalarının denetimi çok yakından yapılmalıdır. TEİAŞ’ın halka arz işleminden derhal vazgeçilmeli, TEİAŞ'ın kâr amacı gütmeyen kamusal niteliği devam ettirilmelidir. Güneş ve rüzgar enerjisi katkısını daha da artıracak girişimler harekete geçirilmelidir. Doğal gaz depolama tesislerinin tamamlanmasına öncelik verilmelidir. Yeterli depo imkânı derhal sağlanmalıdır. Acilen bir ‘enerji fonu’ oluşturulmalıdır. Akaryakıt, elektrik ve doğal gaz zamları makul seviyelere çekilmeli, gelecek zamların bir kısmı bu fondan karşılanmalıdır. Sanayinin enerji maliyetlerinin azaltılması temel amaç olmalıdır. Faturalar, ihaleler saydam olmalı, halk bilgilendirilmelidir. Devletin tepesinden başlanarak enerji tasarrufuna önem verilmelidir."