“SAĞLIK TEMEL BİR HAKTIR. TÜM VATANDAŞLARA EŞİT, KAPSAYICI, ULAŞILABİLİR BİR KORUYUCU HEKİMLİK SİSTEMİ, KAMUCU ZİHNİYETLE SUNULMALIDIR”
CHP Sağlık ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Dr. Aylin Yaman; sağlık hizmet sunumunun temel taşını oluşturan birinci basamak sağlık sisteminin, Sağlıkta Dönüşüm Programı aracılığıyla nasıl bitirildiğini açıkladı.
Tüm dünyada, düşük maliyetli, etkili, eşitlikçi, toplum sağlığına katkı sunan bir hizmet türü olduğu bilinen birinci basamağın nasıl ticarileştirilerek sürdürülemez olduğunu belirten Yaman, “Sağlık hizmetleri, koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici hizmetler olarak 3 grupta değerlendirilir. Koruyucu sağlık hizmetleri ise kendi içinde, çevreye yönelik ve kişiye yönelik koruyucu hizmetler olarak 2 grupta değerlendirilir. Çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri, temiz suya ulaşım, hava kirliliği ile mücadele, gıda güvenliği, konut sağlığı, güvenli ulaşım gibi geniş bir hizmet alanını kapsar. Bu nedenle, kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin görev alanındadır. Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetler ise, bağışıklama, hijyen, aile planlaması, kronik hastalık takibi, kanser tarama programları, gebe takibi, bebek ve çocuk izlemi, yaşlı takibi, sağlık okuryazarlığı gibi, bireyin sağlıklı kalma halini yöneten, hastalıkların ise erken yakalanmasını sağlayan görevler bütünüdür. Sağlık hizmet sunumunun basamaklandırılarak tanımlanmasında, koruyucu hekimlik, birinci basamak kapsamındadır.” dedi
SAĞLIK TÜM VATANDAŞLAR İÇİN TEMEL BİR HAKTIR!
CHP Sağlık ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aylin Yaman; “DSÖ ve tüm kabul gören uluslararası belgelerde, sağlık temel bir hak olarak görülmekte, CHP’nin sağlık hizmet sunumu anlayışı da bu yaklaşımla, kısacası sağlığın tüm vatandaşlar için temel hak olduğu anlayışı ile ifade edilmektedir. Birinci basamak sağlık hizmetleri, toplumsal eşitlik ilkesine dayalı olarak sunulması gereken, kapsayıcı, kesintisiz, diğer basamaklarla entegre, ulaşılabilir bir hizmet olmalıdır ve yetkin kadrolarla, ekip olarak ve kamucu bir yaklaşımla sunulmalıdır.
Türkiye’de duruma bakıldığında, 1. Basamak sağlık hizmetlerinin çoğunun, kamu binalarının dışında, kiralanmış binalarda sunulduğunu ifade eden Yaman, benzer bir durumun, demirbaş, yazılım, donanım ve sarf malzemeleri için de geçerli olduğunu belirtmiştir.
AİLE HEKİMİ BAŞINA 3.306 NÜFUS DÜŞMEKTEDİR
Sözlerine şöyle devam eden CHP’li Yaman; “Son 20 yılda, 1. Basamağa başvuru sayısı 3 kat artmış; oysa pratisyen hekim/aile hekimi sayısı son 20 yılda sadece 1,7 kat artmıştır. 100.000 kişiye düşen toplam hekim sayısı, 217 iken, AB ortalaması 397’dir. Aynı şekilde hemşire, eczacı ve diş hekimi sayıları da AB sayılarının çok altındadır. Aile hekimi başına 3.306 nüfus düşmektedir ki bu rakam, AB ülkelerinde 1500-2000 arasındadır. Bu nedenledir ki, bu kadar özverili çalışan bu gruba rağmen, hala toplumun 15 yaş üstü kadınlarının %61’i hiçbir zaman smear; %65’i hiç mamografi taraması yaptırmamaktadır ve bu bilinçte değildir. Toplumun %56,1’i obez ve obez öncesi statüdedir ve vücut kitle indeksi takibi yapılamamaktadır. Tansiyon ölçümü, kan şekeri takibi, kolesterol ölçümü, gaitada gizli kan ya da grip aşısı yaptırma gibi koruyucu hekimlik uygulamaları, hala toplumun yarısına hiç uygulanmamaktadır. Tüm bu yoğunluğa rağmen, 1. Basamak/2-3. Basamak başvuru oranları da çarpıktır. Yıllık hekim müracaat sayısı olan 8 kez’in sadece 2,9’u 1. basamağadır” dedi.
SEYYANEN YANSITILAN EK ÖDEME ZAMMI OLAN 8.077 TL’LİK KISIM, AİLE HEKİMLERİNE DE YANSITILMALIDIR
Aile Hekimleri, ödeneklerini iki kalemde almaktadırlar vurgusunda bulunan CHP’li Yaman; “‘Aile Hekimliği Ödeme Yönetmeliği’ ve tüm masraflar için (kira, temizlik, personel, sekreter, elektrik, doğal gaz, telefon, internet, muhasebe, kırtasiye, tıbbi cihaz kalibrasyon, jeneratör bakım onarım, tıbbi atık, program lisansları, tıbbi sarf malzeme gibi) ödenen “Cari Ödenek”. Aile Hekimliği Ödeme Yönetmeliği ile tavan ücreti üzerinden hesaplanan maaşa, “seyyanen yansıtılan ek ödeme zammı olan 8.077 TL’lik kısım, Aile Hekimlerine maalesef yansıtılmayacaktır, keza bunun için ayrı bir kanuni düzenleme gerekmektedir.
Cari ödenek zammı ise, memur zammına endekslidir. Oysa, asgari ücret artışı, iş yeri kiraları artış oranı çok daha yüksektir. Sağlık sisteminde yaşanan sıkıntıların üzerine, bir de ASM’de finansman ve ödeme zorluğu eklenmiş; birçok ASM kapanma noktasına gelmiş, hekimler, özel sektöre kaymaya başlamıştır. Sonuç, hiç şüphesiz ki halk sağlığı tehlikesi ve zaten 2.-3. Basamağa yığılmış olan hastaların, daha uzun süreler beklemesi, daha fazla hastaneye gitmesi, sağlık çalışanlarının daha fazla tükenmesi, tırmanan şiddet vakaları ve tabii ki maliyet artışıdır. Bu nedenle; yetkilileri derhal, ödeme sistemini düzenlemeye, seyyanen artışı Aile Hekimlerine de yansıtmaya, cari ödeneğin gerçek enflasyon oranları ile artırılmasına fakat en önemlisi de derhal KAMUCU yaklaşıma dönülerek, aile hekimlerini bu ticari yapılanmadan çıkarmaya ve kamucu bir koruyucu hekimlik düzenlemesine çağırıyoruz” dedi.