Anayasa Mahkemesi (AYM), kamu çalışanının keyfi olarak başka birimde görevlendirilmesini hak ihlali saydı. Kararın gerekçesinde, "Keyfiliğe yol açan ve hiçbir gereklilik ortaya konulmadan tesis edilen işlemler, işlemin muhataplarının temel haklarına ağır bir müdahale olarak kabul edilebilir" denildi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), müdürlük sınavını kazanan ve çalıştığı belediyede isteği dışında birime atanan Ahmet Devlethan’ın yaptığı bireysel başvuruda, özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Kararda, keyfi yapılan, hiçbir gereklilik ortaya koymayan idare kararlarının, kişinin temel haklarına müdahale olarak kabul edilmesi gerektiği belirtildi.
Resmi Gazete'de bugün yayınlanan AYM kararına göre, daha önce Ladik Belediyesi’nde memur olan başvurucu, 2010'da görevde yükselme sınavına girdi ve müdür olmaya hak kazandı. Bir süre geçmesine rağmen müdür kadrosuna ataması yapılmayan Ahmet Devlethan, belediye tarafından atanması talebinin reddedilmesi üzerine dava açtı. Mahkeme, başvurucuyu haklı buldu ve kararın kesinleşmesinin ardından 2012'de başvurucu imar ve şehircilik müdürlüğüne atandı.
Belediye tarafından, müdür kadrosuna atanmasından 6 gün sonra başka bir birime görevlendirilen kişi, bu işlemin iptali istemiyle de dava açtı. Davayı kazanan başvurucu, görevine devam etti ancak 2016'da ise "kademedeki büro başkan danışmanı" olarak çalışması için görevlendirildi.
Başvurucu, bu kararın iptali için de dava açtı, yerel mahkeme işlemin iptaline hükmetti ancak istinaf bu kararı bozdu.
Bunun üzerine Ahmet Devlethan, söz konusu atama işleminin kamu yararını gözetmediği ve kendisini cezalandırmaya yönelik olduğunu ileri sürerek özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini belirtti ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.
“TAKTİR YETKİSİNİN KEYFİ ŞEKİLDE KULLANILMAMASI GEREKİR”
Başvuruyu değerlendiren AYM; kamu kurumları tarafından atama ve görevlendirme işlemi yapılmasında belirli bir takdir alanının bulunduğu da hatırlatılarak, bu takdir yetkisinin keyfi şekilde kullanılmaması gerektiğini bildirdi. AYM kararında, başvurucunun, Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti.