Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Türkiye’de birileri, ‘Terörle mücadele ediyoruz’ diye diye kendi vatandaşıyla kavgaya tutuşmuş. Terörle mücadeleyi sulandıran bir tablo. Birtakım anayasal haklarını kullanan vatandaşlarımızın terörle suçlandığını görüyoruz” dedi.
Ali Babacan, İstanbul’da partisinin Çekmeköy ilçe kongresinde konuştu. Babacan, zincir marketler, terör soruşturmaları ve KHK’lara ilişkin açıklamalarda bulundu. Babacan’ın açıklamalarışöyle:
TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ DİYE KENDİ VATANDAŞIYLA KAVGAYA TUTUŞMUŞ: “Türkiye’de birileri, ‘Terörle mücadele ediyoruz’ diye diye kendi vatandaşıyla kavgaya tutuşmuş. Terör örgütleriyle mücadele etmek, devletin en tabii ve en öncelikli görevidir. Bunlar kırmızıçizgidir. FETÖ’ye, PKK’ya karşı verilen haklı mücadelede, bakıyoruz kurunun yanında yaş da yanıyor. Terörle mücadeleyi sulandıran bir tablo. Temel ceza hukuku prensiplerinin görmezden gelindiğine şahit oluyoruz. Birtakım anayasal haklarını kullanan vatandaşlarımızın terörle suçlandığını görüyoruz.
MAZLUMLARIN AHINI ALAN BİR İKTİDAR OLDUNUZ: Sayın Erdoğan, tüm istihbarat birimleri kendisine bağlı olduğu halde, doğru veya yanlış, eksik veya fazla istihbarat bilgisinin her türlüsü önünde olduğu halde kendisine soranlara ‘Kandırıldım’ diyor, konuyu kapatıyor. Konu vatandaşa gelince durum hiç umurunda değil. Sayın Erdoğan’a soracak olursanız; 1,5 milyondan fazla kişi, terör örgütü şüphelisi. Kendisine sesleniyorum: 1,5 milyon teröristin olduğu bir ülke olabilir mi? Siz insanların aklıyla dalga mı geçiyorsunuz? Sizin gücünüz postacıÖmer’e, öğretmen Ayşe’ye, esnaf Mehmet’e, akademisyen Şebnem’e mi yetiyor? Bu mu sizin gücünüz? Bu mu sizin adaletiniz? Mazlumların ahını alan bir iktidar oldunuz.
NÖBETLEŞE ZORBALIĞA SON VERECEĞİZ: Biz, hukukun, adaletin peşindeyiz. 1,5 milyondan fazla insanın terörle suçlandığı bir ülkede, ciddi bir adalet problemi olduğunu söylüyoruz. Biz, bu hukuksuz düzene son vereceğiz. Türkiye’nin, gücü ele geçirenin zayıfı ezdiği bir ülke olmasına bir daha asla müsaade etmeyeceğiz. Zayıfların, mazlumların, garibanın tepesinde o yargı kılıcını sallayanların ellerinden o kılıçları alacağız ve kırıp atacağız. Nöbetleşe zorbalığa son vereceğiz.
KHK'LILAR ADALET İSTİYOR: Bir devletin, idari bir kararla, sorgusuz sualsiz vatandaşını işsizliğe, açlığa, yokluğa mahkûm etmesi hangi kitapta yazıyor? Bağımsız ve tarafsız yargı kararı olmadan, kimin nasıl hazırladığı belli olmayan listelerle yüzbinlerce insanın kamudan ömür boyu menedilmesi, sosyal güvencelerinin ellerinden alınması, ailelerin itibarsızlaştırılması hangi kitapta yazıyor? Yargı kararı olmadan vatan haini olarak fişlenip dışlanmaları, özel sektörde dahi iş bulamamaları hangi vicdana sığar? KHK’lılar kimseden merhamet dilemiyor, sadece adalet istiyorlar. Sayın Erdoğan ne diyor? ‘KHK meselesi yargının konusudur’ diyor. Yargının konusuysa yargıdan beraat eden ya da takipsizlik kararı verilenlerin hakları niçin iade edilmiyor?
KÜÇÜK ORTAK, "MARKETLERİ SUÇLAYIN" MI DEDİ: Marketleri düşman ilan ediyorlar. Gerçekten Allah akıl fikir versin. Bu aklı kimden alıyorsa gerçeklerle bağı tamamen kopmuş durumda. Belli ki birileri kulağına bir şeyler fısıldamış. Artık küçük ortak bakmış, ‘Bisküvi fiyatları arttı, şu marketleri suçlayın’ mı demiş, ne demiş orasını bilemiyoruz. Şimdi de haftanın düşman panosuna marketleri, fiyatları oturttular.
FİYATLARIN ARTIŞININ TEMELİNDE KUR ARTIŞI VAR: Sayın Erdoğan’a sormak lazım: Fiyatlar düşükken başarı hükümetin de yükselince mi suçlusu marketler oluyor? Ben gittiğim her ilde, her ilçede esnafımızla sohbet ediyorum. Esnafımız "Zincir marketler az sayıda üründe fiyatı düşürüyor, bizi zora düşüyoruz" diyorlar. Küçük esnafımızın zincir marketlerden şikayeti, fiyatların yüksek olması değil, düşük olması. Fiyatların artışının temelinde kur artışı var.”