Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istihdam açıklamasına ilişkin, "2018’de taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçtik mi? Geçtik. Erdoğan bütün ipleri eline aldı mı? Aldı. O günden bugüne istihdama ne oldu? Son 3 yıl 3 ayda, 2018’in haziranından bu yana istihdama ne oldu? 1 milyon azaldı. Bu taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi ne gençlere iş buldu ne de çalışanların işini korudu. İstihdam değil işsizliği arttırdılar" dedi. Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelir seviyesi açıklaması için de "Artık ekonomi ile ilgili bazı konuları Erdoğan bir hayal aleminden aktarıp konuşuyor" yorumunu yaptı.
Ali Babacan, partisinin Trabzon Yomra ilçe kongresinde konuştu. Babacan, özetle şunları söyledi:
"ŞU ANKİ SİSTEMİN SONUÇLARIYLA ÖVÜNMEK MÜMKÜN DEĞİL"
"Bugünkü iktidar, kendi başarı hikayesi artık tükendiği için durmadan geçmişi anlatıp duruyor. Bizden sonraki, özellikle ben ve arkadaşlarım ayrıldıktan sonraki döneme dair de ağızlarını bıçak açmıyor. Allah aşkına, ağızlarından şöyle bir ifade çıkıyor mu; ‘Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi başladı, ben bütün yetkiyi tek elim topladım ve işsizliği düşürdüm’. Yok. Çünkü artıyor. Bir kere bile ‘Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi başladı ve ben bütün yetkiyi elimde topladım ve bak ülkede yoksulluk azalıyor’, böyle bir şey duydunuz mu? Yok. Muhasebeyi 2002’den başlatıyor bugüne getiriyor. Bizim ve arkadaşlarımızın işin başında olduğu, ortak aklın, istişarenin çalıştırıldığı dönemin artılarıyla son dönemin eksilerini harmanlıyor, muhasebeyi öyle açıklıyor. "Biz sistemi değiştirdik, bütün yetkiyi elimde topladım ve ülke zenginleşti" diyebiliyor mı? Diyemez. Çünkü şu andaki sistemin sonuçlarıyla övünmek mümkün değil. Sonuç yok."
Erdoğan’ın “Türkiye’nin son 19 yılda istihdam sayısını 9,5 milyon artırırken çalışanların gelir seviyesini de kat be kat yükseltmiş bir ülke olduğu gerçeğini asla unutmamalıyız” sözlerini hatırlatan Babacan, şöyle konuştu:
"İSTİHDAM DEĞİL, İŞSİZLİĞİ ARTTIRDILAR"
"Artan ne, azalan ne bunun bir doğru muhasebesini yapmak lazım. Bakın 2002-2021 döneminde istihdama katılan yani iş sahibi olan her 100 kişiden en az 75’i, biz işin içindeyken oluşmuş dönemdi. Peki 2018’de taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçtik mi? Geçtik. Sayın Erdoğan bütün ipleri eline aldı mı? Aldı. O günden bugüne istihdama ne oldu, değil mi? Son 3 yıl 3 ayda, 2018’in haziranından bu yana istihdama ne oldu? 1 milyon azaldı. Her sene iş gücü piyasasına 1 milyon tane gencin girdiği bir ülkede normalde işsizliği sabit tutmak için sizin 3 milyon istihdamı arttırmanız lazım. Bakın, işsiz var mı? Var. Her sene 1 milyon kişi iş gücü piyasasına giriyor mu? Giriyor. Her sene 1 milyon kişi istihdam artsa bizim işsizlik oranımız sabit gidiyor, düşmüyor. Bırakın artmayı, 1 milyon kişi istihdam düştü bu son dönemde. Milyonlarca işsiz var. Şu anki geniş tanımlı işsizlik oranı -ki biz bastıra bastıra en sonunda TÜİK bu yıl başından itibaren ‘geniş işsizlik’ diye açıklamaya başladı, nihayetinde makyajlı da olsa bunu açıklamaya başladılar- yüzde 23 olarak açıklanan bir geniş tanımlı işsizlik var. Bu yüzde 13’tü. Yani bu taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi ne gençlere iş buldu ne de çalışanların işini korudu. İstihdam değil işsizliği arttırdılar.
Sayın Erdoğan, çalışanların gelir seviyesinin yükseldiğini söylüyor. Ona, şu son 3 yıl 3 aya bakmasını tavsiye ediyorum. Çünkü kendi döneminde, bütün yetkiyi kendi elinde topladığı dönemde çalışanların geliri düştü. Emeklinin maaşı eridi. Emeklilerimiz çarşıya, pazara gittiği zaman geçen sene bir aylık emekli maaşıyla aldığını bu yıl alamıyor artık.
“HALK İLE ARASINDAKİ UÇURUM BÜYÜYOR”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı Orta Vadeli Program’da 2023 hedefi, 10 bin 700 dolar. Biz 2008’de 11 bin doları yakalamışız zaten. Kaybı görüyor musunuz? Fakirleşmeyi görüyor musunuz? Ülkenin nasıl fakirleştiği ortada. 200 liralık banknot tedavüle girdiği gün, 2009’da tedavüle girmiş, değeri 123 dolar. Bugün aynı 200 liralık banknotun değeri 23 dolar. 100 dolar yok. 100 dolar kayıp. Bu 100 dolar nereye uçup gitti, bunu bir açıklayın. Şöyle haftada bir gün bir saat toplum içine karışan bir cumhurbaşkanı, ‘Ekonomimiz iyiye gidiyor’ diyemez. Her konuşmasında halk ile arasındaki uçurumda büyüyor, bununda da farkında değil artık.”
"GELİR SEVİYESİNİ GERÇEK DIŞI ENFLASYONA GÖRE AYARLIYORLAR AMA GERÇEK HAYAT ÖYLE DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "2023 hedeflerimizle Türkiye’yi her alanda olduğu gibi çalışanlarımızın gelir seviyeleri konusunda da en üst sıralara çıkarmayı planladık" açıklaması için Babacan, şunları söyledi:
"Bakın, laf oyunları yaparak bizim ısrarla hatırlattığımız ‘kişi başı milli gelir’ hesabından kaçıyor. İşte az önce doğrusunu anlattık. Biz senelerce çalıştık, alın teri döktük ve onlara düzgün bir ekonomiyi teslim ettik. Getirdiler, götürdüler derken kişi başı milli gelir 2008 seviyesine kadar geriliyor. Sayın Erdoğan ve akraba bakanın ekonominin başına geçmesinin ardından halkımızın yoksullaştığı bütün göstergelerle ve fiilen çarşıda, sokakta, pazarda belli. Ha bir de çalışanların gelir seviyesini o makyajladıkları gerçek dışı enflasyona göre ayarlıyorlar değil mi? Ama gerçek hayat öyle değil. Gerçek enflasyon çok daha yüksek. Artık ekonomi ile ilgili bazı konuları Sayın Erdoğan bir hayal aleminden aktarıp konuşuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Eğer bu ülkenin kazancından 84 milyonun tamamının faydalanmasını temin etmeyeceksek bunca gayrete, bunca mücadeleye, bunca kavgaya ne gerek var” sözleri için de Babacan, "Vallahi doğru. Şimdi bu ifade var ya, artık bir iç sezişin herhalde dışa yansıması diyorum ben. Anlaşılan ‘Sayın Erdoğan, bu sözleriyle, artık siyasete devam etmekle ülkeye fazla bir şey kazandıramayacağını da yavaş yavaş anlıyor’ diye bir ümitle dinledim bu ifadeleri doğrusu. Tadında bırakmayı da bilmek lazım" diye konuştu.