Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’de katıldığı bir yayında hakaret davalarına ilişkin bir soruya verdiği "Benim hakkımda açılmış böyle davalar falan yok" yanıtını eleştirdi. Cumhurbaşkanına hakaret suçu istatistiklerini paylaşan Babacan, "Kendisinin Cumhurbaşkanı olduğu 2014 yılından 2020 yılına kadar TCK 299. maddesine istinaden 160 bin soruşturma, 35 bin 500 tane de dava, tablo bu. Sizin, kanunlar karşısında Dersimli Kemal’den, İzmitli Meral’den, Mardinli Mithat’tan, Osmaniyeli Devlet’ten ne farkınız var" dedi.
Ali Babacan, bugün partisinin Denizli il kongresinde konuştu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştiren Babacan, özetle şunları söyledi:
BU SİSTEMİ SİLİP ATACAĞIZ:“Üç yıl üç ay önce uygulanmaya başlayan bu taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, Türkiye’ye her alanda zarar verdi, zarar veriyor. Bu keyfî yönetim zihniyeti, hak ve özgürlüklerimizi geriletti, geriletiyor. Ülkemiz ekonomiden dış politikaya, tarımdan hukuka her alanda geriledi. Bugünün ve yarının dünyasından bu sistemi silip atacağız. Taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi, tarih kitaplarında kısa bir bölüm olarak geçecek. O bölümün adı‘gerileme dönemi’ olacak. Taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni, bir kişinin duyguları ve dürtüleriyle koskoca bir ülke yönetildiğinde nasıl oluyor, herhalde bunun örneği olarak kayıtlara geçecek.
HADİ YİNE BÜYÜTSÜN: Ben ve arkadaşlarım işin başındayken, ortak akıl ve istişare varken, yıllık ortalama yüzde 12,2’lik bir büyüme var, kişi başına düşen millî gelirde. Peki son üç yılda, eksi 2,9. Biz artırmışız, onlar düşürmüş. Biz bu milleti zenginleştirmişiz, onlar yoksullaştırmış. İşte bunun için bu döneme ‘gerileme dönemi’ diyorum. Bizim dönemimizde her yıl ortalama dolar cinsinden asgari ücret, yüzde 10,9 artmış. Son dönemde üç sene üç ay taraflı Cumhurbaşkanı bütün yetkiyi tek elinde toplamış, asgari ücret yıllık ortalama yüzde 3 düşmüş. Taraflı Cumhurbaşkanlığı döneminde asgari ücrette Avrupa Birliği ülkeleri arasında son sıralara düşmüş durumdayız, hatta Çin’in bile gerisinde şu anda Türkiye. İşçi sendikalarının açıkladığı rakamlara göre, asgari ücret açlık sınırının altında. Hani Sayın Erdoğan arada bir ‘Asgari ücreti artırdık’ diyor ya, 2002’den başlıyor muhasebeye, bugüne kadar getiriyor. İyi de o dönemden bugüne kadar baktığınızda bizim dönemde artmış, kendi tek yetkiyi elinde topladığı dönemde düşmüş. Hadi yine büyütsün.”
"BU TABLODA VATANDAŞIYLA KAVGALI BİR CUMHURBAŞKANI VAR"
Hukukun düzelmeden ekonominin düzelmeyeceğini belirten Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’de katıldığı bir yayında hakaret davalarına ilişkin bir soruya verdiği “Benim hakkımda açılmış böyle davalar falan yok. Bunları kaynağında araştırıyor musunuz" yanıtını hatırlattı. Babacan, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunun istatistiklerini, sahnede ekrana yansıtılan tabloyu göstererek açıkladı. Babacan, şöyle devam etti:
“‘Dava falan yok’ diyor ya. Kendisinin Cumhurbaşkanı olduğu 2014 yılından 2020 yılına kadar TCK 299. maddesine istinaden 160 bin soruşturma, 35 bin 500 tane de dava, tablo bu. Sayın Erdoğan uluslararası kuruluşları beğenmiyor ya hani, ‘Siz uluslararası kuruluşlardan bakıyorsunuz, bizim rakamlarımıza bakın ‘diye, işte bu kendi Adalet Bakanlığı’nın rakamı. Tablo çok açık. Bu tabloda, vatandaşıyla kavgaya tutuşan bir Cumhurbaşkanı var. Bu tabloda, yürütmenin etkisi altına girmiş bir yargı var. Bu tabloda, paspas edilen ifade özgürlüğü var. Bu tabloda, bütün bir ülkeyi ceza tehdidiyle susturacağını zanneden bir kişi var. Bu tabloda, kanunların sadece tek bir siyasi partinin genel başkanını korumak amacıyla kullanılması var. Bu tabloda, parti-devlet var.
BU TABLO UTANÇ TABLOSU: Sizin, kanunlar karşısında, Dersimli Kemal’den, İzmitli Meral’den, Mardinli Mithat’tan, Osmaniyeli Devlet’ten ne farkınız var? Bakkal Ahmet amcadan, üniversite öğrencisi Levent’ten yasalar önünde nasıl bir ayrıcalığınız olabilir ki? Hem Cumhurbaşkanı hem de parti genel başkanı olmayıçok isteyen sizdiniz. 2017 Anayasa değişikliğinin özü budur. Ancak genel başkan şapkanızı takıp taraflı davrandığınız anda diğer genel başkanlarla mevzuat önünde eşitlenmeniz gerekir. Adalet bu değil, hakkaniyet bu değil. Bu tablo utanç tablosu. Taraflı ve partili bir cumhurbaşkanının kanunları vatandaşlarına karşı sopa olarak kullanmanın tablosu.
CUMHURBAŞKANI’NA MUHALİF BİR GENÇ DEVLETİN YURDUNDA BARINAMIYOR: Üstelik soruşturma ve dava falan açmakla da yetinmiyorlar. Ek yaptırımlar getiriyorlar. Örnek; bir öğrenci cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırırlarsa o öğrenciye artık yurtlarda yer vermiyorlar. Öğrenci eğer yurttaysa bu suçlamadan dolayı hemen ilişiğini yurttan kesiyorlar. ‘Hakaret’ diye tanımladıkları da öyle bir genel başkana yapılacak eleştiriler, onun ötesinde şeyler değil. 17-18 yaşında Cumhurbaşkanı’na muhalif bir genç, devletin yurdunda barınamıyor. İşte geldiğimiz nokta bu. Bu ülkeye konuşma özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, yeniden getireceğiz."