MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı mesajında ‘sevgi dili, huzur ve sükûnet’ vurgusu yaptı. Bahçeli, “Anlaşılmaktan ziyade anlamaya, dayatmadan ziyade diyaloğa, kutuplaşmaktan ziyade kucaklaşmaya, ihtilaftan ziyade irade ve istikbal mutabakatına doğru kalıcı bir geçiş yapmamız mümkündür. Kavganın sonu yoktur. Kargaşa çıkarmanın sonucu yoktur. Şiddet yerine sevgi dilini, huzursuzluk yerine huzur ve sükûnet iklimini tesis etmek mecburiyetindeyiz” dedi.
Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı’nı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:
"DAYATMAKTAN ZİYADE DİYALOĞA GEÇİŞ YAPMAMIZ MÜMKÜNDÜR”
“Gerek KOVİD-19 salgınından dolayı gerekse de iç ve dış gelişmelerin yoğun gündeminden kaynaklı olmak suretiyle yeterince sorun ve zorluklarla sınandık. Bayram münasebetiyle kendi iç dünyamızı, çevremizle kurduğumuz irtibat ve ilişki kanallarını dürüst ve dengeli bir kavrayışla ele almaya ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Anlaşılmaktan ziyade anlamaya, dayatmadan ziyade diyaloğa, kutuplaşmaktan ziyade kucaklaşmaya, ihtilaftan ziyade irade ve istikbal mutabakatına doğru kalıcı bir geçiş yapmamız mümkündür.
“KAVGANIN SONU YOKTUR”
Kavganın sonu yoktur. Kargaşa çıkarmanın sonucu yoktur. Bu ülke, hepimizin müşterek hazinesidir. Türkiye, 84 milyon Türk vatandaşının has bahçesidir. Ayrılmamızı, bölünmemizi, birbirimize düşmemizi projelendiren tüm odaklara verilecek en etkili cevap, tek ses, tek nefes, tek bilek halinde duruş göstermektir. Çünkü biz, Diyarbakır’da kesilen kurbanın duasını Edirne’de yapan, Hakkâri’de takdim edilen ikramı Ankara’da alan, İstanbul’da uzatılan eli Şırnak’ta tutan, Rize’de akan göz yaşını Ağrı’da silen fazilet ve fedakarlık nişanesi bir milletin evlatlarıyız. Türkiye’nin bütün güzellikleri, mahalli ve milli bütün kazanımları; göz nurumuz, gönül aşımız, yürek atışımız, meşale gibi yanan ve asla sönmeyecek ortak anımız, ortak mirasımızdır.
“ŞİDDET YERİNE SEVGİ DİLİNİ TESİS ETMEK MECBURİYETİNDEYİZ”
Şiddet yerine sevgi dilini, huzursuzluk yerine huzur ve sükûnet iklimini tesis etmek mecburiyetindeyiz. Bilhassa televizyon ekranlarında biteviye sahnelenen şiddet olaylarına, dizi filmler vasıtasıyla servisi yapılan kahredici görüntülere bir son verilmelidir. Demokrasilerde mühim bir mevkii bulunan medyanın toplumsal barış ve huzura hizmet etmesi, sağduyulu ve sorumlu yayıncılık ilkelerine titizlikle riayeti, vazgeçilmez değer ve önemdedir. Bayram barıştır, bağışlamadır, hatırlamadır, hoşgörüdür, şefkattir, sıcaklıktır, merhamettir, vuslattır. Aslına ve anlamına müzahir bayram günlerine kavuşmak, bu kavuşma halini de her şart altında muhafaza etmek, en halisane dileğimdir.”