BAKAN GÜL: “ISRARLI TAKİP FİİLLERİNE İLİŞKİN YENİ BİR SUÇ İHDASI, ÇALIŞILAN BAŞLIKLAR ARASINDA"

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, trafik magandalığı gibi fillere ceza artırımının gündemlerinde olduğunu söyledi. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bir adliye...

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, trafik magandalığı gibi fillere ceza artırımının gündemlerinde olduğunu söyledi. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bir adliye kuracaklarını açıklayan Gül, finans ve sendika ihtisas mahkemeleri oluşturacaklarını duyurdu. ‘Israrlı takip’ suçunun ayrıca ve daha ağır cezalandırılmasını da gündemlerine aldıklarını belirten Gül, “Özellikle kadınlara yönelik huzur ve sükun bozucu ısrarlı takip fiillerinin de ayrıca daha ağır cezalandırılmasına ilişkin yeni bir suç ihdası da yine çalışılan başlıklar arasındadır” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2020 yılı kesin hesap ve 2022 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler başladı. HDP Milletvekilleri, Bakan Gül’ü, üzerinde “AİHM kararları uygulansın” yazan dövizlerle karşıladı. Komisyonda sunum yapan Bakan Gül, şunları söyledi:

84 MİLYONUN ANAYASASINI YAPMA KARARLILIĞINDAYIZ: "İnsan Hakları Eylem Planı ile yeni bir anayasaya olan ihtiyaca vurgu yapmıştık. Bize göre; millet iradesinin bir daha ipotek altına alınmaması için, bütün demokratik kazanımların en güçlü güvenceye kavuşması için yeni ve sivil bir anayasa, siyasetin önündeki en önemli sorumluluklardan biridir. Bu sorumluluk, siyaset kurumuna partiler üstü bir ödev vermektedir. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın tüm partilere yaptığı çağrının arkasında da bu hassasiyet, bu anlayış bulunmaktadır. Kabul etmek gerekir ki darbe dönemlerinin ruhu, 82 Anayasası’na, millete ve siyaset kurumuna güvensizlik olarak yansımıştır. Bu yansımanın izlerini silmek için birçok değişiklik de yapılmış, ancak anayasadaki bu vesayetçi anlayış bütünüyle giderilebilmiş değildir. Hâlihazırda demokrasi anlayışımız, bu anayasanın sunduğu perspektifin çok ilerisinde bulunmaktadır. Millet iradesini en güçlü şekilde koruyacak, özgürlükçü bir anlayışa dayalı anayasaya ihtiyacımız olduğu açıktır. Demokrasinin bir gereği olarak hukukun herkese eşit ve adil bir şekilde uygulanması, çoğulculuğun ve farklılığa saygının esas alınacağı bir anayasaya milletimizin ihtiyacı vardır. Bu perspektifle milletin sesinden, sözünden ürkerek değil, milletin sesi ve sözünden güç alarak özgürlüklerimizi geliştirmek için ve mevcut hakları daha da anayasal güvence altına almak için yeni ve sivil bir anayasayı, 84 milyonun anayasasını, toplumsal sözleşmesini yapma kararlılığındayız. Bunu da Gazi Meclis’imizin hayata geçireceğine inanıyoruz."

“TUTUKLAMAYA İTİRAZLAR ARTIK ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNE YAPILACAK”

4. Yargı Paketi’yle ceza adaleti sistemi ve sulh ceza hakimliklerine ilişkin önemli değişiklikler yapıldığını belirten Gül, şöyle devam etti:

“Nerede bu konular tartışılsa ‘dikey itiraz gelmeli’ şeklinde öneriler vardı. Sulh ceza hâkimliklerinin tutuklama ve adli kontrol kararlarına karşı ‘dikey itiraz usulü’ getirilmiştir. Yani sulh ceza hâkimliklerinin belirtilen kararlarının, itiraz halinde yine sulh ceza hâkimliklerince incelenmesi yönündeki uygulamayı kaldırmış olduk. 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren, artık tutuklamaya itirazlar, asliye ceza mahkemeleri tarafından değerlendirilecek. Yani tutukluluğa itiraz, artık bir üst mahkemede yapılacaktır.

TUTUKLULUĞA AZAMİ SÜRE: 1. Yargı Paketi’nde, tutukluluğa azami süre getirdik. Bu sürede tamamlanamayan bir soruşturmada tutuklama devam etmeyecek. Bu düzenlemeden önce, soruşturma aşamasında yani dava açılmadan, kişiler bazı suçlar için yedi yıl tutuklu kalabiliyordu. Yine aynı amaca yönelik olarak adli kontrol tedbiri de revize edilmiştir. Yapılan değişiklikle ‘konutu terk etmeme’ adlî kontrol yükümlülüğünün cezadan ‘mahsup’ edilebilmesine imkân tanınmıştır. Adlî kontrol tedbirinin devam edip etmeyeceği hususunun en geç ‘4 aylık aralıklarla incelenmesi’ bir diğer yenilik olmuştur. Bu sayede, tıpkı tutuklama tedbirinde olduğu gibi, adli kontrolde de bu kararın hâkim tarafından yeniden incelenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu süre dolduğunda kişi hakkında adli kontrol tedbiri kaldırılacaktır.”

“TRAFİK MAGANDALIĞINA CEZA ARTIRIMI”

Ceza Hukuku Bilim Komisyonu oluşturulduğunu söyleyen Gül, “Toplum huzurunu koruyan mevzuat hükümlerini gözden geçireceğiz. Örneğin trafik magandalığı gibi fiillere ceza artırımı gündemimizde bulunmaktadır” dedi. Gül, sunumunu şöyle sürdürdü:

KİŞİSEL VERİLERE MAHREMİYET, İFŞAYA SON: “Suçsuzluk karinesi ve insanımızın lekelenmeme hakkı, adalet hizmetlerindeki temel önceliklerimiz arasındadır. 2017 yılında CMK’da yaptığımız değişiklikle hiç kimsenin haksız, temelsiz ve yersiz suçlamalara muhatap olmamasını sağladık. Böylece uzun yıllardır konuşulan lekelenmeme hakkı, 2017’den beri çok daha güçlü bir koruma halkasına sahip oldu. Bu müessese, insanın şeref ve haysiyetini korumamızın ve insan onurunu el üstünde tutmamızın da en etkili araçlarından biridir. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği 25 Ağustos 2017 tarihinden bugüne kadar, 472 bin ‘soruşturmaya yer olmadığına dair karar’ verilmiştir. Yani 472 bin vatandaşımızın evine, işyerine, devlet memuru ise dairesine, işçiyse fabrikasına kolluk gitmemiş, bu insanlar haksız yere savcının huzuruna çıkartılmamıştır. Bu müessese olmasaydı, binlerce vatandaşımız haksız ve mesnetsiz isnada maruz kalacak, yargı da şahsi husumetlere ya da kişisel çekişmelere alet edilecekti. Bir diğer ifadeyle; lekelenmeme hakkını getirmeseydik, 472 bin vatandaşımız ‘şüpheli’ olacaktı. 84 milyon vatandaşımızın şerefi, onuru, itibarı devlete emanettir. Bunun için, lekelenmeme hakkını daha etkili korumaya matuf mevzuat önerileri, değişmeyen çalışma başlıklarımızdandır. Olay ne olursa olsun, ilgilisi kim olursa olsun, hiçbir şekilde insanın mahreminin ifşası kabul edilemez. İnsanın kişisel verilerine, mahremine saygı, hukukun esasıdır. Bu, ceza muhakemesinin en hassas olması gereken sınırdır.

KAYITLAR İMHA EDİLECEK: Yine iletişim kayıtları, eskiden sadece savcı takipsizlik kararı verince yok ediliyordu. Bunu, beraat kararları için de son yargı paketinde getirdik. Bu kanunlaştı, uygulayamaya da artık başladı. Vatandaş beraat almış, ama mahkeme kayıtlarında yıllarca o dinleme kayıtları dosyada kalabiliyordu. Artık bu kayıtlar imha edilecek. Bu kapsamda, sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelden, havaalanından yakalama gibi işlemlere son verdik. Artık mesai saatleri dışında yakalanan kişiler, yargı mercilerine gelip ifade vermeyi taahhüt etmeleri durumunda Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda bir defaya mahsus olmak üzere serbest bırakılıyorlar. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği 14 Temmuz 2021 tarihinden bu yana 9 bin 351 vatandaşımız, taahhüt vererek serbest kalmıştır.

2022 YILINDA SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI’NA DA BİR ADLİYE KURACAĞIZ: Vatandaşımızın hukuk güvenliğini ve itibarını korumaya yönelik reform adımlarımızdan biri de İstanbul Havalimanı adliyesi olmuştur. Yaklaşık 15 bin kişi hakkında burada adli işlemler yapılmıştır. Bu kapsamda, 2022 yılında Sabiha Gökçen Havalimanı’na da bir adliye kuracağız.

ARTIK AVUKATLAR UZLAŞTIRMA YAPACAK: 2019 yılında uzlaşmanın kapsamını genişletmiştik. Sadece bu yıl, uzlaştırma müzakerelerine getirilen dosyalardan 194 bin 924’ünde uzlaşma sağlanmış. Şu an sistemde 27 bin 403 uzlaştırmacı bulunmaktadır. Halen görev yapanların da kazanılmış haklarını koruyarak bu görevin avukatlar tarafından yapılmasının doğru olacağına inanıyoruz.

“ISRARLI TAKİP FİİLLERİ DAHA AĞIR CEZALANDIRILACAK”

Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde, ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Büroları’ kurduk. Bu bürolar, halihazırda 81 il, 134 ilçe adliyesinde faaliyet göstermektedir. Soruşturmaların, buralarda görevlendirilen uzmanlaşmış Cumhuriyet savcıları tarafından yürütülmesini sağladık. İlave olarak Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından tedbir mahkemeleri hayat geçirildi. Yani görevi sadece tedbir taleplerine bakmak olan mahkemeler oluşturuldu. 763 hakim tedbir kararlarına bakmakla görevlidir. Aile içi şiddet bürolarında görevli Cumhuriyet savcıları ile tedbir kararlarına bakmakla görevli hâkimlere, uygulama birliğinin sağlanması için düzenli olarak eğitimler verilmektedir. Son 3 yılda bu eğitimlere 7 binden fazla hakim ve savcı katılmıştır. Ayrıca İçişleri Bakanlığı ile yaptığımız ortak çalışma çerçevesinde, tedbir kararlarının kolluk aracılığıyla kişilere tebliğ edilebilmesi uygulamasını da başlattık. Tekrarlanan şiddetle etkin mücadele etmek için de bazı uygulamalar geliştirdik. Taraflar hakkındaki tedbir geçmişi, artık sistem tarafından otomatik olarak ekrana yansıtılıyor. Bu konuda önemli bir düzenleme de 4. Yargı Paketi ile getirildi. Yeni düzenlemeyle eşe karşı işlenen suçların cezasında yer alan cezayı artırıcı nedenlerin, boşanılan eşi de kapsaması sağlandı. Yine bu kapsamda, özellikle kadınlara yönelik huzur ve sükun bozucu ısrarlı takip fiillerinin de ayrıca daha ağır cezalandırılmasına ilişkin yeni bir suç ihdası da yine çalışılan başlıklar arasındadır. Bu konunun da yine Gazi Meclis’imde kanunlaşacağına inanıyoruz.”

ÇOCUK İCRASINA SON VERİLECEK: Hepimizin arzusu, tarafların medeni şekilde çocuklarıyla kişisel ilişki kurabilmesidir. Ama bir taraf çocuğu göstermeyince, diğer tarafın devlet otoritesi ile çocuğunu görme hakkını temin etmesi normaldir, doğaldır. Bu konudaki devlet otoritesinin, icra dışında bir yolla olması gerektiği düşüncesindeyiz. İcra ve çocuk kelimesinin yan yana gelmesini bile asla doğru bulmuyoruz. 90 yıldır süren bu mekanizmaya da bugün Gazi Meclis’imizde görüşülen bu yargı paketiyle son verilmiş olacaktır.

“UZUN YARGILAMALARDAN KAYNAKLI ZARARLAR İNSAN HAKLARI TAZMİNAT KOMİSYONU TARAFINDAN GİDERİLECEK”

Makul sürede yargılanma hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir. Şu an hedef sürelere uyulma oranının, genel olarak memnuniyet verici olduğunu sizlerle paylaşmak isterim. Genel itibariyle yargı mensuplarının büyük bir kısmının hassas davrandığını görüyoruz. Ancak bazı yargılamaların maalesef makul sürelerin üzerinde sürdüğü de bir gerçek. HSK, hedef süreye uyumu terfide dikkate alan bir ilke kararı almıştır. Bu karar, 7 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Yine önümüzdeki dönem yapacağımız çalışmalardan biri de uzun yargılamalardan kaynaklı zararların, Anayasa Mahkemesi’ne ve diğer mahkemelere gerek kalmaksızın bakanlığımızca oluşturulan İnsan Hakları Tazminat Komisyonu tarafından kısa sürede giderilmesini planlıyoruz. Yargılama makul süreyi aşmışsa, bu bir hak kaybıdır ve vatandaş dava yoluna gitmeden bu hakkını almalıdır.

BOŞANMA DAVALARI KISA SÜREDE SONA ERECEK: Bazı davalarda sürenin uzamasından doğan mağduriyet, tarafların hayatına doğrudan tesir etmektedir. Bu konuda akla gelen ilk örnek boşanma davalarıdır. Boşanma davalarının, tazminat ve velayet gibi taleplerden dolayı uzadığını ve böylelikle ilave mağduriyetlere sebebiyet verdiğini gözlemliyoruz. İki taraf da boşanma konusunda kararlı, ancak sair hususlarda anlaşamadığı için uzayıp giden çekişme, kadına da erkeğe de ve varsa çocuğa da ilave külfetler getirmektedir. İki taraf da boşanmak istiyorsa, bu boşanma iradesini hakim huzurunda söylediyse artık diğer hususları başka bir yargısal işleme tabi tutacak, ama boşanma kararını gecikmeksizin vererek kişilerin medeni halleriyle ilgili gecikmeden karar verilmesi hususunda çalışmalarımızı da son hale getirmiş durumdayız.

FİNANS VE SENDİKA İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULACAK: Özellikle ihtisas mahkemelerinde uzmanlaşmaya büyük önem veriyoruz. İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerimizden başlayarak finans mahkemeleri kuracağız. Yine sendikal uyuşmazlıklara ilişkin de sendika ihtisas mahkemelerini de yakın zamanda hayata geçirmiş olacağız.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: "İNSANLIĞIN TÜM KURUMLARIYLA KAN KAYBETTİĞİ DÖNEMDEYİZ"
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI URALOĞLU, YUNAN BAKAN STİLYANİDİS İLE BİR ARAYA GELDİ
BAKAN URALOĞLU: “KALKINMA YOLU PROJESİ BİTME NOKTASINA GELDİ”
TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU ÜYELERİNDEN YENİDOĞAN ÇETESİ AÇIKLAMASI
BAŞKAN KÖYMEN: "MALTEPE’Yİ KÜLTÜR VE SANATIN MERKEZİ HALİNE GETİRECEĞİZ"