Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Şu an aktif vakalarımızın yaklaşık yüzde 87’si aşısı tamamlanmamış kişiler. Mevcut aktif vakalar içinde tam aşılı olup hastalığa yakalananların oranı yüzde 5’ten az. Hastanede yatan hastalarımızın yüzde 95’i de aşısı tamamlanmamış kişiler” dedi. Koca, “Kısıtlama günlerine geri dönmeyi hiçbirimiz hiçbir surette tekrar yaşamak istemeyiz. Buna mecbur kalacağımız bir seyir şu an için yok. Ama olmayacağı anlamına gelmez” uyarısı da yaptı.
Bakan Koca Bilim Kurulu toplantısının ardından sosyal medya üzerinden basın açıklaması yaptı. Koca, aşının önemini yineledi ve “Şu an aktif vakalarımızın yaklaşık yüzde 87’si aşısı tamamlanmamış kişiler. Mevcut aktif vakalar içinde tam aşılı olup hastalığa yakalananların oranı yüzde 5’ten az. Hastanede yatan hastalarımızın yüzde 95’i de aşısı tamamlanmamış kişiler” diye konuştu. Koca’nın açıklamasışöyle:
"BAYRAMDA HASTALIK YOK OLMADI: Hepinizin bildiği gibi son iki hafta içinde vaka sayılarında çok hızlı bir yükseliş yaşadık. Bayram günlerinde hastalık yok olmadı. Ama üzülerek izledik ki hastalık yokmuş, hiç olmamış gibi bir tavırla bayramı karşıladık. Tedbirlere dikkatin çok azaldığınıüzülerek gördük. Bugünlerde bunun etkisini yaşadığımız bir gerçek. Vaka sayılarının artış hızı istemesek de yükselme eğiliminde. Bu durum birçok açıdan sorun teşkil ediyor. Bunların ilki aşı programımız toplum bağışıklığı hedefine ulaşamadan yeni bir varyantın baskın hale gelmesi ve aşı ile bağışıklık programımızı sekteye uğratma riski.
İKİ DOZ AŞI OLMADAN BAĞIŞIKLIK ELDE EDİLMİYOR: Unutmayalım ki en az iki doz aşı olmadan ve üzerinden belirli bir süre geçmeden bağışıklık elde edilmiyor. Birinci doz aşısını olmuş vatandaşlarımız henüz bağışıklık kazanmadan virüsle karşılaştıklarında hastalığa yakalanabiliyorlar. Benzer şekilde iki doz aşı olmuş kişiler için de üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra aşıların etkinliği azalıyor ve bu durum da hastalığa yakalanma riski ortaya çıkıyor. Bunlar, aşı programının başarıya ulaşmasının önündeki en önemli risk faktörleridir.
MECBUR KALACAĞIMIZ BİR SEYİR YOK, AMA (KISITLAMA) OLMAYACAĞI ANLAMINA GELMEZ:İkincisi ise salgını aşı ile durdurmaya çalışırken artan vaka sayılarının unutmak istediğimiz, bir daha dönmek istemediğimiz yakın geçmişteki kısıtlamalarla dolu hayatımıza dönmek. Kısıtlama uygulanan dönemler salgının sosyal hayatımızı en çok etkilediği, insani ihtiyaçların bile özel planlamalar gerektirdiği günlerdi. Kısıtlama günlerine geri dönmeyi hiçbirimiz hiçbir surette tekrar yaşamak istemeyiz. Buna mecbur kalacağımız bir seyir şu an için yok. Ama olmayacağı anlamına gelmez. Bağışıklık sağlanmadan yapacağımız her tedbirsizlik bizi bu istemediğimiz sınıra yaklaştırır. Bu kısır döngüden kurtulmanın tek yolu aşı ile bağışıklık elde edene kadar tedbirlere uymaktır. Üçüncüsü ise maalesef kayıplarımızın artması tehlikesidir. Aşılar en çok risk grubundaki vatandaşlarımız için önemli. Ancak yaygın olarak aşı olmadan sadece risk grubunun aşılanması ile onları korumamız mümkün değil. Sevdiklerimizi, büyüklerimizi korumak için önce kendi aşılarımızı olmamız şart. Bana bir şey olmuyor düşüncesi ile sevdiklerimizi riske atabilecek durumda değiliz.
HASTANEDE YATANLARIN YÜZDE 95'İNİN AŞISI TAMAMLANMADI:Örneğin, şu an aktif vakalarımızın yaklaşık yüzde 87’si aşısı tamamlanmamış kişiler. Mevcut aktif vakalar içinde tam aşılı olup hastalığa yakalananların oranı yüzde 5’den az. Hastanede yatan hastalarımızın yüzde 95’i de aşısı tamamlanmamış kişiler. Bir başka önemli ön değerlendirmemiz de aşıların etki süresi ile ilgili. Aşı programımız ile birlikte aktif vakalar içinde 60 yaşüzeri vatandaşlarımızın oranı dramatik şekilde azalmıştı. Ancak aşılamanın üzerinden 4-5 ay geçtikten sonra bu yaş gurubunun aktif vakalar içindeki oranı artmaya başladı. Bunu görür görmez 3. Doz uyarısında bulunduk ve 50 yaşüzeri vatandaşlarımızın 3. Doz aşılarını olmalarını sağlayan programı başlattık. Bunu bizden daha erken fark eden ve uygulayan olmadı.
9 MİLYONA YAKIN VATANDAŞ 3. DOZ AŞIYI OLMALI: Ancak hali hazırda bu durumda aşı olması gereken 9 milyona yakın vatandaşımız aşı olmayı bekliyor. Bu vatandaşlarımızı korunmak için bir an evvel 3. Doz aşılarını olmaya davet ediyorum. Salgının seyrini dikkate alarak zorunlu uygulamalar getirilmesi gerektiği çokça dile getiriliyor. Hatta bazıülkeler bu konuda kanunlar çıkarıyor ya da hazırlıyor. Bizim bu konuya yaklaşımımız bilimsel verilerden elde edilecek sonuçlara bakmadan atılacak adımların eksik olacağı yönündedir. Birinci önceliğimiz, tüm vatandaşlarımızın sorumluluk alarak ve sorumlu bir birey olarak kendi tedbirlerini alması ve aşı olarak topluma karşıödevini yerine getirmesidir. Yaptığımız çalışmaların bilime ve kanıta dayalı sonuçlarıözel tedbirler almayı gerektirirse bunu yapmaktan imtina etmeyiz. Ancak, herkes yapıyor, herkes istiyor diye bir adım atmayacağız. Kısıtlamalarla dolu bir toplumsal hayat hiç birimizin tercihi ya da önceliği değildir. Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda tedbir alınması gerek bir durum olursa bunu sizlerle paylaşacağım.”