DİLAN KUTLU
Yozgat’ta çiftçilik yapan Ali İhsan Yılmaz 2017 yılında sözleşmeli şeker pancarı ekti. Özelleştirilmesinin ardından fabrika, çiftçi Ali İhsan Yılmaz’ın iddiasına göre şeker pancarını almayarak kendisini icraya verdi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise sözleşmeli üreticiliğin yaygınlaştırılmasının Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin en büyük hedefi olduğunu savunarak, “Bir tarafın kazandığı, çiftçinin kaybettiği bir sözleşmeli modeli ülkemiz için yeni bir yıkımdır. Çiftçinin kendi tarlasında, taşeronlaştığı, sömürüldüğü bir düzenin yasal aracı olacaktır” dedi.
Türkiye’de uzun yıllardan bu yana belli ürünlerde sözleşmeli tarım yapılıyor. Ancak, sözleşmeli üretim konusunda gerekli yasal düzenlemeler yapılmadığı için üreticiler ciddi sorunlar yaşıyor. Türkiye’de sözleşmeli üretimin en yaygın olduğu alanlardan birisi şeker pancarı, ikinci sırada ise sanayi tipi salçalık domates geliyor.
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, Birinci Tarım Zirvesi’nde yaptığı konuşmada önümüzdeki dönemde sözleşmeli üretim yasa taslağının gündeme alınacağını açıklamıştı.
“ÖZELLEŞTİRME SONRASI PANCAR TARLADA KALDI”
2018 yılında tüm tepkilere karşın, iktidar, TÜRKŞEKER’e ait 25 şeker fabrikasından 14’ünü ihaleye çıkararak 10 fabrikayıözel sektöre devretti. Şeker Fabrikasıözelleştirildikten sonra mağdur olduğunu iddia eden, Yozgatlıçiftçi Ali İhsan Yılmaz, Çorum Şeker Fabrikasıözelleştirilince sözleşmeli ürün olarak ektiği şeker pancarının tarlada kaldığını söyledi. Sözleşmeli şeker pancarının alınmadığını belirten Yılmaz, şirket tarafından icraya verildiğini öne sürdü. Yılmaz, “Sözleşmem gereği benim her türlü maddi manevi zararlarımın giderilmesi gerekirdi. Giderilmediği gibi hem pancarımı tarlada çürüttünüz hem de üç beş kuruş nafakamı vermediniz. Sözleşmeyi devralan şirket tarlada koyduğunuz pancar için icra başlattı. Şimdi kalkmış diyorsunuz ki sözleşmeli ektireceğiz. Siz sözleşmeli ekilen ürünlerin bedelini ödediniz mi, bütün her şey tertemiz de o mu kaldı?” diye konuştu.
“BAZEN ÇİZME PARASI DA BULAMIYORUZ”
Bakan Bekir Pakdemirli’ye seslenen üretici şöyle konuştu:
“Zaten çiftçilerin her türlü sıkıntısı var. Tarlaları, traktörleri haczedilmiş bir durumda. Siz de kalkmış diyorsunuz ki, ‘Bütün ürünler sözleşmeli ekilecek…’ Zaten yapılacak olan sözleşmeler, çiftçilerin aleyhine olacak. Aleyhine olmasaydı. Benim pancarım sözleşmeli ekildi. Ben sözleşmeyi yerine getirdim. Ben bu tarlayı ektim, suladım, çapaladım, gübreledim, yetiştirdim. Sözleşme gereği almak zorundaydınız. Almadınız. Almadığınız bir pancardan dolayı benim tazminatımıödemeniz gerekirken yine bana ceza kestiniz. İcrayı başlattınız.
Sayın Tarım Bakanı biz sizin gibi galoş giyip de tarlalara çıkmıyoruz. Bazen çizme parası da bulamıyoruz. Bazen yalınayak gece günüz 24 saat bu tarlanın içerisindeyiz. Siz şirketleri zengin ediyorsunuz çiftçiyi mağdur ediyorsunuz. Şu an da çiftçiyi bitirdiniz. Çiftçinin üç kuruş karına göz dikiyorsunuz. Şirketlere peşkeşçekmeye çalışıyorsunuz. Yazıktır günahtır. Buğdayımız olması arpamız olmadı. Şeker pancarını da siz bitirdiniz. Türkiye’de şu an ki şartlar ve hukuk düzeniyle sözleşmeleri bir şey ekmek imkansız. Çünkü Türkiye’de hukuk hep zenginler için çalışıyor. Bizler gariban, alın teriyle çalışan insanlarız. Alın terine en ufak bir saygınız varsa öncelikle benim sözleşmeli ekmiş olduğum… Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir çiftçinin şekerpancarını tarlada koydunuz. Onun tazminatınız dahil bana vereceksiniz ondan sonra o çiftçinin haklarını koruduk diyeceksiniz.”
"GEÇEN YIL SÖZLEŞMELİ OLARAK EKİLEN DOMATESLER ALINMADI"
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez de ANKA Haber Ajansı’nın konuyla ilgili sorularını yanıtladı. Suiçmez, Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin Birinci Ulusal Çiftçi Zirvesindeki konuşmasını hatırlatarak, “Tarım Bakanı oradaki en büyük hedefinin ülkemizde sözleşmeli üreticiliğin yaygınlaştırılmak olduğunu söyledi. Sözleşmeli üreticilik ülkemizde geçmiş yıllardan beri uygulanıyordu, özellikle şeker şirketinde kamu ile çiftçi arasında başarılı uygulamaları da vardı. Gerek şeker fabrikalarının özelleştirilmesi gerekse daha sonra, sanayiciler ile çiftçiler arasında özellikle domates üstünden yapılan sözleşmeler ülkemizde çok ciddi sıkıntılar yaratmıştı” dedi. Geçen yıl Bursa’da sanayilik domates konusunda da sözleşme koşullarına uyulmadığını belirten Suiçmez, sözleşmeli üreticinin ürününün tarlada kaldığını söyledi.
Zincir marketlerin sözleşmeli üreticilik üzerinden ürün aldığını, sözleşme koşullarının tek taraflı yapılarak üreticilerin korunmadığını ifade eden Suiçmez, TBMM’ye yasa teklifi gelmesi halinde kamunun alanı tümüyle örgütsüz, küçük üretici ile büyük şirketler arasındaki dengesiz yapıya bırakmaması gerektiğini vurguladı.
“ÇİFTÇİNİN KAYBETTİĞİ BİR SÖZLEŞME MODELİÜLKEMİZ İÇİN YIKIMDIR”
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Kamunun mutlaka denetleyici olması mümkünse sözleşmelerin büyük şirketlerle güçlü kooperatifler arasında olması gerekiyor. Bir tarafın kazandığı, çiftçinin kaybettiği bir sözleşmeli modeli ülkemiz için yeni bir yıkımdır. Çiftçinin kendi tarlasında sömürüldüğü, taşeronlaştığı, sömürüldüğü bir düzenin yasal bir aracı olacaktır. Tümüyle serbest piyasa koşullarında tek taralı sözleşmeli üretimin Türkiye tarımına çok ciddi zararları olacağını düşünüyoruz” dedi.
SÖZLEŞMELİ ÜRETİM MODELİ NEDİR?
Sözleşmeli tarım üretim modeli, firmalar ve üreticiler arasında ürünün ekim- dikim zamanında veya çiftçinin belirli bir ekiliş alanı ve üretimi gerçekleştirme sorumluluğunu yüklemesine karşın, firmaların da elde edilecek ürünü belirli şartlarda garantili almasına dayalı üretim ve pazarlama şekli olarak biliniyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Üretici Ali İhsan Yılmaz
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez (6.51)