HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “AKP’nin 17/25 Aralık geleneğinin yeni adı ‘20/31 Aralık vurgunları’ olmuştur. ‘Bir gece ansızın geliriz’ diye savaş naraları atan iktidar, 31 Aralık gecesi ansızın yaptığı büyük zamlarla, halkın cebine ve sofrasına en büyük darbeyi vurmuştur. Bir yıl içerisinde iğneden ipliye her şeye yüzde 100 zam yapıldı. AKP’nin ampulü sebeptir, elektrik zammı da sonuçtur. Bu iktidar halkın ekonomisine çöken, sadece vergi ve zam üreten bir canavara dönüşmüştür” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Buldan, özetle şunları söyledi:
“EŞİTSİZLİĞİ BÜYÜTEN BİR İKTİDAR GÖRDÜK: 2021 iktidar politikaları nedeniyle, siyasal, toplumsal ekonomik ve sosyal yıkımların peş peşe yaşandığı bir yıl oldu. Hukuksuzluğun, yalanın, talanın, soygunun, yolsuzluğun, kumpasların yılı oldu. Kadınların, gençlerin, emekçilerin tüm toplumsal kesimlerin, inançların, kimliklerin ağır saldırı altında olduğu bir yıl oldu. Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin temel sorunlarına çözüm üreten değil, toplumla mücadele eden, sorun üreten, eşitsizliği büyüten bir iktidar gördük.
BU DÜŞMANLIK HUKUKU TÜRKİYE’YE HİÇBİR ŞEY KAZANDIRMAZ: Bugün tutuklu aileleri de seslerini duyurmak için buradalar, aramızdalar. Cezaevleri güncel ve yakıcı bir gündem olmaya devam etmektedir. Özellikle ağır hasta tutuklular ağır hastalıkları ve cezaevlerinde kalamaz raporlarına rağmen işkenceli bir ölüm sürecine terk edilmektedir. Sadece aralık ayı içerisinde 6 tutsak cezaevlerinde yaşamlarını yitirdi. Cezaevine sağ giren tutukluların cezaevlerinden ne yazık ki tabutları çıkıyor. Bugün tutsaklara adeta fiili bir idam cezası uygulanmaktadır. İnfaz yakmalar tam bir hukuk dışılıktır ve bir rehine politikasıdır. Elbette bu yaşananlar İmralı’da sürdürülen ağır tecrit politikasından da bağımsız değildir. Cezaevlerini ve tüm ülkeyi, toplumu, kurumları, siyaseti ve yaşamın her alanını kuşatma altına almak isteyen kapsamlı bir tecrit politikasıyla bugün Türkiye karşı karşıyadır. Cezaevlerinde asıl mahkum edilen vicdanlardır, adalet duygusudur. İnkar adı altında işleyen cinayetlerinde, ölüme terk edilen hasta tutuklularında infaz yakmalarında takipçisi olmayı ve adalet mücadelesini devam ettireceğiz. Buradan annelerimize ve halkımıza sözümüz olsun.
İNSANLIK SUÇLARINDA ZAMAN AŞIMI YOKTUR: Bugünkü iktidarın gücüne güvenen tüm bürokratlara, yöneticilere buradan bir kez daha seslenmek istiyorum, cezasızlık zırhına güvenerek sürdürdüğünüz hukuk dışı, insanlık dışı uygulamalardan bir an önce vazgeçin. Bu iktidar, mutlaka gidecektir. İşte o zaman cezasızlık zırhınız da ortadan kalkacak ve işlediğiniz bütün hukuksuzluklar, adalet önünde bir bir karşınıza çıkacaktır. İnsanlık suçlarında zaman aşımı yoktur bunu böyle bilin. Ailelerimiz asla yalnız değildir. HDP olarak sizin yanınızdayız, sizin sesiniz bizim sesimizdir, bundan hiçbir kuşkunuz olmasın sevgili anneler.
HASTA TUTUKLULARI TAHLİYE EDİN: Buradan Adalet Bakanlığı’na çağrı yapıyorum. Ailelerin feryadına kulak verin. Cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara derhal son verin. Yarın çok geç olmadan başta Aysel Tuğluk olmak üzere, tüm hasta tutukluları acilen tahliye edin. Çünkü, onların dışarıda tedavi olmaya ihtiyaçları var. Son günleri bile olsa ailelerinin yanında kalmaya ihtiyaçları var. Bu bir vicdanı sorumluluktur. Bu bir insani sorumluluktur. Bu insani ve vicdani sorumluluğa herkesi davet ediyorum. Başta Adalet Bakanlığı’nı ve bu ülkeyi yönetenleri. Bu düşmanlık hukuku Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmaz.
İKTİDAR 2021'DE BAŞARAMADI, 2022'DE DE BAŞARAMAYACAK: AKP, MHP iktidarı akla gelebilecek her zulmü her hukuksuzluğu yaptı, yapmaya da devam ediyor. Ama Türkiye halkları ne barış talebinden vazgeçti ne de demokratik bir gelecek özleminden. Ne adalet mücadelesinden vazgeçtik ne de özgürlüklerden. İktidar ülkenin her santimine yaymaya çalıştığı faşizm karşısında büyük demokrasi direnişini gördü. Adalet mücadelesini gördü. Kadınların eşitlik talebini yok sayan erkek düzen, karşısında kadınların tüm zamanların en büyük eşitlik ve özgürlük mücadelesini gördü. Savaş politikasını her yere yaymaya çalışan, savaş makinesi karşısında Türkiye halklarının büyük barış iradesini gördü. Savaş ve tezkere karşıtı bloku gördü. Rant uğruna doğayı talan eden beton zihniyeti Karadeniz halkı başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafında büyüyen ekoloji mücadelesini gördü. Alın teri sömürülen yolsuzluk sistemi karşısında işçinin emekçinin emek mücadelesini gördü. İktidar 2021 yılını kazanamadı. 2021 yılında iktidar kaybetti kaybetmeye de devam edecek bundan kimsenin şüphesi olmasın. Halklarımızın iradesini ve umudunu kıramadı, yıkamadı. Kendi politikaları kırılma yaşadı bunu her gün görüyoruz. Bu iktidar 2021’de başaramadı 2022’de de başaramayacak ve çok büyük kaybedecek buradan Türkiye halklarına sözümüz olsun.”
HDP'nin İstanbul Bahçelievler ilçe binasına yapılan saldırıyı hatırlatan Buldan, şunları söyledi:
“BU İTTİFAK, İZMİR KATLİAMINDA SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞTIR: Bu saldırıların bir ayağında saraydan yönetilen yargı kumpasları var. Diğer ayağında ise İzmir ve Bahçelievler’de olduğu gibi fiziki saldırılar var. Büyün bunlar örgütlüdür, planlıdır, organizelidir ve birbiriyle bağlantılıdır. Dün bu saldırganı serbest bıraktılar ama bizim için şaşırtıcı olmadı. Bu saldırganı serbest bırakmak, ‘sen HDP’ye saldırmaya devam edebilirsin, biz senin arkanda durmaya devam edeceğiz’ mesajından başka bir şey değildir. Bu tür saldırı ve tehditlerle, HDP’yi ve halkımızı korkutacaklarını sanan korkaklar ve arkasındaki ağababaları asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. HDP’nin mücadele geleneğine bakanlar cesareti ve kararlılığı görür, görmeye de devam edecektir. Katil ve tetikçilerinizle HDP’yi durduramayacaksınız, susturamayacaksınız ve yıldıramayacaksınız. Biliyorsunuz; 29 Aralık tarihinde de İzmir’de Deniz Poyraz arkadaşımızın davası görüldü. Katilin mahkemede kolluk güçleriyle rahat diyaloğu rahatlığı, tıpkı Hrant Dink’i öldüren tetikçinin rahatlığı ve sırtının sıvanmasıyla aynı görüntülere bir kez daha tanıklık ettik. Katilin bağlantıları ile ilgili birçok delil orta yerde dururken, siz hala katilleri, azmettiricileri koruyorsunuz ve ‘katile katil gibi davranın’ dediğimiz için bizi yargılamaya çalışıyorsunuz ve hakkımızda soruşturma başlatıyorsunuz. İstedikleri soruşturmayı başlatsınlar ve susmayacağımızı, katile ‘katil’ demekten asla vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Katil, katildir. İnsanlarımızı katledenlere katil demekten asla geri adım atmayacağız. Bu ittifak, İzmir katliamında suçüstü yakalanmıştır.”
İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne açtığı soruşturmaya ilişkin Buldan, şu açıklamayı yaptı:
“31 MART BİR BAŞLANGIÇTI ARKASI DAHA BÜYÜK GELECEK: 31 Mart’ın intikamını almaya devam ediyorlar ve bu intikamın alınması için büyük bir çaba sarf ediyorlar. İstanbul üzerinden tüm ülkeyi tüm demokrasiyi ve tüm demokrasi güçlerini tehdit ediyorlar. Yandaşları İstanbul’dan geçiniyorlardı, bunu biliyoruz ve bu belediyeyi kaybedince rant muslukları kapandığı için bu kadar saldırgan oldular ve yaralarının çok büyük olduğunu da hepimiz çok iyi biliyoruz. 12 yıldır faaliyette olan İstanbul’da 9 mescidi bulunan DİYADER üyesi üç din görevlisinin, yasal prosedürden geçerek belediyede işe girmesi suçmuş gibi toplumun önüne koydular. Neredeyse bütün kumpasa davalarında boy gösteren bir hakimin önüne içinde sadece Ramazan kolisi, namaz kılma fotoğrafı ve Kürtçe kelimelerin suç sayıldığı bir iddianameyi düzenleyip göndermişler. Kendilerinde olmayan ne varsa bu iddianamenin içine suç olarak koymuşlar. Bu kavramlardan mahrum olduğunuz ve bu kelimelerden korktuğunuzu çok iyi biliyoruz. Onun için o kelimelerin yanına bir kelimede biz ekliyoruz. Bitti, bitiyor, gitti, gidiyorsunuz. 31 Mart bir başlangıçtı arkası daha büyük gelecek, hiç merak etmesin insanlarımız ve halkımız. Çifte yenilgi aldığınız İstanbul hakları, büyük demokrasi ittifakıyla, sizi tarihin çöplüğüne gönderecektir ve İstanbul faşizminize de demokrasiye kumpaslarınıza da asla geçit vermeyecektir. Bir de tavsiyede bulunmak istiyorum, suçu arıyorsanız uzağa gitmenize gerek yoktur. Suçlularla fotoğraf albümünüze ve aynaya bakarsanız asıl suçluları orada göreceksiniz yani kendinizi göreceksiniz.”
AKP’NİN AMPULÜ SEBEP, ELEKTRİK ZAMMI SONUÇ: Bu suçlular koalisyonun en büyük suçlarından biri de elbette ki ekonomik suçlardır. Bunlar halkın ekonomisini de kumpas kurdular. 20 Aralık akşamı, yurttaşa büyük bir tuzak kurdular. Büyük dolar vurgunu yaptılar. Merkez Bankası bir gece de tam 8 milyar dolar sattı. Bir de utanmadan sıkılmadan halkın dövizlerini bozdurduğunu söylediler. Bir kez de daha yalan söylediler. Doları yükselten, satan ve düşük fiyattan toplayan yine kendi vurguncuları oldu. Bunların dertleri doları enflasyonu düşürmek değil, tek dertleri iktidarlarının düşmesini engellemektedir. Bunun için de kamu kaynaklarını hukuksuzca kullanarak suç işlemekten geri durmuyorlar. Zaten halktan umudunu kesen bir iktidar var. Tüm umutları sadece ve sadece Merkez Bankası olarak kaldı. Yurttaşlara yönelik ikinci büyük pusuyu da 31 Aralık gecesi kurdular. AKP’nin 17/25 Aralık geleneğinin yeni adı ‘20/31 Aralık vurgunları’ olmuştur. ‘Bir gece ansızın geliriz’ diye savaş naraları atan iktidar, 31 Aralık gecesi ansızın yaptığı büyük zamlarla, halkın cebine ve sofrasına en büyük darbeyi vurmuştur. Her şeye zam. Bir yıl içerisinde iğneden ipliye her şeye yüzde 100 zam yapıldı. AKP’nin ampulü sebeptir, elektrik zammı da sonuçtur. Bu iktidar halkın ekonomisine çöken sadece vergi ve zam üreten bir canavara dönüşmüştür.”
"MUTFAKTAKİ GERÇEK ENFLASYON YÜZDE 82"
TÜİK’in 2021 yılı enflasyon verilerini yüzde 36 olarak açıklamasına ilişkin Buldan, “Bu rakam tabi ki gerçek enflasyonu yansıtmamaktadır. TÜİK rakamlarda sahtecilik suçunu işlemeye devam etmektedir. ENAG yıllık gerçek enflasyonu açıkladı, yüzde 82. Mutfaktaki gerçek enflasyon işte budur” diye konuştu.
En düşük emekli maaşının 2 bin 500 lira olarak açıklanmasına da tepki gösteren Buldan, şöyle devam etti:
“EMEKLİYE, DAR GELİRLİYE ÖLÜMÜ DAYATIYORLAR: Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı tam 4 bin lira, yoksulluk sınırı ise 13 bin lira. Açlık sınırının altında bir emekli maaşıyla emekliler nasıl yaşayacak buradan iktidara bunu hatırlatmak isteriz. Emekliye, dar gelirliye ölümü dayatıyorlar. ‘En düşük emekli maaşı asgari ücretle eşitlensin, 4 bin 250 TL olsun’ dedik ama AKP-MHP koalisyonu bunu genel kurulda reddettiler.
GİDİYORSUNUZ, GİTMEKTEN KURTULAMAYACAKSINIZ: Bugün yine küçük ortak yaptığı konuşmada HDP’yi hedef aldı. HDP’nin Türkiye’nin yüz karası olduğunu ifade eden sözler kullandı. Buradan küçük ortağa sesleniyoruz. Demokrasinin yüz akı olan HDP’ye hiç kimsenin laf söyleme hakkı da yoktur haddi de yoktur. HDP, bu ülkenin de bu ülkenin halklarının da bu ülkenin demokrasisinin de yüz akıdır. Ama bu ülkede bir yüz karası varsa o da sizin zihniyetinizdir, bakış açınızdır. O çok korktukları, kaçtıkları sandık yakında mutlaka kurulacaktır. Bu seçimler kendilerine iktidar garantili bir seçim asla olmayacaktır. Bu seçimler AKP ve ortağı için kaybetme garantili bir seçim olacaktır. Yüksek elektrik ve doğalgaz faturasının AKP’ye faturası çok büyük olacaktır. Gidiyorsunuz, gitmekten kurtulamayacaksınız. Türkiye halkları sizi göndermek için sandıkları bekliyor, seçimleri bekliyor.”