Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, İstanbul'da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülmesiyle ilgili 26 sanığın yargılandığı davada iki tanık dinlendi. Tanık gazeteci Turan Kışlakçı, “General ile konuştuğumuzda "Cemal bence öldürüldü. Çünkü o gün kimse çalışmıyordu. Ben çalışıyordum sadece. Aşağıdan sesler geliyordu’ dedi” ifadesini verdi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün yapılan duruşmaya Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz ve taraf avukatları katıldı. Duruşmaya, Kaşıkçı ile tanışıklığı olan eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay da izleyici olarak katıldı.
“İÇERİ TEK BAŞINA GİRDİ”
Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda şoför olarak çalışan tanık Serhat Karataş, mahkemede, olay günü Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısıyla birlikte konsolosluğa geldiğini gördüğünü söyledi. Kaşıkçı'nın içeri tek başına girdiğini, nişanlısının ise konsolosluğun kapısında beklediğini belirten Karataş, şunları söyledi:
"Bana verilen talimat üzerine otelde olduğu belirtilen 3 Suudi vatandaşını alarak konsolosluğa getirdim. Bu şahıslarla ilgili soruşturma aşamasında bana fotoğraflar gösterildi. Fotoğraflardan şahısları teşhis ettim. Olay günü akşam üzeri başkonsolosluktan çağrıldım. Misafirlerin havaalanına bırakılacağı söylendi. 3 Suudi vatandaşını havaalanına bırakmam istendi. Bu kişilerin, daha önce konsolosluğa getirdiğim kişiler olup olmadıklarını bilmiyorum. Şahıslar, yolda trafik sıkışınca, acele etmemi, bir an önce havaalanına gitmemizi söylüyorlardı. Tedirgin olduklarını hissetmedim. Şahısları, havaalanının sivil havacılık tarafına bıraktım. O bölümden özel uçaklar kalktığı için özel uçağa bindiklerini düşündüm. Olayı bir veya 2 gün sonra yanlış hatırlamıyorsam basından öğrendim. Olay sonrasında da konsolosluk içinde anormal bir şey görmedim."
“GENERAL ‘CEMAL BENCE ÖLDÜRÜLDÜ’ DEDİ”
Tanık olarak dinlenen gazeteci Turan Kışlakçı ise mahkemede, "Cemal beyle mesleğimiz dolayısıyla uzun yıllar dostluğumuz var. Türkiye'ye geldiğinde buluştuğum biriydi" dedi. Kışlakçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cemal, Suudi Arabistan’da tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra ABD’ye gitmek ve orada yaşamak istediğini söylemişti. 5-6 ay Türkiye'de, 5-6 ay da ABD’de kalmak yönünde konuşmuştuk. Türkiye'de medya alanında kendine uygun iş bulabilirse burada da yaşayabileceğinden bahsetmişti. Olay günü Hatice Hanım ile bir arkadaşı aramıştı. Saat akşam 5 gibiydi. "Cemal şu an konsoloslukta hala çıkmadı, saat bir gibi girmişti" dedi. Cemal'in Türkiye'ye geldiğini de böyle öğrenmiştim. Elçiliğin önüne gittik. Orada beklemeye başladık. Kapıdaki görevlilerden birisine, "Cemal nerede" diye sorduk. "Cemal çıktı, gitti. Niye bekliyorsunuz, niye tüm basını buraya yığdınız" dedi. Biz sabaha kadar beklemeye devam ettik. General ile konuştuğumuzda ise "Cemal bence öldürüldü. Çünkü o gün kimse çalışmıyordu. Ben çalışıyordum sadece. Aşağıdan sesler geliyordu. Bence öldürüldü" dedi. Cemal'e tehdit mesajları geliyordu. Sosyal medya üzerinden, "Bunun hesabını vereceksin" şeklinde paylaşımlar yapılıyordu Cemal hakkında. Eleştirel yazıları yazmaması isteniyordu."
‘CIA’NIN CİNAYETE İLİŞKİN RAPORU İNCELENSİN’ TALEBİ REDDEDİLDİ
Müşteki avukatları, CIA’nın cinayete ilişkin raporunun istenmesini talep etti. Ancak mahkeme, Amerikan istihbaratının raporunun getirilmesi talebini, dosyaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.