Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Sayın Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP Kadın Kolları tarafından Ankara Akyurt Kızık Köy Konağında düzenlenen TÖZ Belgeseli gösterimine katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,“Yorulmak bize haram. Ta ki bu ülkede huzur oluncaya kadar. Bunun mücadelesini yapacağız. Kendi defterimden yorulmayı sildim” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, belgesel gösterimi öncesinde yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
“Adaleti hepimiz istiyoruz. Adalet için mücadele ediyoruz. Hiç kimsenin yatağa aç girmediği, her annenin evladını huzur içinde yatağa yatırdığı bir Türkiye istiyorum. Bunu yapmak için mücadele ediyorum, kavga ise bunun kavgasını veriyorum. Evlatlarımızın güzel bir gelecekte, huzur içinde bu ülkede çalışmalarını istiyorum. Bir umutları olmalı evlatlarımızın. Annelerin büyük dram çektiğini, büyük sıkıntılar yaşadığını biliyorum. Elektrik, doğalgaz, yakıt, pazar. Bunların tamamını biliyorum. Zaten siyaseti de bunun için yapıyorum.
Yorulmaktan söz ettiler. Yorulmak bize haram. Ta ki bu ülkede huzur oluncaya kadar. Bunun mücadelesini yapacağız. Kendi defterimden yorulmayı sildim. Orada öyle bir şey yok. Adım adım geziyorum. Kadın kardeşimiz söyledi, ‘geleceksin köyleri gezeceksin’ diye.
Türkiye büyük bir ülke. Emin olun. İmkanım olsa bütün köyleri, bütün mahalleleri gezerim. 81 ile gidiyorum. Kadınlar, gençler, kanaat önderleri ile konuşuyorum. Hepinizin derdi aslında ortak. Burada anne, kadın hangi derdi yaşıyorsa gidin Trabzon’daki anne de aynı derdi yaşıyor. Çankırı, Çorum’daki anne de; Hakkâri, İzmir’deki anne de aynı dramı yaşıyor. Türkiye’yi buradan çıkarmak hepimizin görevi. Dediniz ki ‘Avrupa’da nasıl yaşıyorlar? Biz de öyle yaşayalım.’ Evet, sizin hakkınız. Bu mücadeleyi vereceksiniz. Beraber bu mücadeleyi vereceğiz. Bakın burada ne yazıyor? ‘Bize katılın’ diyor. Katılın ki biz bunların tamamını hayata geçirelim.
Sevgili anneler, kadınlar. Ben beşli çetelerin adamı değilim. Ben uyuşturucu baronlarının adamı değilim. Ben malı vurup kaçanların adamı değilim. Bu ülkede fakirin fukaranın, garibin gurebanın adamıyım. Onlar için çalışıyor ve mücadele ediyorum.
‘Torunum var, hiçbir güvencem yok’ dedi. Bizim programımızda var. Kırsalda çalışan her kadın ve gencin sigortası olacak ve primini de devlet yatıracak. Sizin emeklilik hakkınız olacak. Siz günün 24 saati çalışıyorsunuz. Ben rahmetli nenemden bilirim köyde. Sabahın köründe kalkar, çalışır. Akşam gelirdi, gene ertesi sabahın köründe kalkardı. Vefat ettiğinde bir sigortası bile yoktu. E çalışıyor. Kimin sigortası olsun? Çalışanın, alın teri dökenin olsun. Siz kırsaldasınız, çalışıyorsunuz. Sizi toprağa küstürenlere hakkınızı teslim etmeyin, vermeyin onlara.
300 koyununuz, 100 koyununuz vardı. Şimdi hurdacılık yapıyor, annemiz. Ne için, neden oldu, nasıl oldu? Bunun mücadelesini yapacağız. Sadece sigorta primlerinizi değil. Kooperatif kurun. Genç bir ilçe başkanımız var. O da mücadele ediyor. O da kadın. O da sizlere geliyor, uğruyor; mücadelesini yapıyor. Onu inşallah önümüzdeki seçimde çok daha güzel yerde göreceğiz. Siz seçeceksiniz. Örnek olacak.
Kadın bir belediye başkanı, kadın bir milletvekili, kadın belediye meclis üyesi bunlar olmalı. Bizim kadın büyükşehir belediye başkanımız var. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız. Her tuttuğunu altın yaptı. Çalışıyor, o da günün 24 saati çalışıyor. İnşallah Akyurt’ta da olacak.
Bir şey daha yapacağız, Aile Destekleri Sigortası’nı getireceğiz. Her ailenin asgari bir gelir güvencesi olacak. Öyle, ‘elektrik borcumu ödeyemiyorum’, ‘doğal gaz borcumu ödeyemiyorum.’ Tamamını unutun. Çocuğun interneti, evin doğal gazı, elektriği, suyu. Asla ve asla kesilmeyecek. Hiç kimse karanlıkta kalmayacak. Neden, Aile Destekleri Sigortası bunu ödeyemeyeceklerin elektrik, suyu, doğal gaz ve internetini ödeyecek.
Ne demek kışın ortasında doğal gaz, elektrik, suyu kesmek. Hangi çağda yaşıyoruz. Onlar kesecekler, bu kardeşiniz açacak. Hiç endişe etmeyin. Onlar çetelere, tefecilere, üçkağıtçılara, avantacılara çalışıyorlar. Bu kardeşiniz halk için, millet için çalışacak. Sizler için çalışacak. Bundan emin olmanızı isterim.
Yoksulluk bazen şiddete ortam hazırlıyor. Evde erkek işsizse; askere gitmiş gelmiş oğlunuz, üniversiteye gitmiş kızınız işsizse, işsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Dolayısıyla herkesin üreteceği, kazanacağı bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız. Sakın umutsuzluğa kapılmayın. Sandığa giderken bir şey yapın. Elinizi vicdanınıza koyup, oy kullanın. Geleceğinizi düşünün; çocuklarınızın geleceğini düşünün, daha güzel bir Türkiye düşünün.
Buranın tahsis edilmesi için mücadele eden muhtar kardeşlerime de teşekkür ederim. Muhtar kardeşlerim de görecekler, onları da çok farklı yerde konumlandıracağız. Bu topraklarda yapılan ilk seçim 1833 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde yapılan muhtarlık seçimidir. Milletvekili seçiminden önce muhtarlık seçimi yapılmıştır. Muhtarlar o nedenle demokrasinin temel taşıdır ve güçlendirilmesi lazım.”