CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:
-“Zonguldak, Bartın, Bolu, Düzce, Karabük, Kastamonu ve Ordu illerinde afet yaşandı. Dolayısıyla oraya derhal bizim Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Kırşehir Belediyemiz derhal yardım ekiplerini gönderdiler. 60'ın üzerinde personel, 30 ağır iş makinası, 4 vidanjör ve 10 TIR içme suyu gönderdiler. Dolayısıyla biz Karadeniz'deki vatandaşlarımızın en azından yaralarının sarılması için kısmen de olsa elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.”
-“Srebrenitsa Soykırımı... Binlerce insan katledildi. Avrupa uzun süre seyretti bunu. O nedenle Avrupa'nın etik değerlerini sorgulanması lazım. Bunun acısı unutulacak türden değildir ve Türkiye'nin bunu resmileştirmesi lazım; bir soykırım olarak parlamentoya getirip bunu parlamentodan geçirmesi gerekiyor. Madem bir soykırım var ve madem bu soykırımı artık Sırplar da biliyorlar yani soykırımı gerçekleştirenler de bunu itiraf ediyorlar. O zaman Türkiye'nin bu konuda biraz daha cesur olması lazım.”
-“’Asla üye olamazlar’ diye çok açık, çok net ifadeler kullanıldı. İsveç geri adım atmadı, tam tersine İsveç'te bizim kutsal kitabımız Kuran'ı yaktılar. Ona da yeterince tepki göstermedi iktidar kanadı. Sonra ne oldu? Biden telefon etti Erdoğan'a. Erdoğan birdenbire 180 derece döndü, ‘efendim, biz İsveç'in NATO'ya girişine evet diyeceğiz ve Meclis'e getireceğiz’ dedi. Bir devlet böyle yönetilir mi?”
-“Bizi Avrupa Birliği'ne alacak varsa Avrupa Birliği'nin demokratik standartları var. Onları yerine getirmezseniz sizi almazlar. Sayayım: Kendi ülkene demokrasiyi getiriyor musun? Getirirsen tamam. Avrupa Birliği'nin yolu Can Atalay, Osman Kavala, Merdan Yanardağ, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay... Bunlardan geçiyor. Sen bunları içeri tıktın, sen bunları serbest bırakacak mısın? Avrupa Birliği'nin yolu Selahattin Demirtaş'tan, Emine Şenyaşar'dan, Tweet attı diye gözaltına alınan gencecik çocuklardan geçiyor. Sen bunların gereğini yapacağına bu millete söz verdin mi? Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'da tutuklu gazetecilerden ve Cumartesi Annelerinden geçiyor. Sen bunların hakkını teslim edecek misin?”
-“Memleketi borç batağına soktular. Herkes borçlu, borcu olmayan kimse yok. Devlet de gırtlağına kadar borçlu. Satıyorsunuz, dünyanın parasını alıyorsunuz, ayrıca borçlanıyorsunuz, Türkiye'yi borç batağına içine sürüklüyorsunuz. Sonra Düyûn-u Umumiye Kabinesi kuruyorsunuz.”
-“Uluslararası tefeciler Erdoğan'ın kaç kalibrelik birisi olduğunu gayet iyi biliyorlar; neyi, nasıl, ne zaman yapacağını da çok iyi biliyorlar. Hangi koşullarda kendi sözlerinden çıkmayacağını da gayet iyi biliyorlar. Zamanlamayı da ona göre beraber ayarlıyorlar; önce borçlandırdılar, sonra şimdi emir veriyorlar. Bu noktaya geldik.”
-“Türkiye'yi bir şekliyle teslim alan dolar baronları, hükümetin önüne yani var olan tek kişilik hükümetin önüne 85 milyonu mağdur edecek ekonomik soykırım programı koydular. Bu program Türkiye'nin ekonomik anlamda bağımsızlığını büyük ölçüde kaybettiği programdır. Biliyorsunuz, bir ülkenin bağımsızlığının iki ana damarı vardır; siyasal bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık. Ekonomik bağımsızlığınız yoksa siyasal bağımsızlığımız tehlikededir.”
-“85 milyonu bir avuç çeteye hizmet eder hale getirdiler. Bu ekonomik soykırım programı ile yağmur gibi zamlar her taraftan yağmaya başladı; iğneden ipliğe, ekmekten suya kadar her şeye zam geldi.”
-“Bahçeli bugün bir açıklama yapmış, diyor ki, ‘Emekliye seyyanen zam kök ücrete de yansıtılmalı…’ Elinden tutan mı var? Verirsin kanun teklifi, Meclis'ten çıkar. CHP olarak ben söz veriyorum, biz de destekleyeceğiz. Getir bakayım! Getirir mi? Saraydan izin alması lazım. Bakmayın öyle biz ayrı partiyiz falan dediklerine, saraydan izin alması lazım.”
-“Bu ekonomik soykırım programının kimin işine geldiğini ben sayacağım, 5 madde halinde sayacağım. Bir; Erdoğan'dan dolarla ihale alanlar. İki; dolarla gelir garantisi verilenler. Üç; dolarla devlete borç para verenler. Dört; kur korumalı mevduat sahipleri. Beş; yurt dışından borç alıp, aldığı borca devletin hazinesini garanti edenler, garanti gösterenler.”
-“Bayburt'ta Erdoğan konuşmuş, ‘maalesef hırsızlar çok’ demiş. Vallahi billahi doğru. Ben Erdoğan'a şu çağrıyı yapıyorum: Saray'da sağına bak, soluna bak, önüne bak, arkana bak kesin göreceksin; aynaya bak kesin göreceksin!”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM CHP Grup Toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi: