CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:
-“Sivas Katliamının 30'uncu yılı... Aydınların, gazetecilerin, şairlerin yakıldığı bir Türkiye asla kabul edilemez. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir ülkesinde de kabul edilemez. Bir aydının, bir düşünürün, bir şairin, bir ozanın, bir ressamın, herhangi bir insanın yakılarak öldürülmesi kadar vahşi bir şey yoktur ve bu bir insanlık suçudur ve o ateş hala yüreklerimizde yanıyor.”
-“Can Atalay yine hapiste, 50 günü geçti... Nasıl bir dünyada, nasıl bir ülkede yaşadığımızı herhalde bundan daha güzel bir örnek göstermez.”
-“Gezi Davası tutukluları başlı başına bir dramdır bu da, başlı başına bir dramdır. Bakınız Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Mine Özerdem, Çiğdem Mater; tam 435 gündür bunlar hapishaneler.”
-“Osman Kavala tam 2072 gündür özgürlüğünden mahkum edildi. İki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı var suçsuzdur diye. Türkiye'de iki ayrı mahkeme tahliye edilmesi için karar verdi, iki ayrı mahkeme beraat için karar verdi. Ama kararları takan kim? Adalet Bakanlığı, kronik rahatsızlıkları olanların cezalarının kaldırılmasına yönelik bir genelge çıkardı. Bu genelgeyi de takan yok. 75 yaşında, 80 yaşında, 85 yaşında insanlar, eski komutanlar içerdeler. Neden, neden? İnsanda biraz vicdan olur, biraz ahlak olur, biraz adalet duygusu kırıntısı olur.”
-“Merdan Yanardağ; bir televizyoncu, bir gazeteci, bir yazar. O da 7 gündür tutuklu. Bir komisyon oluşturduk gazetecilerden ve avukatlardan Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak; gidildi, ziyaret edildi. Bir gazeteciyi tutuklamak, bir televizyoncu tutuklamak hangi aklın işidir?”
-“Kabineyi Düyun-u Umumiye Kabinesi olarak ilan etmiştim. Çünkü bu ülkeyi borç batağına sürükleyenler bir süre sonra batının tefecileri tarafından teslim alındı. Artık onlar ülkeye Hazine ve Maliye Bakanını tayin eder hale geldiler. Artık onlar Türkiye'ye Merkez Bankası Başkanını tayin eder hale geldiler. Bu tablo bizim kabul edeceğimiz türden bir tablo değildir.”
-“Öyle bir noktaya getirdiler ki, önce Türkiye'ye borç verdiler, borç batağına sürüklediler, şimdi emir alır hale geldiler. Dünyanın kaderini parayı kontrol eden belirler. Erdoğan kontrol eden değil, artık kontrol edilen kişidir. Uluslararası tefecilerin kontrol ettiği ve yönlendirdiği kişidir. Düne kadar "faizi artırmam, arttıramam, asla bunu yapmayacağım" diyen kişiye tükürdüğünü yalatmak da bu uluslararası tefecilerin görevleri arasında olmuştur.”
-“Bizler 25 milyon gibi birçok ülkenin toplam nüfusuna sahip insanla birlikte çıkarsız, parasız, sadece ama sadece hakkın yanında olmak için bir araya gelen bir koalisyon kurduysak; başörtülüsü, başı açığı, seküleri, Atatürkçüsü, milliyetçisi bir araya gelebildiysek büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir. Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20'lerden yüzde 48'lere uzanan kitlelerdir. Değişen şeyler asla görüşülemez denilen cenahlarla görüşmek, ittifak yapmaktır. Değişen şeyler, neden bizden değilsin diye o tarafı görmezden geleceğine, onların yanına gidip ellerini tutmaktır. Bugün bu değişimleri yaparak 25 milyonu davamıza kattık. Yarın 35 milyonu davamıza katacağız, bundan hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın.”
-“Devrimlerin tek bir lideri olmaz ama her zaman devrime inanmış halklar olur ve tüm başarı halkın kendisidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'nin her bir neferi, en az 25 milyondan oluşan halkımızla birlikte onların lideri olarak değil, yoldaşı olarak değişime ışık tutmaya devam edeceğiz.Haramilerin saltanatlarını liderler değil, halklar yıkmıştır ve emin olun ki bu saltanatın yıkılması da sandığımızdan çok daha yakındır.”