Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Sayın Selvi Kılıçdaroğlu, Ankara Keçiören’de maddi imkansızlık nedeniyle elektrik faturasını ödeyemeyen ve elektriği kesilen Güllü Demir ve çocuklarını ziyaret etti.
Ziyaretin ardından Güllü Demir'le birlikte açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, elektrik olmadığı için evde doğal gazın da çalışmadığını belirterek, "Toplumun vicdanını ayağa kaldırmak istiyorum. Toplumun vicdanının bir sesi olmalı. Haksızlığa bir ses vermeli toplum. Yeter demeli" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu ve Güllü Demir şu açıklamalarda bulundu:
Dört aydır elektriği kesik olan bir ailemizi, kardeşimizi ziyaret ettik. Üç evladı var. İçerde biraz konuştuk. Beni duygulandıran, gerçekten de biraz da üzen, derinden üzen söylemiş olduğu, “büyük oğlum bugün 23 Nisan, bütün arkadaşları okula gidiyor, eğleniyor, şarkılar söylüyor ama benim oğlum ağladı evde; niye televizyonumuz yok, niye ışığımız yok diye.”
Değerli arkadaşlar, eğer bu milletin bir parça vicdanı varsa elektriği kesilen 4 milyon abonenin hangi şartlarda yaşadığını bilmesi lazım. Vicdan dediğimiz şey çok önemlidir. Toplumun vicdanını ayağa kaldırmak istiyorum. Toplumun vicdanının bir sesi olmalı. Haksızlığa bir ses vermeli toplum. Yeter demeli. Komşuluk ilişkileri bizde çok önemlidir, “komşu komşunun külüne muhtaçtır” deriz. Haksızlık kavramı bizde çok önemlidir, “haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır” deriz.
Böyle bir tablo içerisinde iktidar sahiplerinin vicdanının köreldiğini görüyorum. Onlar bu tabloyu görmüyorlar. Böyle bir tablodan onların haberleri bile yok. Saraylarda oturanlar, mütevazı evlerinde oturup aylarca elektriği kesilen insanlardan haberdar değiller. Ben bunu haberdar ettiğim zaman, geniş kitlelere duyurduğum zaman ‘efendim sayısı o kadar değil sayısı bu kadar’ diyorlar. Bir kişi bile sizin vicdanınızı rahatsız etmiyor mu? Bir kişi bile! İzledikleri politikalar bir avuç insanı zengin etmeye yönelik politikalar. Beşli çeteye hizmet ediyorlar vatandaşa değil. Üç evlada, bir annenin üç evladına koskoca devlet, koskoca iktidar bu ailenin sorunlarına eğilemez mi? Binlerce aile var böyle. Anne diyor ki, ben çalışmak istiyorum ama üç evladım var, nasıl çalışacağım? Üçü de küçük, kreşe versem zaten aldığım aylık tümüyle kreşe gidecek” diyor. “Ne olacak peki” diyor. Sosyal devlet diyoruz. Yani fakirin, fukaranın yanında olan devlet diyoruz. Nerede bu sosyal devlet, nerede bu iktidar, nerede bu saray şürekâsı? Her birisinin keyfi yerinde ama milletin derdi farklı; bundan anlamıyorlar, bunu bilmiyorlar.
İşin özeti, kardeşimize “biraz sabret” dedim de, şimdi sabret dediğime nasıl isyan ettiğini umarım kendisi anlatır. Dolayısıyla yine de ben milletime şunu söylemek isterim. Bu düzeni değiştireceğiz. Ben bu milletin ferasetine inanıyorum, güveniyorum. Bu milletin bir vicdanı var. Bu vicdan bunu kabul etmez bu kadar dramatik tabloları kabul etmez. İnşallah bunların tümü ama tümünü birlikte değiştireceğiz ve bu memlekete huzuru getireceğiz, bu memlekete bereketi getireceğiz. Bu memlekette hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, hiçbir çocuk karanlıkta kalmayacak. Karanlıkta kalır mı bir çocuk Allah aşkına! Bu kadar… Ben ne söyleyeyim başka? Buyurun efendim.
Güllü Demir- Şimdi bize diyorlar, hani sabredin susun diyorlar ama biz sabredemeyiz. Benim üç tane çocuğum bana sabırlı olamaz yani benim üç tane çocuğum. Benim üç çocuğumun biri süt içmesi gerekecek. O elektriğin yanması lazım, o doğalgazın yanması lazım. Benim çocuğumun ders yapması lazım.
Kemal Kılıçdaroğlu- Doğalgaz da kesikti değil mi?
Güllü Demir- Aynen. Çocuğumun elektrikte oturması gerekiyor. Bu çocukların gelen ihtiyacı var, şu var. Ben tek adıma değil, benim gibi çok arkadaş var, ben hepsinin sesi olmak istiyorum ve artık hükümetin de bizlere el uzatmasını istiyorum yani. Başka hiçbir şey istemiyorum. Eğer benim devletim dışarıdan gelen Suriyeliye her şeyi yapıyorsa benim milletime de yapması lazım, bizlere de koşması lazım. Herkese asgari ücret veriyor tamam, ama her şey ateş pahası, biz hiçbir şeye el süremiyoruz. Bizim okula giden çocuklarımız var, bizim evimizin ihtiyaçları var, doğalgazı var, kirası var, şuyu var, buyu var. Yetişemiyoruz. Birden veriliyorsa iki yerden alınıyor. Ben sadece hükümete tek söylemek istediğim artık ellerini bizlere uzatsınlar dışarıdan gelenlere değil. Elleri bizim çocuklarımıza uzansın. Benim çocuğum karanlıkta duruyorsa artık bizim çocuklarımıza ışık olsunlar. Karanlıktan çıkartıp artık bizlere ışık olsun istiyorum. Başka hiçbir şey demek istemiyorum ben. Çünkü bunaldık yani. Size de çok teşekkür ederim evime geldiğiniz için, ayağınıza sağlık.
Kemal Kılıçdaroğlu- Siz şu anda elektriği kesilen, doğalgazı kesilen milyonlar adına konuşuyorsunuz. Sizin yaşadığınız dramı, sizin yaşadığınız bütün olumsuzlukları milyonlarca kişi, milyonlarca evladımız, milyonlarca çocuğumuz yaşıyor. Aslında bu tablo bizim hak etmediğimiz bir tablo. Bu tablonun düzelmesi için hep beraber inşallah mücadele edeceğiz ve düzelteceğiz.
Güllü Demir- İnşallah tek isteğimiz o.
Kemal Kılıçdaroğlu- Çözüm var, çözüm olacak inşallah. Çözüm Aile Destekleri Sigortası. Her ailenin gelir güvencesi olacak, her aile huzur içinde yaşayacak, her ailenin geliri olacak ve huzur içinde yaşayacak. Hiç meraklanmayın hepsini düzelteceğiz.