CHP Spor Kurulu Başkanı Kenan Nuhut, "Bu ülke bizim ülkemiz, bu ülkede spor yapan gençler de bizim gençlerimiz, kulüpler de bizim kulüplerimiz. Onun için biz yeni hazırladığımız tasarıda, sporcuyu ve spor adamını önceleyen bir kanunla yola çıkacağız. Sporcu olmadan, betonlaşmış bir yapı Türkiye Cumhuriyeti’nin ne işine yarar?" dedi.
CHP Spor Kurulu Başkanı Kenan Nuhut; kabul edilen 2022 yılı Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesini, sonuçlanan federasyon başkanı seçimlerini, mevcut spor yasasını ve kendi hazırlamış oldukları yasa tasarısını ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi.
Nuhut şunları söyledi:
"BUGÜNE KADAR KENDİLERİNE YAKIN OLAN FEDERASYON BAŞKANLARINA ÇOK FAZLA BÜTÇE KULLANDIRDILAR"
"Bütçenin sportif yönüne bakacak olursa, 27,7 milyarlık bir bütçe tahsis oldu. Bizim ileriye matuf yapacağımız projelerle ilgili bu bütçeyi çok yetersiz görmekteyim. Ancak eldeki imkanları da çok iyi kullanmak gerektiğine inanlardan biriyim. Türkiye’de branş olarak 66 tane spor federasyonu görev yapmakta. Bu bütçeden nasıl bir dağılım yapılacak, yine eski günlerde olduğu gibi federasyon başkanlarının kaşına gözüne göre mi bir dağılım yapılacak; sporun yaygınlığına, uluslararası arenalarda elde ettiği başarılara göre mi dağılım yapılacak bunlar merak edilen sorular. Çünkü bugüne kadar yapılan uygulamalarda ben, merkeziyetçi düşünceyle kendilerine yakın olan federasyon başkanlarına çok fazla miktarda bütçe kullandırdıklarını, diğerlerine de maalesef bütçeyi çok kısıtlı verdiklerini gördük.
Federasyon başkanlıklarının seçimleri yapıldı. Bu seçimlerde de genel yapı itibariyle baktığımızda spor adamlarının iş başına geldiğini görüyoruz. Yönetimlerinde de çok ciddi anlamda spor adamları olmakla birlikte orada biraz daha siyasetin hüküm sürdüğünü gördük.
Burada bu bütçenin rantabl şekilde kullanılıp başarıya göre endekslenip ona göre dağılımı söz konusu olduğunda daha başarılı sonuçlar elde edeceğimizi bekliyorum. Zira Tokyo Olimpiyatları’ndan Türk milletinin istediği sonuçlar çıkmadı. Yıllardan beri alıştığı halter ve güreş gibi ana branşlarda maalesef altın madalya göremedik, bunun özlemi içerisindeyiz.
"TÜRK SPORUNU ÖZLENEN NOKTAYA GETİRECEĞİMİZİ ÜMİT EDİYORUM"
Türkiye’de maalesef son yıllarda spor yapan sayısı nüfusun neredeyse yüzde 3’üne kadar düştü. Bunun doğal sonucu olarak da madde bağımlılığının çoğaldığını görüyoruz. Bu da toplumumuz için kanayan bir yara haline geldi. Onun da çözümlenmesi için ayrı bir bütçeye ihtiyaç var. Öncelikle o konuda da bir kanun hazırlığı yapacağız. Daha önce spor konusunda da bir kanun hazırlığımız söz konusuydu. Ümit ediyorum ki başarılı sonuçlar olacak. Ülkemizde zaten bir erken seçim düşünüldüğünde Millet İttifakı’nın çok başarılı olacağını artık millet haykırmaya başladı. Biz de sportif manada yaptığımız hazırlıkları uygulama alanı bulacağız ve özlenen noktaya Türk sporunu getireceğimizi ümit ediyorum.
"DÖVİZDEKİ DENGESİZLİK SPORTİF MANADA DA OLUMSUZ YÖNDE ETKİLİYOR"
Dövizin artışı her alanda insanımızı olumsuz yönde etkiliyor, yükselmesi de etkiliyor aşağıya düşmesi de etkiliyor. Yani bu dengesizlik maalesef sportif manada da olumsuz yönde etkiliyor. Zaten spor kulüplerimiz çok dar imkanlarla kendi spor yaşantılarını devam ettiriyorlar. Kulüpler zaten borçlanmaktan dolayı son derece mustaripler. Bir de dövizdeki bu kur artışları onları olumsuz yönde etkilemeye başladı. Dolayısıyla dövizin yükselmesi sportif yaşamı da olumsuz yönde etkileyecektir.
"SPORCUYU VE SPOR ADAMINI ÖNCELEYEN BİR KANUNLA YOLA ÇIKACAĞIZ"
Türkiye’de 200’ün üzerinde üniversite ve bunların bünyesinde 90’ın üzerinde de beden eğitimi ve spor bölümü var. Buradan çok başarılı sporcular ve çok başarılı spor adamları yetişiyor. Bunları bir türlü görmüyoruz. Bugün Ankara Büyükşehir Belediyemizin Ankara’daki amatör spor kulüplerine yaptığı çok önemli bir destek var. Bu maddi destek belki onların nefes almasını sağladı. Ama Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın dağıttığı birtakım destekler maalesef yine kendisi gibi düşünenlerden yana, onların lehinde olmuş. Böyle bir olumsuzluk olabilir mi? Bu ülke bizim ülkemiz, bu ülkede spor yapan gençler de bizim gençlerimiz, kulüpler de bizim kulüplerimiz. Orada da eşit davranmamız gerekirken maalesef orada da eşit davranmıyoruz. Artık buna bir son verme zamanı geldi. Onun için biz yeni hazırladığımız tasarıda, sporcuyu ve spor adamını önceleyen bir kanunla yola çıkacağız. Sporcu olmadan, betonlaşmış bir yapı Türkiye Cumhuriyeti’nin ne işine yarar? Bir yığın stadyum yapın, bir yığın kapalı spor salonu yapın. Sporcunuz yoksa, sporcunuz gerekli şekilde desteklenmiyorsa, onları çalıştıracak antrenör desteklenmiyorsa nasıl sonuç alacaksınız?
"HUKUKÇULARIN BİLE ALTINDAN KALKAMADIĞI BİR MANZUM HALİNE GELMİŞ"
Bizim spor alanında, yepyeni yapılmış bir yasayla yola çıkmamız lazım. Mevcuda bakıyorsunuz maalesef her maddesi değiştirilmiş, hukukçuların bile altından kalkamadığı bir manzum haline gelmiş. Dolayısıyla Türk sporuna hiçbir fayda sağlamayan bir kanunla karşı karşıyayız. Birtakım geçici başarılarla seviniyoruz. Halbuki başarılar kalıcı olmalı.
"CHP'Lİ BELEDİYELERİN YETİŞTİRDİĞİ SPORCULAR, TOKYO'YA GİDENLERİN 4'TE 1'İNİ TEŞKİL EDİYORDU"
CHP’li belediyelerin yetiştirdiği sporcular, Tokyo Olimpiyatları’na giden sporcuların 4’te 1’ini teşkil ediyordu. Buradan da baktığınızda CHP’li belediyelerin hem sosyal belediyecilik konusunda hem de sportif yönden bu işe çok özenle eğildiğini görüyoruz. O nedenle ben tüm belediyelerin bu anlamda çok iyi görevler yapması gerektiğini düşünüyorum."