CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, 24 Kasım Öğretmenler Günü mesajında; “Öğretmenlerimiz toplumu aydınlatan, çocuklarımızı ve dolasıyla geleceğimizi yetiştiren, onlara yol gösteren vazgeçilmezlerimizdir. Ancak AKP iktidarının derinleştirdiği sorunlar nedeniyle 24 Kasım ne yazık ki, öğretmenlerimiz için bir “kutlama günü” değil, sorunlarını konuştuğumuz bir güne dönüşmüştür” dedi.
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık’ın 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. Öğretmenler Günü’nün kutlama günü değil, sorunların konuşulduğu bir güne dönüştüğünü belirten Karabıyık’ın açıklaması şöyle:
“Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet adını almak kabiliyetini kazanmamıştır. Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" sözü, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin mimarı değerli öğretmenlerimizin bir toplumun gelişmesinde ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Öğretmenlerimiz toplumu aydınlatan, çocuklarımızı ve dolasıyla geleceğimizi yetiştiren, onlara yol gösteren vazgeçilmezlerimizdir. Ancak AKP iktidarının derinleştirdiği sorunlar nedeniyle 24 Kasım ne yazık ki, öğretmenlerimiz için bir “kutlama günü” değil, sorunlarını konuştuğumuz bir güne dönüşmüştür.
Cumhuriyet için fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek için çalışan değerli öğretmenlerimiz, yaşadığımız bu eğitim sistemsizliğinde karşı karşıya kaldıkları sorunlar nedeniyle Öğretmenler Günü’nü buruk bir şekilde kutlamakta, bu kıymetli günde sorunlarına çözüm bulunmasını istemektedir.
Örgün eğitim kapsamında 53 bin 620'si resmi okul, 13 bin 501'i özel okul ve 4'ü açık öğretim okulu olmak üzere toplam 67 bin 125 okulda, 1.112.305 öğretmenimiz görev yapmaktadır.
Geleceğimizi yetiştiren öğretmenlerin hak ettikleri değeri görebilmesi, öğretmenlik mesleğinin yeniden toplumun en saygın mesleklerinden biri haline getirilmesi konusunda tüm gayretler sarf edilmelidir.
“EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN TAMAMI YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA MAAŞ ALMAKTADIR”
Çünkü her gün sınıfa derse giren öğretmenlerin neredeyse tamamı, ekonomik sorunlarını düşünerek güne başlamaktadır. Hatta pandemi döneminde öğretmenler, uzaktan eğitim için gerekli olan bilgisayarı edinmekte bile güçlük yaşamıştır; çünkü eğitim emekçilerinin tamamı yoksulluk sınırının altında maaş almaktadır.
Yapılan araştırmalar öğretmenlerin ekonomik, mesleki ve sosyal açıdan çok zor günler geçirdiğini ve bu saygın mesleklerini icra ederken büyük sıkıntılar yaşadıklarını net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bugün ayrıca, 700 binden fazla öğretmenimiz ise, hayalini kurdukları sınıflarına, öğrencilerine kavuşmayı beklemektedir. Öğrencilerine kavuşmayı beklerken kimi zaman tezgahtarlık, pazarcılık yapan öğretmenlerimiz, kimi zamansa çalıştıkları inşaatta hayatlarının baharında yaşamını yitirmektedir.
“EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ SORUNLAR, ÖĞRETMENDEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLMEMELİDİR”
Toplumu aydınlatan, çocuklarımızı geleceğe hazırlayan ve onlara yol gösteren öğretmenler, eğitim-öğretim kurumlarının en önemli öğelerinden biridir. Eğitim sistemindeki sorunlar, öğretmenden bağımsız düşünülmemelidir. Öğretmenlerin sorunlarının her gün biraz daha artıyor olması, eğitimin niteliğini de olumsuz etkilemektedir.
Her zaman söylüyoruz, buradan tekrar yineliyorum:
Öğretmenler ücretli ve sözleşmeli değil, kadrolu atanmalı, statü, ek gösterge ve ek ders ücretleri iyileştirilmelidir. Öğretmenlerimizin mali sorunlarının giderilebilmesi ve öğretmenlik mesleğinin daha cazip hale getirilmesi için mali durumlarının hem çalışırken hem de emekliliklerinde iyileştirilmesi toplumsal sorumluluğumuzun bir gereğidir. Bu nedenle, öğretmenlerimize verilen 3600 ek gösterge sözü bir seçim vaadi olmaktan çıkmalı, vakit kaybetmeden kanunlaştırılmalıdır. Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında maaş almamalıdır.
En kısa zamanda Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılarak öğretmen yetiştirme, ilk atama, yer değiştirme, görevde yükselme, mali ve sosyal haklar gibi öğretmenlikle ilgili tüm konuları bu kanun kapsamında çözüme kavuşturulmalı, özlük hakları bu yasa ile güvence altına alınmalıdır.
İşte Öğretmenler Günü’nde bunları dile getirmek, çözüm üretmek lazım. Siyasetin arka bahçesi olmuş bir eğitim sistemi ile nasıl bu ülke bir yere varamazsa, bilim üretemez ve orta gelir tuzağından kurtulamazsa, aynı şekilde öğretmenlerin sorununu çözmeden iyi bir eğitim sistemi de sağlanamaz.
Eğitim sistemindeki bunca soruna ve yaşadıkları zorluklara karşın evlatlarımızı yetiştirmek için Anadolu’nun dört bir yanında heyecanla görev yapan bütün öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum.
Başta, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimizi saygı ve minnetle anıyor; Atatürk ilke ve devrimleri ışığında, büyük bir gayret ve özveriyle, kararlılıkla, gecesini gündüzüne katan değerli öğretmenlerimizin bu en özel gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum."