CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca başkanlığındaki parti heyeti, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla tutuklu bulunan gazeteci Sedef Kabaş’ı Bakırköy Cezaevi’nde ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve tüm hak savunucularının selamlarını Kabaş'a ilettiklerini belirten Karaca, “Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla 40 bini aşkın soruşturma vardır. Bizler şunu biliyoruz ki bu tutuklamalar, bu soruşturmalar sadece toplumda korku yaratmak, baskı yaratmak ve doğruların halkla buluşmasının önündeki engelleri daha da yükseltmek için yapılıyor. Bunu kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca; CHP milletvekilleri Jale Nur Süllü, Suzan Şahin, Gamze Taşcıer, Neslihan Hancıoğlu, Müzeyyen Şevkin ve CHP Parti Meclisi üyesi Sevgi Kılıç ile birlikte katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklu bulunan gazeteci Sedef Kabaş’ı, Bakırköy Cezaevi’nde ziyaret etti.
Pandemi koşulları nedeniyle ikişerli gruplar halinde Kabaş ile görüşen CHP heyeti, cezaevinde çıkışında gazetecilere açıklama yaptı.
“Gazeteci Sedef Kabaş'ı, CHP’yi ve her şeyden önce de tüm kadınları temsilen ziyaret ettik” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca, şunları söyledi:
“SEDEF KABAŞ CESUR YÜREKLİ KADINLARI SİNDİRMEK AMACIYLA TUTUKLU: Sayın Sedef Kabaş, sadece Sedef Kabaş olarak tutuklu değil. Sedef Kabaş sadece ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği’ iddiasıyla da bizce tutuklu değil. Kendisi de aynı düşüncede. Kabaş'ın laik, çağdaş, dik duruşlu, doğruları korkusuzca söyleyen bir Cumhuriyet kadını olarak ve bunların cesurca milletle paylaşan bir gazeteci olarak ve tüm bu vasıflara sahip kadınları korkutmak, cesur yürekli kadınları baskı altına almak, sindirmek amacıyla tutuklandığını düşünmekteyiz.
TCK'NIN 299. MADDESİNİN ARKASINA SIĞINILMASINI KABUL ETMİYORUZ: Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlaması, tarafsız Cumhurbaşkanlığı döneminde çıkarılmış bir yasaya, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 299. maddesine bağlı bir suçlama. 2018 seçimlerinden sonra artık partili, tarafsız olmayan bir cumhurbaşkanlığı sistemi geldiği için 299. maddenin uygulanması ve bu maddenin arkasına sığınılmasını da asla kabul etmiyoruz. Geçtiğimiz 2021 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Vedat Şorli kararını tekrar hatırlatmak isterim. AİHM, Şorli kararında "TCK'nın 299. maddesi, Türkiye'nin kurucularından olduğu Avrupa Komisyonu'na üye tüm ülkelerin imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve AİHM içtihatlarına uyumlu değildir. Bu nedenle 299. madde tekrar düzenlenmelidir" dedi. Bunu kim söyledi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin altına imza attığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve onun ihlalinden kaynaklı davalara bakan AİHM. O gün itibariyle cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tüm soruşturmaların, tüm davaların derhal düşürülmesi gerekirken, hala 299. maddeyi partili cumhurbaşkanı iki şapkayı canı istediği zaman Cumhurbaşkanlığı şapkası, canı istediği zaman bir partinin genel başkanlığı şapkasını taşıyan kişinin şahsın sığındığı bir madde olmaktan çıkarmak zorundayız.
40 BİNİ AŞKIN SORUŞTURMA VARDIR: Özellikle 2018 sonrasında, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı seçilmesi ile cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla 40 bini aşkın soruşturma vardır. Bu soruşturmaların sadece ve sadece 3'te biri mahkumiyetle sonuçlanmıştır. Tabii haklı mı, haksız mı bunu tartışmayı burada bir kenara bırakmak isterim. Hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2021'deki az önce ifade ettiğim kararı hem bu 299. maddeye ilişkin cezanın alt ve üst sınırları düşünüldüğünde, asla ve asla Sayın Sedef Kabaş'ın tutuklu yargılanmaması gerekmektedir. Bunu bir hukukçu gözüyle ve aynı zamanda da hukuk vicdanına, insan haklarına saygılı bir hak savunucusu olarak ifade etmeden geçemeyeceğim. Bizler şunu biliyoruz ki bu tutuklamalar, bu soruşturmalar sadece toplumda korku yaratmak, baskı yaratmak ve doğruların halkla buluşmasının önündeki engelleri daha da yükseltmek için yapılıyor. Bunu kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz.
GENEL BAŞKANIMIZIN VE TÜM HAK SAVUNUCULARINI SELAMLARINI İLETTİK: CHP olarak Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve tüm partili arkadaşlarımızın ve bize ulaşan tüm kadınların, hukuk ve demokrasi mücadelesi veren tüm hak savunucularının selamlarını da Sedef Kabaş'a bugün iletmiş bulunmaktayız.
SEDEF KABAŞ'IN BAZI MESAJLARI VAR: Sedef Kabaş sizlere bazı mesajları bizler aracılığıyla iletti. Bunları da sizlerle paylaşmak istiyorum. Dedi ki Sedef Kabaş, "Ben burada hiçbir şekilde makamların, koltukların, unvanların ardına saklananlar gibi değil, halkın vicdanını gücünü hisseden bir kadın olarak bulunuyorum" dedi. Cezaevi koşulları konusunda kendisiyle yaptığımız görüşmede herhangi bir sıkıntı ve sorunun yaşanmadığını bize açıkça ifade etti.
MÜTHİŞ KADIN DAYANIŞMASI VAR: Başka bir şey daha söyledi. "Bu cezaevine girdiğimde müthiş bir kadın dayanışmasını gördüm ve yaşıyorum. Hangi siyasi görüşten olursa olsun. Hangi inançtan, etnik kökenden ya da hangi suçtan hükümlü ya da tutuklu olursa olsun müthiş bir kadın dayanışması var içeride ve bu da benim moralimi motivasyonumu oldukça güçlendirdi" dedi. Ve şunu da söyledi. "Bu kadın dayanışması benim bu ülkenin geleceğine, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine ilişkin umutlarımı oldukça yükseltti. Bunu açıkça ifade etmek isterim" dedi. Bir anısına ya da bir olayı bizimle paylaştı. Ben de sizinle paylaşmak istiyorum. Bir kadın dayanışmasının açık ifadesi olarak dedi ki "Havalandırmada dolaşırken ellerim üşüdü. Ellerim üşüdü dediğimde 6 saat sonra kadınlar eldiven örerek bana hediye ettiler. Bunu lütfen orada açıkça ifade edin" dedi.
'TÜRKİYE İÇİN VERDİĞİM MÜCADELE BELKİ DE SANA VEREBİLECEĞİM EN BÜYÜK HEDİYE SEVGİLİ OĞLUM': Buradan Sayın Sedef Kabaş'ın oğluna da mesajları var. Bunu da sizler aracılığıyla paylaşmak isterim. Bir anne olarak, bir kadın olarak bu dayanışmayı ve bu mesajı da Sayın Sedef Kabaş'ın oğluna iletmek isterim. 30 Ocak Pazar günü Sayın Sedef Kabaş'ın oğlunun doğum günüymüş. Dedi ki, ‘Oğluma doğum gününde bir mesaj dahi iletemedim. Sizler aracılığıyla ona şunları söylemek isterim. Daha yaşanabilir bir Türkiye için verdiğim mücadele belki de sana verebileceğim en büyük hediye sevgili oğlum. Çünkü bizden daha adil, özgür ve barış içinde yaşayabileceğin bir ülke mücadelesi ve inanıyorum ki sevgili oğlum sen ve senin gibi tüm gençler bu mücadeleyle bu ödenen bedellerle böyle bir ülkede yaşayacak. Buna yürekten inanıyorum ve doğum gününü kutluyorum sevgili oğlum’ dedi.
'O EKONOMİSTSE BEN İNGİLTERE KRALİÇESİYİM DEDİĞİM İÇİN BANA HASMI VAR': ‘Yine kriz var bu ülkede kriz çok derin. Bu gidişle dolar 10 TL olur’ dediğim için hakkımda soruşturma açıldı. Soruşturmanın konusu spekülasyon yaratmak ve ekonomide darbe yapmaktı. Ama ondan sonra dolar 10 lirayı geçti, 15 oldu, 18 oldu’ dedi. ‘İşte bundan dolayı o sarayda oturan partili cumhurbaşkanının bana yönelik bir hasmane tavrını biliyorum’ dedi. 128 milyar dolar sorusu sayın Sedef Kabaş'ın yaptığı ve Goebbels'in bir sözünü ifade ettiği video konuşması, kes, yapıştır, kopyala yöntemiyle sanki onun CHP'ye ve CHP Genel Başkanı'na yönelik bir sözüymüş gibi defalarca videolarla izleterek "O bayan" denilerek, "O da bunu söylüyor. Bu Bay Kemal yalan söylüyor" diyerek Goebbels'in sözü benden benim sözümmüş gibi lanse edilerek videolar gösterilerek suçlandı. Ben bundan dolayı, bu kin ve bu birikimden dolayı yargılanıyorum" dedi. "Dolar 10 TL olabilir dediğim için ve daha sonra o ekonomistse ben İngiltere Kraliçesiyim dediğim için bana bir hasmane tutumu var biliyorum. O yüzden de yargılanıyorum. Ve o yüzden tutuklanıyorum" dedi.
TÜM KADINLARI YÜREKLERİNDEN ÖPÜYORUM: Sayın Sedef Kabaş'ın kadın dayanışması vurgusuyla bizleri izleyen, dışarıda tüm kadınlara da mesajları var. Değerli kadınlar, değerli kadın mücadele yoldaşlarımız Sedef Kabaş'ın hepinize selamları var. Ve Sedef Kabaş diyor ki "Tüm kadınları yüreklerinden öpüyorum.'
"İZE BU ELEŞTİRİYİ GETİRECEK SON SİYASİ PARTİ LİDERİ AK PARTİ GENEL BAŞKANI VE ONUN SÖZCÜSÜDÜR"
CHP Genel Başkan yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in CHP’nin hakaret söylemine karşı tavır geliştirmediği yönündeki eleştirisiyle ilgili bir soru üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sayın Ömer Çelik'e ben şunu hatırlatmak isterim. Öncelikle Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hakaret ve o zehirli dilini hiç burada ifade etmeyeceğim. Diğer siyasi partilerin genel başkanlara ve siyasilere olan sözlerin de hiç burada ifade etmeyeceğim. Ama değerli basın mensupları bu eleştiriyi yapan siyasi partinin AK Parti'nin Sözcüsü'ne sayın genel başkanlarının siz basın mensuplarına yönelik şu sözlerini hatırlatmak isterim. Ne dedi basın mensuplarına? "Tasmalılar, akbabalar, maşalı şarlatanlar, terörist, ajan, ahlaksız, soytarı, insan müsveddesi." Şimdi Ömer Çelik'e ben soruyorum. Bu ifadeleri kullanan Sayın Genel Başkanı'nı tanıyor mu bu ifadelerini hatırlıyor mu? Bize bu eleştiriyi getirecek son siyasi parti lideri AK Parti Genel Başkanı ve onun sözcüsü Ömer Çelik'tir.”
Karaca bir başka soru üzerine de Kabaş ile görüşme konusunda bir zorluk yaşamadıklarını, başvuru yapmalarının yeterli olduğunu söyledi.