CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki bakan değişimi için; “Hiçbir bakan ne yazık ki kendi alanına ilişkin karar verici değil. Tek karar verici Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bugün ülkemizde eğitimde yaşanan ne kadar olumlu iş varsa bunun teşekkürü sayın Recep Tayyip Erdoğan’a aittir. Ne kadar olumsuz başarısı iş varsa bunun sorumlusu da sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Kaya, 6 Ağustos’ta, AKP iktidarı döneminde sekizinci Milli Eğitim Bakanı’nın atandığına dikkat çekti.
Kaya, görevden alınan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yerine atanan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e ilişkin “Sakın ola şöyle düşünmeyelim, yedi bakan başarısızdı, sekizinci bakan başarılı olacak. Böyle bir gerçeklik yok. Çünkü yedi bakanın da karar verici olmadığını hepimiz biliyoruz. Her konu da karar verici Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” değerlendirmesini yaptı. Kaya, şunları söyledi:
“Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında 19 yılı geride bıraktık ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda 8. Milli Eğitim Bakanı değişikliği ile karşı karşıya kaldık. Bugüne kadar hangi bakanı getirmiş olursa olsun Adalet ve Kalkınma Partisi eğitme ve eğitim sistemine bakışında Cumhuriyete ve Cumhuriyet devrimlerine ve eğitim devrimlerinde bakış açısında en ufak bir değişiklik ne yazık ki yapmadı.
“ÇOCUKLARIMIZ VE ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN SİYASİ AYIRIM GÖZETMEKSİZİN BAŞARILAR DİLERİM”
Şimdi Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer’e bir çağrı yapmak istiyorum. Sayın Mahmut Özer, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sekizinci Milli Eğiti Bakanı oldu, görevinde başarılar diliyorum. Güzel ülkemin aydınlık geleceği için başarılı olmasını gerçekten canı gönülden bekliyorum. Çünkü ben bir eğitimciyim. Milli Eğitimimizin başarılı olması 19 milyon çocuğumuzun, 1 milyon 200 bin öğretmenimizin milyonlarca öğrenci velisinin de umudu ve sevinci olacaktır. Hiçbir siyasi ayırım gözetmeksizin Milli Eğitim Bakanı’nın başarılı olasını canı gönülden istediğim bir şeydir.
“HİÇBİR BAKAN KENDİ ALANINA İLİŞKİN KARAR VERİCİ DEĞİL”
Ama şunu biliyoruz hiçbir bakan ne yazık ki kendi alanına ilişkin karar verici değil. Tek karar verici Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bugün ülkemizde eğitimde yaşanan ne kadar olumlu iş varsa bunun teşekkürü sayın Recep Tayyip Erdoğan’a aittir. Ne kadar olumsuz başarısı iş varsa bunun sorumlusu da sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sakın ola şöyle düşünmeyelim, yedi bakan başarısızdı sekizinci bakan başarılı olacak. Böyle bir gerçeklik yok. Çünkü yedi bakanın da karar verici olmadığını hepimiz biliyoruz. Her konu da karar verici sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
“TBMM’DE YEMİN ETMEDEN GÖREVE BAŞLAYAMAZ”
Sayın Mahut Özer, daha TBMM’de yemin etmeden biliyorsunuz anayasanın 106. Maddesine göre bakanların göreve başlayabilmesi için TBMM’de yemin eder. Yemin etmeden bir bakanın göreve başlaması mümkün değildir. Şu anda fiilen grev yapıyor hukuken görev yapmıyor. Fiilen görev yaptığı için de dört genel müdürü değiştirdi, üç milli eğitim müdürünü de bakanlığa aldı. Bakanlıkta komple bir kadro değişikliğine gitti bunu anlamak mümkün değil.
“İLK İŞİ EK BÜTÇE TALEP EDİP 170 BİN ÖĞRETMEN AÇIĞINI KAPATMAK OLMALI”
Sayın Mahmut Özer de üç yıldır Milli Eğitim Bakan yardımcılığı yapıyor. Bugüne kadar sayın Ziya Selçuk, olumlu işler yapmışsa sayın Mahmut Özer’in bunda ciddi katkısı var. Olumsuzluklar varsa onda da Sayın Mahmut Özer’in katkısı var. Şimdi soruyoruz eğitim içinden çıkılmaz hale geldi. Eğer gerçekten sayın bakan eğitime müdahale edecekse yemin edip ilk göreve başladığı gün Milli Eğitim Bakanlığı’na ek bütçe talep etmesi gerekiyordu. Çünkü ek bütçe talep etmeden yüz yüze eğitim öğretim başlaması mümkün değil. Yani 170 bin öğretmen açığı olduğunu Sayın Mahmut Özer’in Milli Eğitim Bakan Yardımcısı olduğu dönemde Bakan Ziya Selçuk açıklamıştı. Şimdi 19 bin 940 öğretmen atandı ama 15 Temmuz’da 17 binin üzerinde öğretmen emekli oldu. Yani atanan öğretmenin sayısı gerçekte 2 bin civarındadır. 170 bin öğretmen açığının olduğu yerde 2 bin öğretmen atarsanız. Öğretmen sorununu çözemezsiniz bu yüzden de yüz yüze eğitimi yapamazsınız.”