CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı’nın bütçesi üzerine yaptığı konuşmasında “Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp kurucu üyesi olduğumuz kurumları ve kararları ‘Tanımıyoruz’ dediğinde, karar alma mekanizmalarında yer almayı hedeflediğimiz AB üyelik perspektifimizin bir inandırıcılığı kalır mı sanıyorsunuz Sayın Bakan? Bu çelişkili sürece neden bir ses çıkarmıyorsunuz ve etkisiz kalıyorsunuz?” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, TBMM Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki AB Başkanlığı bütçesi üzerine konuştu.
Özdemir, “Biz burada bir taraftan yargı reform paketlerini hep birlikte kabul ederken diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanının çıkıp da ‘Talimat verdim, bu can bu bedendeyken...’ dediğinde işte bu reform paketlerinin AB nezdinde hiçbir anlamı ve karşılığı kalmıyor Sayın Bakan” dedi. Özdemir, özetle şunları söyledi:
“Geçen yılki bütçe görüşmelerinde ‘AB üyelik müzakerelerimizde kişisel, günübirlik, popülist söylemlerle ilişkilerin çıkmaza, kısır döngüye girdiğini, somut sonuç almamız gerektiği uyarılarında” bulunmuştum. Siz de demiştiniz ki, ‘Bizim de eksikliklerimiz var, sorunları aşarak ilişkilerimizi gidermek istiyoruz.’ AB’yle ilişkilerimizde son bir yılda hangi eksiklerimizi giderdiniz, hangi sorunları aştınız, hangi somut kazanımları elde ettik? Bunlar yapmadığınız gibi ilişkilerde var olan açmazlar daha da derinleşirken yeni sorunların ortaya çıkmasına da engel olamadınız.
“BU REFORM PAKETLERİNİN AB NEZDİNDE HİÇBİR ANLAMI VE KARŞILIĞI KALMIYOR”
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte partili ve taraflı cumhurbaşkanı sistemi uygulamaları, güçler ayrılığı, bağımsız özerk kurumlar, denge denetleme, yargı bağımsızlığı, temel haklarda ciddi geriye gidişler sorun alanları, açmazlar olarak karşımızda duruyor ve bizden adım atmamız bekleniyor. Evet, bu alanlarda hazırlanan reform paketleri, yapılan yasal düzenlemeler uygulamada ama ciddi ve somut sonuçlar ortaya çıkarmadı, çıkarmıyor. Neden? Biz burada bir taraftan yargı reform paketlerini hep birlikte kabul ederken ama diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanının çıkıp da ‘Talimat verdim, bu can bu bedendeyken...’ dediğinde işte bu reform paketlerinin AB nezdinde hiçbir anlamı ve karşılığı kalmıyor Sayın Bakan.
“SİYASİ KRİTERLERDE SORUNLAR GİDEREK BÜYÜYOR”
‘Sahada ve masada güçlü Türkiye’ savının AB sürecinde son bir yılda bir karşılığı ve bir kazanımı olmamıştır. Peki, ne olmuştur? Bırakalım bir ilerlemeyi, hızla geriye gidiyoruz; ilişkilerde güven kaybı, belirsizlik ve öngörülemezlik hâkim, siyasi kriterlerde sorunlar giderek büyüyor; müzakere başlığı açamadık, açılan herhangi bir başlığı da kapatamadık.”
“AB ÜYELİK PERSPEKTİFİMİZİN BİR İNANDIRICILIĞI KALIR MI SANIYORSUNUZ”
Sayın Bakan, bu başarısızlıklarınız için çıkıp salt, AB’nin çifte standardı, ikiyüzlülüğü, siyasi tavrı, engeli, bunları lütfen, artık öne sürmeyi bırakın. AB ile ilişkilerimizde bilinen, veri olan bu koşulları siz yönetemediniz ve başarılı olamadınız Sayın Bakan. Doğu Akdeniz, Kıbrıs gibi hassas konularımızda malum ülkelerin ikili ilişkilerimize AB zeminine taşımalarına engel olamadınız. Haklı tezlerimizi dahi AB ülkelerine ve kurumsal yapılarına savunamıyor, anlatamıyorsunuz.
Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp kurucu üyesi olduğumuz kurumları ve kararları ‘tanımıyoruz’ dediğinde, peki bizim, şimdi, karar alma mekanizmalarında yer almayı hedeflediğimiz AB üyelik perspektifimizin bir inandırıcılığı kalır mı sanıyorsunuz Sayın Bakan? Bu çelişkili sürece neden bir ses çıkarmıyorsunuz ve etkisiz kalıyorsunuz? Bu çıkış, Türkiye'nin itibarını kazanımlarını ve çıkarlarını tehlikeye atmak değil mi Sayın Bakan?”