CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Antalya’da; “Bir dolar 10 TL’yi geçti. Diyor ya, ‘Verin yetkiyi, görün etkiyi.’ Millet yetkiyi verdi, etkiyi görüyoruz. Tayyip Erdoğan’a göre hava hoş. Bir eli yağda, bir eli balda. Elektriğe, doğal gaza, suya para vermez. Kapıcı aidatı, kira, mazot parası vermez; hiçbir şey vermediği için keyfi yerinde. Sanıyor ki herkes kendisi gibi yaşıyor. Millet aç, perişan” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Antalya Örtüaltı Tarım Çalıştayı’nda konuştu. Öztunç, şunları söyledi:
“Türkiye’nin neresinde bir sorun var, biz CHP olarak sorunların çözümü için buradaki gibi çalıştaylar düzenleyip, buralardan edindiğimiz çözümleri tüm ülkenin gündemine getiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde Kars, Iğdır, Ardahan, Ağrı’da et ile ilgili bir çalıştay yapmıştık. Yine geçtiğimiz günlerde Antalya’da turizmle ilgili bir çalıştay yapılmıştı. Bugün de burada tarımla ilgili bir çalıştay gerçekleştiriliyor. CHP olarak iktidara geldiğimiz bugünlerde sorun nerde, ne sorun var o sorunu masaya yatırıyoruz. Paydaşlarla konuşuyoruz. Çözüm önerilerini alıyoruz. Biz kendi çözüm önerilerimizi Türkiye’nin gündemine getiriyoruz.
Şüphesiz ki tarım konusunda çok değerli üstatlar var. Sayın Gökhan Günaydın burada. Milletvekili arkadaşlarımız Orhan Sarıbal, Ayhan Barut arkadaşlarımız, oda başkanları… Birazdan tartışacaksınız, konuşacağız. Biz de dinleyeceğiz.
Ama siyaseten de birkaç söz söylemek gerekir. Bakın 20 yıldır tarımı öksüz bırakan bir iktidar var maalesef. Tarıma değer vermeyen, çiftçiyi sevmeyen bir iktidar var. 20 yıldır çiftçinin ensesinde boza pişiren bir iktidar var.
En basitinden buğday ithalatını hepimiz biliyoruz. Bizim o kadar çok arazimiz varken Anadolu’da buğday ekip biçebileceğimiz. Ama gidip Kazakistan’dan, Rusya’dan buğday ithalatı yapılıyor. Benim seçim bölgem Kahramanmaraş’ta şeker pancarı vardır. Ciddi anlamda şeker pancarı üretimi yapılırdı. Kargil para kazansın diye, maalesef şeker pancarı eskisi kadar ekilmiyor, biçilmiyor. Çiftçinin ektiği, biçtiği denk geliyor mu? Gelmiyor. Niye? Her şey çok pahalı oldu. Birkaç veri vereceğim size.
Üre gübre; 2020 Haziran, 1800 lira tonu. 2021 yılının haziran ayında, bir yıl sonra; 3900 ile 4100 lira arası oldu. Şu anda 10 bin liranın üzerinde. Yüzde 600 zam gelmiş üre gübreye. Öyle değil mi? Çiftçiler de var burada. 16 ayda yüzde 600 zam. Mazota zam var mı? Var. Tohuma? Var. Ama birkaç gün önce tarım bakanı, Meclis’te Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ‘her şey çok güzel’ dedi. ‘Çiftçi gayet memnun’ dedi. ‘Çiftçi para kazanamıyor’ dedirtemezsiniz. ‘Böyle bir şey yok’ dedi. Şimdi buradan soruyorum; Antalya’dan, ‘Değerli çiftçilerimiz para kazanıyor musunuz?’ Yani Tarım Bakanı’nın söylemine göre hepinizin evinde para sayma makinasının olması gerekiyor. Para sayma makinaları var mı evde? Sarayda var. Ayakkabı kutuları, para sayma makinaları… Saray’da, Tayyip Erdoğan’da, çocuklarında, yakınlarında, yandaşlarında… Onlarda var.
“ORMANLAR YANDI ONUN DÖNEMİNDE, TARIM BİTTİ ONUN DÖNEMİNDE AYAKTA UYUYOR TARIM BAKANI”
Öyle bir Tarım Bakanı var ki; ormanlar yandı onun döneminde, tarım bitti onun döneminde; ayakta uyuyor Tarım Bakanı. Hiçbir şeyin farkında değil. Gözü var görmüyor, kulağı var duymuyor. Üre gübre kaç lira olmuş? Mazot ne olmuş? Tohum kaç para? Neye satılıyor? Hiçbirinin farkında değil. Yine Komisyon’da diyor ki; ‘Muz’ diyor, ‘şu anda 5 lira ama halledeceğiz o işi diyor.’ Maliyeti kaç lira? Var mı burada muz üreten? 4 lira değil mi? 4 buçuk liradan, 5 liradan satılıyor. Ama Tarım Bakanı’na göre her şey güzel. Bir tek ona göre mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Temel Karamollaoğlu’nu kabul etti, Saadet Partisi’nin Genel Başkanı’nı. Sayın Karamollaoğlu diyor ki; yahu her şey kötü diyor, her şey batık diyor. Millet evine ekmek götüremiyor, çiftçi perişan diyor. Tayyip bey diyor ki, ‘Yoo. Çiftçi gayet mutlu. Hiç şikâyet gelmiyor’ diyor. ‘Nerden çıkartıyorsunuz?’ diyor. Beyefendi sarayda yaşadığı için hiçbir şeyin farkında değil. Bütün bunlar olurken dolar dün akşam 10 lirayı geçti. Bir dolar 10 TL’yi geçti. Diyor ya, ‘Verin yetkiyi, görün etkiyi.’ Millet yetkiyi verdi, etkiyi görüyoruz. Tayyip Erdoğan’a göre hava hoş. Bir eli yağda, bir eli balda. Hiçbir masrafı da yok. Elektriğe para vermez, doğal gaza para vermez, suya para vermez. Kapıcı aidatı vermez, kira vermez, mazot parası vermez, hiçbir şey vermediği için keyfi yerinde. Sanıyor ki herkes kendisi gibi yaşıyor. Millet aç, perişan. Ama beyefendi sarayında lüks bir hayat sürdürüyor. Ankara’da sarayda, Marmaris’te sarayda, İstanbul’da sarayda…
“GİTTİ GİDİYOR TREN GELİYOR GELMEKTE OLAN”
Bütün bunları olurken zaman zaman, burada hal esnafı var mı bilmiyorum, var mı acaba hal esnafı? Arkalarda var. Sizler teröristsiniz biliyorsunuz değil mi? Öylesiniz. Bahçeli’ye göre kebapçılar terörist, Erdoğan’a göre sizler teröristsiniz. Malzemelerinizden el bombası, domates. Uçaksavar, patlıcan. Mayın, kabak diyelim. Ekonomik krizin yansımalarını çıkıp vatandaşın üzerine atmaya çalışıyorlar. Zam geldikçe marketi suçluyor. Zam geldikçe hal esnafını suçluyor, kebapçıyı suçluyor. Kendileri sütten çıkmış ak kaşık sanki. Bunun sorumlusu AK Parti iktidarıdır. Beceriksiz, yönetemeyen AK Parti iktidarı ve Tarım Bakanlığı’dır. Peki bunların hesabı sorulmalı mı? Kesinlikle sorulmalı. 2022 yılında tarımsal destekleme 25,8 milyar TL olarak açıklanıyor. Tarım kanunu çok açık yüzde 1 vermesi gerekiyor bütçeden, yüzde bir dahi vermiyor. Yanılmıyorsam geçen yılın tarımsal destekleri daha verilmedi. Ya da bugünlerde veriliyordur. Ama çıkıyor, lafa gelince çiftçiyi suçluyor. Tarımın iyi gittiğini söylüyor. Her şey çok güzel diyor. Oysa her şey güzel değil. Şu anda değil ama önümüzdeki günlerde her şey çok güzel olacak. Seçim sandığını biz bekliyoruz. Seçim sandığı geldiğinde bunları yolcu edeceğiz ve tarıma nasıl değer verilir, tarım nasıl büyütülür, çiftçiye nasıl değer verilir CHP olarak bunu göstereceğiz. Genel başkanımızın en büyük değer verdiği alanlardan biri tarımdır ve çiftçilerdir. Bu konuda biz her fırsatta, yönetici arkadaşlarımızla birlikte gereken sözlerimizi de veriyoruz. İnşallah bunu, önümüzdeki günlerde göstereceğiz. Şunu söylemek istiyorum, gitti gidiyor tren geliyor gelmekte olan."