İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Muğla'nın Milas İlçesinde esnafı ziyaret etti, sorunlarını dinledi. Bir çiftçi, "Biz bittik, bizi kurtarın. Biz bu adamlardan öldük. Canımıza susadık. Tarlamız da öldü, kendimiz de öldük. Bize yardımcı olun. Hayatımız söndü” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Muğla'nın Milas İlçesinde esnafı ziyaret etti, toplanan kalabalığa konuşma yaptı. Akşener ve esnaf arasındaki diyaloglar şöyle:
“50 LİRA KAZANIRKEN ÇOK YÜKSEK PARA HARCARKEN 5 LİRA GİBİ”
“Akşener: Haftada kaç kere et alıyorsunuz?
Esnaf: Alma değil de gramı düşüyor artık. Eskiden 1 kilo alıyorsam, 700 grama düşüyor, 600 grama düşüyor.
Akşener: Ben alım gücünü anlamak için soruyorum. Çünkü sizin müşterinizin de alım gücü düştüğü için, bunu alamıyor.
Esnaf: 100 liraya sattığım bir elbise vardı. Şu anda kendim 100 liraya alıyorum. Şu anda artışlar çok yüksek, insanların da alım güçleri çok düşük. Biz burada akşama (kadar) 50 lira (kazanıyoruz). İnsanlar zannediyor ki 50 lira şu anda çok yüksek para. 50 lira, kazanırken çok yüksek, para harcarken 5 lira gibi.
“DÜKKANI AYLARCA AÇMADIĞIM GÜNLER OLDU”
Akşener: İşler nasıl?
Esnaf: Şükür diyelim ama yok.
Akşener: Pandemi veya onun öncesinde ekonomik bir kırılganlık vardı. Onlardan nasıl etkilendiniz?
Esnaf: Çok etkilendik. Ben zaman zaman yaşım itibariyle dükkanı hiç açmadığım, aylarca açmadığım günler oldu.
“BİZ BİTTİK, BİZİ KURTARIN, BİZ BU ADAMLARDAN ÖLDÜK”
Çiftçi: Biz bittik, bizi kurtarın. Biz bu adamlardan öldük. Canımıza susadık. Tarlamız da öldü kendimiz de öldük. Bize yardımcı olun. Biz bittik, Hayatımız söndü.
Akşener: Vay be.
Çiftçi: 40 derece sıcağın altına çalışıyoruz, beş kuruş para geçmiyor elimize, bizi kurtarın başkanım.”
“BEN TÜRKİYE’DE YAŞAMAK İSTEMİYORUM”
Bir üniversite öğrencisi ise Akşener’e şunları söyledi:
“Türk Halkbilimi öğrencisiyim. Akademide kalsak liyakat yok, atanmayı denesek atanamıyoruz, ekonomiyi konuşmak bile istemiyorum. Ama tek ricam doğayı kurtarın. Ben bu vatanın, milletin evladı değil miyim? Ben hizmet etmek istiyorum. Önüme taş koyuyorlar, kaya koyuyorlar benim. Ben ilerleyemiyorum. Benim arkadaşlarım ilerleyemiyor. Sizden tek ricam, tek isteğim, bu vatanın milletin evladına sahip çıkın. Ben Türk olmaktan gurur duyuyorum, ama ben Türkiye’de yaşamak istemiyorum. Ben vatanımda yaşamak istemiyorum. Türk olmaktan gurur duyup, Türkiye’de yaşamak istemiyorum.”
"CİVCİV ÇIKTIĞI YUMURTANIN KABUĞUNU UNUTURMUŞ, ŞEKİL BİR-A; BEŞTEPE"
Esnaf ziyaretlerinin ardından, toplanan kalabalığa seslenen Akşener, şunları söyledi:
"Benim kaderim de sandalye üstünde konuşmak. Bir kerecik de şöyle, asortik bir yerde, konfetiler içinde, klimaların altında, ikramların eşliğinde konuşsam ya kardeşim. Bana düşen sandalyenin üstünde konuşmak. Ama iyi ki o düşüyor bana çünkü ben; o zaman sizin aranızdan çıkıp kaybolmuyorum. Çünkü eğer sandalyelerden inip lüks salonlara geçtiğim dakikadan itibaren, yumurtanın o hani derler ya; civciv çıktığı yumurtanın kabuğunu unuturmuş. O kabuğu unutuyorlar. Şekil bir A; Beştepe. Allah bizi sizlerin arasından koparmasın. Allah bizleri sizin karşınızda utandırmasın.
Türkiye’nin tümüne ve bizi yönetenlere anlatmak için yollara düştüm. 20 Ocak 2020. Dükkan dükkan gezdim. O dükkanın içine girdiğim zaman, 20 Ocak 2020’den beri, kapıdan içeri girdiğim dakikadan itibaren, iktidar partisine sövmedim. Onlar benim anama sövdükleri halde sövmedim. Yermedim, kendi partimi övmedim, propaganda yapmadım. Sadece esnafın, çiftçinin, kadının derdini, işsiz gencin derdini dinledim.
Meral Akşener mi geldi?; Tayyip Erdoğan mı geldi? Gelemez ama, geldi. Diğerleri mi geldi. Diyeceksiniz ki; ‘Bize yönelik bunlar ne söylüyor, hangi projeleri var, hangi hizmet anlayışları var? Göreceksiniz takip edeceksiniz ve ondan sonra da oy vereceksiniz. Ve oyunuz midenizde olacak. Oradan alacağız biz o oyu. O kadar kolay oy verdiniz ki bugüne kadar. Onun üzerinden, bunun üzerinden, oculuk üzerinden, buculuk üzerinden oy verdiniz sonuç itibariyle çırak siz çıktınız. Şimdi siz sizi çırak çıkaranlarıçırak çıkaracaksınız. Hastaneyi söyleyeceğim, EYT’yi tekrar söyleyeceğim, yediğiniz kazıkları söyleyeceğim."