Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP kongresinde Merkez Bankası Başkanı değişimin ardından yaşanan dövizdeki dalgalanmanın Türkiye’nin geleceği olmadığını belirterek, yurttaşlara altın ve dövizlerini bozdurma çağrısında bulundu. Erdoğan, “Bu vatandaşlarımızdan milli servetimiz olan döviz ve altınıçeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum” dedi.
AKP’nin 7. Olağan Kongresi Ankara Spor Salonu’nda yapılıyor. Kongre salona eşi Emine Erdoğan ile beraber gelen Erdoğan salon önünde kısa bir konuşma yaptı. Ardından Erdoğan çiftçi kongre salonuna girdi. Erdoğan’ın siyasi yaşamını anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın yerine Şahap Kavcıoğlu’nun getirilmesinin ardından döviz kurunda yaşanan dalgalanmanın Türkiye ekonomisinin yarını olmadığını söyleyerek, yurttaşlara altın ve dövizlerini finans araçlarına yatırma çağrısında bulundu.
“VATANDAŞLAR DÖVİZ VE ALTINI EKONOMİYE KAZANDIRSIN”
Erdoğan, kamu maliyesi ve finans sektöründeki göstergelerin sağlam yapıya işaret ettiğini kaydederek, “Sadece kendilerini güvende hissetmek amacıyla ellerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Bu vatandaşlarımızdan milli servetimiz olan döviz ve altınıçeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum. Finans kuruluşlarıözellikle katılım finans şirketleri bu altın ve dövizler için müşterilerine olan ve onları memnun edecek getiri sağlayabilecek alternatifler sunuyor” diye konuştu.
İŞİNSANLARINA “HERHANGİ BİR ENDİŞEYE GEREK YOK” MESAJI
Erdoğan iş insanlarına da yurt dışındaki varlıklarını Türkiye’ye getirme çağrısı yaparak, “İş insanlarımıza da varlık barışından yararlanarak yurt dışındaki kaynaklarınıülkemize getirebileceklerini tekrar hatırlatıyorum. Herhangi bir endişeye gerek yok. Kesinlikle biz kendilerinin bu noktada garantisiyiz. Ülkemize yatırım yapan uluslararası yatırımcılara ise Türkiye’nin gücü ve potansiyeline güvenme çağrısında bulunuyorum. Esasen bu çağrının somut göstergeleri de vardır” dedi.
Erdoğan, Türkiye’de geçen yıl açılan işyeri sayısının 103 bine yaklaştığını ve kapanan şirket sayısının 16 binin altında kaldığını söyleyerek, iş yapma kolaylığı endeksinde Türkiye’nin 190 ülke arasında 33’ncü sıraya yükseldiğini açıkladı.
Erdoğan kongrede yeni döneme ilişkin yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
İNCE ÇİZGİNİN TAM ORTASI:“Bizim inancımızda umutsuzluk yani yarından ümidini kesmek küfre eş değer görülmüştür. Geçmişimizi hakkıyla bilmeden bugünün hakkını vermeden geleceği inşa edemeyiz. Türkiye’nin bugün bulunduğu yer şanlı tarihinin mirasıyla geleceği için belirlediği ince çizginin tam ortasıdır.
TEK MİLLET DİYEN TÜRKİYE VAR: Büyük rüyalar görmek, ardından gitmek bize medeniyetimizin emridir. Siyasetin en başta gelen vazifesini de milletle birlikte umutları görmek, inşa ve ihya faaliyetinde bulunmak olduğuna inanıyoruz… Tek parti faşizminden darbe ve vesayete, nice zorlu mücadeleyi yine aynı anlayışla yönettik. Geçtiğimiz 19 yılda gücümüzü ve cesaretimizin milletimizin binlerce yıllık birikiminden aldık. İnsanlığın en önemli sağlık kriziyle boğuştuğu, ekonomik sistemin sarsıldığı, yeni arayışların olduğu bir dönemden geçiyoruz… Yine aynı oyunun içindeler ama bu defa başaramayacaklar. Gençler çünkü bu defa farklı bir Türkiye var. Bu defa kökenine, inancına, meşrebine bakmaksızın 84 milyon vatandaşıyla tek millet diyen Türkiye var.
BİR BARDAK SU VERMEZLER: Bu defa vatanının tek bir karışına dahi göz dikenlere dünyayı dar edeceğini tek vatan diyerek ortaya koyan Türkiye var…Bu defa hak ettiğini alma kararlılığını 2023, 2071 vizyonuyla gösteren Türkiye var. Önüne kurulan tuzakları birer birer yıkıp geçen bir Türkiye var. Ellerinden gelse yağmurlu havada ülkemize bir bardak su vermeyecek olanların yeni dayatmalarla karşımıza çıkmaları bizi yolumuzdan döndüremeyecek.
İNSANLIK İÇİN MÜCADELE:İnsanlığı hakkın, hakkaniyetin, adaletin, merhametin ve huzurun teminatı olacak bir küresel yönetim anlayışıyla buluşturacak medeniyet nöbetini devralmaya hazırlanıyoruz. Unutmayın iman varsa, imkan vardır… Dünyanın karmaşık bataklıkta çırpındığışu dönemde biz insanlık için hareket eden hafıza denizinde yol alıyoruz. Teknolojinin insansız bir dünyaya doğru evirilmeye çalışıldığı tarihi yol ayrımında biz insanın fıtri güzellikleri üzerinden üncülük etmenin sorumluluğuna talibiz. Bugün burada kendimizi ve tüm insanlık için bu mücadeleyi vermenin ahdiyle bir araya geldik.
AHDİ OKUTTU: (Erdoğan salondakilere bu ahdi okutarak) Tek millet diyor muyuz, tek bayrak diyor muyuz, tek vatan diyor muyuz, tek devlet diyor muyuz, Türkiye için güven ve istikrar diyor muyuz, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ediyor muyuz? (Sorulara evet yanıtı aldı) Bir olacağız, diri olacağız, hep birlikte kardeş olacağız.
MENDERES, ÖZAL, ERBAKAN, TÜRKEŞ:Ülkemize kazandırdıklarımıza gelmek istiyorum. Coğrafyamızdaki varlığımız değil, ama mutlak hükümranlığımızı Malazgirt zaferiyle başlatıyoruz. Malazgirt Anadolu’nun tüm renklerinin ortak zaferidir… Kutlu zaferden hemen sonra Anadolu Selçuklu Devleti coğrafyamızdaki ilk kalıcı mühürdür. Osman Gazi’ni Söğüt’te diktiği Osmanlıçınarı 6 asır boyunca medeniyet bayrağını dalgalandırmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından tarihe gömülmek istenen bu millet İstiklal Marşı’nın ardından yeni devletini kurmuştur. Türkiye ne zaman kalkınma hamlesine girişse nice engeller çıkarıldı. Rahmetli Menderes, Özal, Erbakan ve Türkeş’in dirayetli duruşlarıyla elde edilen kazanımlar bizi ancak 2000’lerin başına getirmeye yetti. AK Parti başa geldiğinde tel tel dökülen ülke vardı… Milli iradenin üstünlüğünü tam manasıyla tesis ettik. AK Parti, eğitimden, sağlığa her alanda yatırımlarla kalkındırdı.
BAY KEMAL, BİZ KALDIRDIK:İktidara geldiğimizde ülkemizi eğitim, sağlık, adalet, ulaşım, tarım velhasıl neler yaptık. Bunların sözünü vermiştik. Önce eğitim dedik, önceliği bu alana verdik. Gençler Milli Eğitim bütçesini 2002’de 7,5 milyar lira seviyesinden aldık, 147 milyar liraya çıkardık. Yüksek öğrenim bütçesini ilave ettiğimizde rakam 212 milyar liraya ulaşıyor. Resmi ve özel dahil tüm okullarımızın sayısını 50 bin seviyesinden 87 bin 678’e çıkardık. Bugüne kadar toplam 693 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Eğitim 4+4+4 şeklinde kademelendirerek, zorunlu eğitim 12 yıla yükselttik. Üniversite sayımızı 76’dan 207’ye çıkardık. Kat sayı farklılıklarını, üniversite harçlarını kim kaldırdı, biz kaldırdık biz. Bay Kemal siz kaldırmanızı, biz kaldırdık. O okulların kapılarında sağda solda gürültü yapanlar, önce bu harçları kim kaldırdı bunları sormaları lazım. Maarif Vakfımız ile 43 farklıülkede dostlarımıza eğitim desteği sağlıyoruz. Biz geldiğimizde öğrencilerimiz 45 liracık alıyordu. Lisansta 657 liraya yüksek lisansta 1300 liraya biz yükselttik.
HAL ÇADIRI BAŞKA, HASTANE BAŞKA: Hastanelerdeki yatak sayışımız 164 binden 253 binin üzerine, nitelikli yatak sayışımız 19 binden 162 bine çıkardık bay Kemal bunlardan haberin var mı? Halkımıza daha iyi hizmet vermek için Adana’nın hal çadırını hastane yapmadık. Hal çadırı başka, hastane başka bir şey. Milleti bunlarla kandırdınız… Hekim sayımız 92 bin seviyesinden 174 bini geçti. Ambulans başına düşen nüfus sayımızı 107 binlerden 14 binlere indirdik. İlkini 2017 yılında Yozgat’ta açtığımız şehir hastanelerimizin sayısını 17’ye yükselttik. Halen 9 şehir hastanemizin çalışmaları devam ediyor. Bunlar tamamlandığında 32 şehir hastanesini ülkemize kazandırmış olacağız.
BAY KEMAL BUNLAR ERDOĞAN'IN REKLAMI DEĞİL: Bay Kemal bunlar Erdoğan’ın reklamı değil Türk milletinin ve Türkiye’nin tanımıdır. Sosyal hizmetlerde 411 milyar lirayı aşan tutarda yardım yaptık. Engelli aylığını 914 liraya çıkardık. Kamudaki engelli istihdamı 58 binin üzerinde. Yaşlılık maaşını 2002 yılında aylık 24 liradan aldık 763 liraya yükselttik. 2002 yılında 184 lira olan asgari ücret bu yıl başından itibaren 2 bin 28 lira olarak uygulanıyor.
ADALET VE GÜVENLİK: Adalet, 9 bin 349 olan hakim- savcı sayısı FETÖ’cülerin tahribatına rağmen 21 bini aştı… Fiziki imkanları da geliştirdik. İllerde yaptığımız adalet sarayları, Danıştay, Anayasa Mahkememizi yaptık. Muhteşem bir Yargıtay binası inşa ediyoruz ki dünyada benzeri yok… Son olarak geçtiğimiz haftalarda İnsan Hakları Eylem Planımızı milletimizin takdirine sunduk. Yeni anayasa için çalışmaya başladık… Güvenlik. PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerini hezimete uğratarak, ülkemiz sınırları içinde eylem yapamaz hale getirdik. Gabar’da, Cudi’de hamdolsun askerimiz, jandarmamız, polisimiz verdikleri yiğidimiz mücadele ile bugüne kadar görmedikleri hesabıödüyorlar, ödeyecekler.
BAY KEMAL ÖZEL KALEM ATAYACAĞIM DİYOR: Muhtarlarımızın özlük haklarında iyileştirme yaptık. Bay Kemal ‘özel kalem atayacağız’ diyor. Eğer gelirsen yaparsın. Ulaştırmada 932 milyar lira tutarında yatırım yaparak ülkemizin alt yapısını baştan sona geliştirdik… Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Marmaray, Ilgaz, 15 Temmuz İstiklal Tüneli… Gurur abidesi projelerimiz olarak günlümüze yerleşti… Çanakkale 1915 Köprüsü’nün de içinde yer aldığı Kınalı, Tekirdağ otoyolunun da içinde yer aldığı Ankara- İzmir otoyolu projesi sürüyor. Ülkemizin demiryolu ağını sıfırdan inşa etmişçesine sıfırdan yeniledik. Havayollarında önemli adımlar attık. 26’dan devraldığımız havalimanı sayımızı 56’ya çıkardık… Uçulan ülke sayısı 126’ya yükselttik.
TÜRKİYE’NİN YARININI YANSITMIYOR: Tarımda ise 2002 yılında 37 milyar lirayı bulmayan tarımsal gayri safi yurtiçi hasılamız 333 milyar lirayı geride bıraktı. Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız 20 milyar lirayı geçti. Çiftçilerimize ödediğimiz desteklerin miktarı 160 milyar lirayı geçti… Makro ekonomide Türkiye’yi dünyada milli gelirde 17’inci sıradan 13’üncü sıraya yükselttik. Salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle, G20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık. Göreve geldiğimizde faiz ödemelerini yüzde 16’ya gerilettik. İhracatımızı 170 milyar dolar bandına kadar çıkardık. Son birkaç gündük piyasalarda yaşanan dalgalanmalar Türkiye ekonomisini yarınını kesinlikle yansıtmıyor. Türk sanayisi salgın dönemindeki performansıyla direncini ortaya koymuştur. Kamu maliyesi pek çok ülkeye göre daha sağlam bir yapıya sahip olduğumuzu işaret ediyor. Şimdi vakit daha çok çalışma, üretme, gaza basma vaktidir.