Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2022 yılı bütçe kanunun görüşmelerinde büyükelçilerin Osman Kavala ile ilgili açıklaması için “Bağımsız ve tarafsız Türk yargısına baskı yapmaya niyetlenen bu hadsiz girişime karşı başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere her düzeyde tepki gösterdik. Niyetimiz elbette kriz çıkarmak değil. Ülkemizin egemenlik hakkına yönelikten bu saygısızlığa gereken cevabı vermekti” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2022 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ve 2020 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifi’nin geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, milletvekillerinin bütçeye yönelik yaptığı eleştirilere ve yönelttikleri sorulara yanıt verdi. Milletvekillerinin "Bu bütçe teklifiyle yüzünüz kızarmıyor mu?" sorusuna Oktay, "Esefle kınıyorum, ithamını aynen iade ediyorum. Başımız dik, alnımız açık. Buradayız. Meclisimizin huzurlarındayız ve bütçemizin de arkasındayız" karşılığını verdi.
Bütçenin ekonomik ve sosyal kalkınmaya hizmet etmediğine yönelik eleştiriye karşı Oktay, şunları söyledi:
"Edirne'den Iğdır'a, Mersin'den Sinop'a, ülkemizin her köşesinde hükümetlerimiz dönemlerinde sağlanan hizmetler kalkınma odaklı bütçelerimiz sayesinde olmuştur. Hani diyorsunuz ya 2002’den niye kıyasla yapıyorsunuz diye. Gittiğiniz yollar, sıkıntıya girdiğinizde gittiğiniz hastaneler, bir şehirden diğer şehre havayolları, altyapı ve üst yapı... Her alanda ciddi mesafe kat ettik. Covid-19 salgını gibi öngörülemeyen ve dünyanın en büyük ekonomileri dahil kökünden sarsan bir krizde dahi Türkiye 84 milyon milletiyle tek vücut, sapasağlam ayakta durmuştur. Hiçbir ayrımı kabul etmeden, hiçbir ayrıma da müsaade etmeden. Olumsuz ekonomik iklime rağmen 2020 yılını büyüme ile kapatan, 2021'in ikinci çeyreğinde ise 21,7 oranında büyüyen Türkiye'dir. Türkiye bu büyüme ile birlikte yine yüksek cari açık kısır döngüsünü kırmıştır. Düşük cari açıkla rekor büyüme gerçekleştirmiştir."
"NİYE GOCUNUYORSUNUZ?"
“Bütçede birçok kesimin dışlandığı” yönündeki eleştiriler karşısında da Oktay, şunları söyledi:
"Bu bütçede hiç kimsenin olmadığı iddia edildi. Bu ülkenin esnafını, KOBİ’sini, girişimcisini, çiftçisini, besicisini pek çok programla destekleyen yine bizleriz. Öğrencimizin yurdunu da en iyi şartlar da biz yaptık, yapıyoruz. Öğrencilerimizin kredisini de bursunu da olabilecek en yüksek seviyede biz veriyoruz. Bundan gurur duyun. Niye bundan gurur duymuyorsunuz da gocunuyorsunuz? Ülkenizle neden gurur duymuyorsunuz? Gençlere niye negatif enerji veriyorsunuz? Rakamları da vereceğim size."
"BAĞIMSIZLIĞINI ZEDELEYECEK BİR ZEMİNE ÇEKİLMEMESİ GEREKİR"
Oktay, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na ilişkin ise yöneltilen sorulara ise şu yanıtı verdi:
"Merkez Bankası'nın politika faiz indirim kararı ve enflasyona ilişkin eleştiri ve yorumlarınız oldu. Para politikası kararları, Para Politikası Kurulu üyeleri tarafından alınmaktadır. Bu sebeple tartışmaların Merkez Bankası'nın bağımsızlığını zedeleyecek bir zemine çekilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca politika faizi ve enflasyon denklemine sadece dar bir çerçeveden bakamayız diye düşünüyorum. Salgının etkisiyle enflasyon tüm dünyada bir yükseliş trendinde olduğunu ifade etmiştik. Enflasyonun artıyor olması merkez bankalarının illaki enflasyon üzerinde bir politika faizi uygulaması anlamına da gelmemektedir. Bağımsız para alanı Merkez Bankası'nın faiz kararını eleştirmeden önce dünyadaki benzer uygulamaları görmekte fayda var ama bizim Merkez Bankası'nın kararlarına karışmak ya da etkilemek gibi bir imkanımızın olmadığını bir kez daha ifade etmek isterim."
Büyükelçilerin, tutuklu iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması ile ilgili çağrısı ve sonrasında yaşanan tartışmaları değerlendiren Oktay, şunları söyledi:
"Ülkemizin devam eden bir yargı süreciyle ilgili olarak 10 büyükelçinin ortak açıklaması yine toplumun her kesiminde infial oluşturmuştur. Bağımsız ve tarafsız Türk yargısına baskı yapmaya niyetlenen bu hadsiz girişime karşı başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere her düzeyde tepki gösterdik. Niyetimiz elbette kriz çıkarmak değil. Ülkemizin egemenlik hakkına yönelikten bu saygısızlığa gereken cevabı vermekti. Tutumumuzu net bir şekilde ortaya koyduk ve yanlışı ortadan kaldırmaya yöneldik. Türkiye Cumhuriyeti, bağımsız ve egemen bir devlettir. Yargı yetkisini de bu bağımsız ve egemenliğinin gerektiği şekilde bağımsız ve tarafsız mahkemeler eliyle kullanır.”