Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren taksi şoförü Oğuz Erge'nin İzmir'deki ailesine taziye ziyaretinde bulundu.
Taziyenin ardından açıklamalarda bulunan Genel Başkan Özgür Özel, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“AKIL SAHİBİ KİMSENİN DUYMAYA TAHAMMÜL EDEMEYECEĞİ LAFLAR”
Genel Başkan Özgür Özel, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, bir gazetecinin, ‘Erdoğan’ın Hatay’da, merkezi yönetimle yerel yönetim aynı olmazsa o kente hizmetin gitmeyeceği’ sözlerini anımsatması üzerine, “Bu başka bir vicdansızlık. Buna bir şey söylemek gerekiyor. Sıcak siyasi tartışmaların içine girmek istemem ama 6 Şubat’ta deprem oldu. 11 ilimiz etkilendi. 10 ilimizde can kayıpları oldu ve hepimizin yüreği hala yanıyor. 6 Şubat günü de hep birlikte deprem bölgesinde olacağız. Bu meseleyi siyasete alet etmek istemem. Bundan da hep özenle uzak durdum. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın, efendim ‘Genel iktidarla yerel iktidar aynı olmazsa, el ele vermezse hizmet gelmez. Geldi mi, gelmedi. Hatay mahsun kaldı’ ifadeleri gerçekten, vicdan sahibi, yürek sahibi, akıl sahibi kimsenin bırakın söylemeyi, duymaya tahammül edemeyeceği laflar…” dedi. Erdoğan’ın sözlerinin siyasi şantaj olduğunu vurgulayan Genel Başkan Özgür Özel, şunları söyledi:
“ERDOĞAN’IN SÖYLEDİĞİ SİYASİ ŞANTAJ”
“Yani ben bunu Hatay’a bir kente siyasi şantaj yapıyor olmasının ayıbını, Hataylılara havale ediyorum. Dün, bir teyze, gördüğüm kadarıyla Samandağ’da bir teyze, buna gerekli cevabı verdi. Dedi ki, ‘Biz buna ölürüz yine boyun eğmeyiz bu tehdide, bu şantaja’ dedi. Diyor ki ‘Benim partimden bir belediye başkanı olmadığı için ben Hatay’ı hizmetsiz bıraktım. Seçmezseniz yine getirmem’ diyor. Kime diyor bunu? Her siyasi görüşten, mezhepten, Hatay olunca oradaki demografiye göre her dinden insana ‘Benim kalbim bu kadar taş’ diyor. Yalan da söylüyor çünkü kendi belediyelerinin olduğu yerlerde de sorunları çözmüş değil. Ama maalesef siyasi şantaj yapıyor ve bununla oy istiyor. Ona en iyi cevabı 31’inde Hataylılar verir. Ama ben bunu, bütün milletimize şikayet ediyorum. Bilhassa, ben bunu AK Parti’ye oy veren irfan sahibi, vicdan sahibi insanlara havale ediyorum. 28 Mayıs’ta ona oy veren herkese şikayet ediyorum. Bu olur mu ya? Depremde siyaset olur mu? Depremzedeye tehdit olur mu? Şantaj olur mu? Böyle vicdan olur mu? Bu taksici Oğuz kardeşimize arkadan silah sıkan adamım kalbi taş olsa yumuşardı diyoruz. Ya Tayyip Erdoğan’ın kalbinin yerinde taş olsa bu laf edilmez yani. Taş olsa edilmez. Siyaseten böyle bir laf edersek, bizim belediye başkanlarımız var Türkiye’nin dört bir yanında. İktidar olduğumuzda, onların olduğu şehirleri kayırır da olmadığı şehirlere bu kötülüğü yaparsak biz de taş olalım. Allah taş etsin bizi. Böyle düşünen bir Cumhuriyet Halk Partili varsa olmaz olsun. Böyle siyaset olmaz olsun. Böyle siyasetçi olmaz olsun.”
“YALAN SÖYLÜYOR”
“Hatay’da 7 bin konut verdi. Konut ihtiyacı 260 bin. Yüzde 2,5’i. Yüz kişiden 98’i. Söz vermişti bir yıl içinde ‘Konutlarınızı vereceğim’ diye, ya çadırda ya konteynerde. Sene sonuna kadar da bu sorun çözülmeyecek. Bir sene daha. Kendi de söylüyor. Daha bu sorunu Recep Tayyip Erdoğan da 4 sene 5 sene çözmeyecek. Öyle anlaşılıyor. Bu kadar çaresizlikte olan insanlara bir de üzerine dönüp, sanki Maraş’ı, Malatya’yı, Adıyaman’ı, hepsini evine sokmuş gibi… Orada da yalan söylüyor ama dönüp bu tarafta da insanları soğukla yağmurla karla çamurla hastalıkla terbiye etmeye çalışıyor. ‘Bizi seçmezseniz size hizmet getirmeyiz…’ Olmaz olsun senden gelecek hizmet. Olmaz olsun senin yapacağın. Senin kalbin bu kadar kötü olduktan sonra olmaz olsun senin siyasetin. Yazıklar olsun. Muhatap alıp da sana sarfedilen cevap için her kelimeye verilen her nefese yazık. Ben ona oy verenlere şikayet ediyorum. Varsa yaşayan öğretmenlerine, hocalarına şikayet ediyorum. Bir insanın gözü bu kadar nasıl döndü gerçekten inanmıyorum. Kalbinin yerinde taş var demek ki bu adamın. Kalbi malbi yok. Ben daha bir şey demeyeceğim.”
“SİLAHLANMANIN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIZ”
Özel, bireysel silahlanmanın artması ve ruhsatsız silahlara erişimin kolay olması hakkındaki soruya ise “Bireysel silahlanmaya her zaman karşıyız. Türkiye’de 30 milyon ruhsatsız silah olduğu hesaplanıyor. Umut Vakfı bu çalışmayı yapmıştı. Ben de okudum, haberdar oldum. Biz, Türkiye’de bu kadar kolay ruhsatlı silah alınmasına da karşıyız. Silah ruhsatı sayısının bu noktalara varmasına da karşıyız. Ruhsatsız silah meselesine de Türkiye’nin tamamen denetimsiz bir alana dönüştürülmesine de son derece itirazımız var. Teklif ettiğimiz komisyonun hem taksicilerin güvenlikleri için çalışmalar yapması hem de bu bireysel silahlanma meselesi ile ilgili de ciddi tedbirlerin alınması lazım. 30 milyon ruhsatsız silah, ülkeyi son derece güvensiz, özellikle hem taksiciler için, elbette gece saatlerinde çalışanlar için, kadınlar içi herkes için son derece tehlikeli bir hale sokmuş durumda. Bu konuda mutlaka tedbir alınması gerekiyor. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sosyal demokrat bir parti olarak silahlanmanın her türüne karşıyız. Bireysel silahlanmanın önüne set çekilmesi gerekiyor. Ruhsatsız silah meselesi de Türkiye’de kontrol edilemez bir noktadadır. Bu konuda da tedbir alınması gerekiyor” yanıtını verdi.