BURCU KAHRİMAN
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, doların kurunun 10 lirayı aşmasını değerlendirdi. Çanakcı, “Bu artışlarla beraber asgari ücret 283 dolara gerilemiş oldu. Türkiye’de asgari ücret, Çin gibi, ‘ucuz iş gücü cenneti’ olarak adlandırılan ülkelerin bile gerisine düşmüş oldu” dedi.
DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı ve eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, dolar/TL kurunun 10 lirayı aşmasını ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Çanakcı, şunları söyledi:
"GÜNEŞİN KARŞISINDA ERİYEN KAR GİBİ"
“Dün akşam saatlerinden sonra uluslararası piyasalarda bir dolar, 10 Türk lirasını görmüş oldu. Böylece psikolojik eşik olan 10 lira eşiğinin aşılmış olduğunu da hep birlikte görmüş olduk. Türkiye bu noktaya hükümetin ve Merkez Bankası’nın basiretsiz, öngörüsüz, tutarsız ve gerçeklerden kopuk politikaları neticesinde gelmiş oldu.
Paramız adeta pula döndü her geçen gün değer ve itibarını yitirdi. Paramız sadece dolar karşısında değil adı sanı duyulmamış para birimleri karşısında da adeta güneşin karşısında eriyen kar gibi eridi değerini yitirdi.
‘Maşınızı dolarla mı alıyorsunuz’ diye soran sağlıksız yaklaşım, sağlıksız anlayış paramızın itibarsız hale gelmesinin milletimize ne kadar ağır bedeller ödettiğinin farkında değil. Farkında olsalar bile açıkçası bunu umursamaz bir durumdalar.”
"İTİBARINI YİTİREN SADECE PARAMIZ DEĞİL, UYGULANAN POLİTİKALAR VE POLİTİKALARI ÜRETEN KURUMLARDIR"
Çanakcı, sadece Türk lirasının değil, uygulanan politikalar ve politikaları üreten kurumların da itibarını yitirdiğini belirtti. Çanakcı, şöyle konuştu:
"Kur artışı birlikte enflasyon bekleyişleri çok daha kötüleşecek. İğneden ipliğe tüm fiyatlar kur fiyatları yansıyor, yansıyacak. Hayat pahalılığıyla, enflasyonla beraber fakirlik yoksulluk daha da derinleşecek, yaygınlaşacak.
Bu hükümet ve Merkez Bankası göz göre göre ülkemizi enflasyon ateşinin içinde atmış durumdadır. Aslında bir diğer yön de var. Onun da altını çizmek gerekiyor. Bizim yaşamış olduğumuz kurdaki bu sıçrama, dünyada en yüksek faizi veren ülkelerden birisi olmamıza rağmen gerçekleşiyor. Avrupa’da en yüksek faizi veriyoruz ama paramız halen değer kaybediyor. Bunun anlamı, Türkiye’de ekonomi yönetimine, hükümete, Merkez Bankası’na ve politikalara olan güvenin tamamen kaybolmuş olmasıdır. Açıkçası bu, kaybolan güvenin net bir göstergesidir. Yani aslında itibarını yitiren sadece paramız değil, uygulanan politikalar ve politikaları üreten kurumlardır.
"ASGARİ ÜCRET 283 DOLARA GERİLEDİ"
Bu artışlarla beraber asgari ücret 283 dolara gerilemiş oldu. Türkiye’de asgari ücret, Çin gibi ucuz iş gücü cenneti olarak adlandırılan ülkelerin bile gerisine düşmüş oldu. Şimdi bu hükümet büyük bir yanlış içinde, tekrar büyük bir yanlışın içinde girmiş durumda. Yani halkımızı fakirleştirerek, halkımızı yoksullaştırarak, milletimizin alın terini, emeğini ucuza dışarıya satarak bir refah artışı, bir gelir artışı sağlayacağını ümit ediyor. Böyle bir yanılgının böyle bir vahim hatanın içine düşmüş durumda bu hükümet. Buradan tekrar seslenmek istiyoruz. İhracat ve refah artışı ancak verimlilikle, yenilikçilikle, öngörülebilir, istikrarlı ve itibarlı milli parayla mümkün olur. Aslında milletimiz tüm bunları net bir biçimde görüyor. Bunu gördüğünü de ilk seçimlerde bu iş bilmez yönetime gösterecektir."