Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, öğrencilerden istenen kırtasiye malzemelerine ilişkin, "Çocuklardan istenen kırtasiye listelerinden birkaçı elimize ulaştı. Bu listelere baktığımızda birçok lüzumsuz malzeme var. Yüzlerce liralara alınacak listelerin içinde pinpon topu bile var. Her bir çocuktan bir devlet okulu iki adet pipon topu istiyor. Neden isteniyor? Kaç yüz liralara mal olacak bu liste uzayıp gidiyor. Bunlar, geliri daralan ailelere çok fazla yük" dedi.
Elif Esen, yaptığı açıklamada, eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Çocukların kırtasiye listelerine eklenen lüzumsuz istekleri eleştiren Esen, artan enflasyon sebebiyle geliri daralan ailelerin kaygılı ve çaresizlik içinde olduğunu söyledi.
Esen, şunları kaydetti:
ARKA PLANI KAYGILARLA DOLU: “Okulların açılmasıyla uzun bir aradan sonra çocuklar, gençler arkadaşlarıyla öğretmenleriyle okullarıyla buluştular. Çocuklarımız çok heyecanlı ve sevinçliler. Arkadaşlarını görecekleri için heyecandan uyuyamayan çocuklarımız bile olmuştur. Fakat bunun bir de sıkıntılarla kaygılarla işleyen bir arka planı var. Arka planda öğretmenler, veliler, servisçiler var. Dahası da var.
PİNPON TOPU BİLE İSTENİYOR: Çocuklardan istenen kırtasiye listelerinden birkaçı elimize ulaştı. Bu listelere baktığımızda, birçok lüzumsuz malzeme var. Yüzlerce liralara alınacak listelerin içinde pinpon topu bile var. Her bir çocuktan bir devlet okulu iki adet pipon topu istiyor. Neden isteniyor? Temel birkaç tanesinin hesaplamasını yaptığımızda; iki metod defteri, iki normal defter, birkaç kurşun kalem, kırmızı kalem, sulu boya, kuru boya, yaklaşık 50 lirayı buluyor. Kaç yüz liralara mal olacak bu liste uzayıp gidiyor. Bunlar, geliri daralan ailelere çok fazla yük. Bu planlamaların, bu yönetimin, çok daha önceden planlı programlı bir şekilde yapılması hem çocukların hem ailelerin zor durumda bırakılmaması gerekirdi.
AZALAN GELİRLER, AİLELERİN YOKSULLAŞMASINA SEBEP OLDU: Oysa artan enflasyonla birlikte azalan gelirler, ailelerin yoksullaşmasına da sebep oldu. Bir kadın pazardan çıktığında dolduramadığı filesiyle alabildiği sebze, meyveyle çocuğunu ailesini nasıl nitelikli ve sağlıklı doyuracağını düşünürken üstüne bir de çocuğunun okul masrafları eklendi. Baba, evine getirdiği cebindeki parayla ‘çocuklarımın masraflarını karşılayabilecek miyim’ diye düşünüyor. Anne kaygılı, baba kaygılı. Çocuklarının gülen yüzünün solmasını istemiyorlar.
HES KODLARINI TAKİP EDEN BİR SİSTEMİN OLMADIĞINI GÖRDÜK: Sabah okula giden velilerle çocuklarla istişare ettiğimizde, HES kodlarının istendiğini söylediler. Fakat İstanbul, Ankara gibi merkezi şehirlerde dahi HES kodlarını takip eden bir sistemin olmadığını gördük. Öğretmen, ‘HES kodu sormak benim görevim değil’ diyor, hademe ‘Benim görevim hiç değil’ diyor. Peki kimin görevi? Biz, bu sistemi nasıl koruyacağız? Çocuklarımız bu eğitim-öğretim yılını nasıl tamamlayabilecekler? Eğer bu şekilde giderse bir ay sonra kapanma olacağı konuşuluyor. Ümit ediyorum ki çocuklarımızın o gülen yüzleri hiç solmaz. Öğretmenlerimiz, çocuklara, içlerine sinerek istedikleri gibi eğitimlerini verebilirler. Eğitimden mahrum kalan, fırsat eşitsizliği yaşayan hiçbir çocuğumuz olmaz ve eğitim yılı sağlıkla, başarıyla, huzurla tamamlanır.”