TAMER ARDA ERŞİN
Kocaeli’deki özel bir hastanede gördüğü tedavinin ardından bel ve kalça kemiklerinde kırıklar olduğu tespit edilen Turgut Tıkansak’ı sedyeden düşürmekle suçlanan 5 sağlıkçı hakkında açılan dava sonuçlandı. Mahkeme, iki ayrı Adli Tıp Kurumu raporunda kırıkların düşme sonucu oluştuğu belirtilmesine rağmen, Tıkansak’ı kimin düşürdüğünün tespit edilemediği gerekçesiyle 5 sanığın da beraatına karar verdi. Tıkansak, "Gerekirse Avrupa İnsan Hakları’na (Mahkemesi) kadar gideceğim. Çünkü tedavi olmak için hastaneye gidiyorsunuz, her tarafınız kırıklar içinde dönüyorsunuz. Böyle bir şey yok, mümkün değil" dedi.
Kocaeli’deki özel bir hastanede 12 Ekim 2017 tarihinde olduğu anjiyo sonrasında kalça ve bel kemiğinde kırıklar oluşan Turgut Tıkansak’ın hukuk mücadelesi sürüyor. Kırıklar nedeniyle şu an protezlerle yaşamını sürdüren Tıkansak, 5 sanık sağlık çalışanı hakkında suç duyurusunda bulundu ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 sağlıkçı hakkında ‘taksirle yaralama’ suçundan iddianame hazırladı. İddianamede, soruşturma aşamasında gelen bilirkişi raporunda, Tıkansak’ın kırıklarının düşme sonucu meydana gelmiş olabileceği anlatıldı.
Sanık sağlık çalışanları ise Tıkansak’ın anjiyo sonrasında yatağına sürünerek kendisinin geçtiği ve düşürülmediğini savundu.
Kocaeli 13. Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti ve yargılama başladı. Dava sürerken ikinci bir Adli Tıp Kurumu raporu daha alındı. Bu raporda da Tıkansak’ın kırıklarının “yüksek enerjili bir travma (düşme vb.)” sonucu oluştuğu belirtildi.
“HANGİ SANIK KUSURLU AYDINLATILAMADI”
Mahkeme, kararını 29 Eylül 2021 tarihinde açıkladı. Sanıkların tümü için beraat kararı veren mahkeme, gerekçeli kararında Tıkansak’ın kırıklarının düşme sonucu olduğunun Adlı Tıp Kurumu raporuyla kesin olduğunu, ancak 5 sanıktan hangisinin Tıkansak’ı düşürdüğünün belirlenemediği belirtti. Kararda, “… söz konusu katılanın yaralanmasının düşme-düşürülme sonucu olduğu ATK raporu ile sabit ise de söz konusu düşme-düşürülme eyleminin hangi sanığın kusuru sonucu oluştuğunun aydınlatılamadı…” denildi.
“ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR”
Sanık sağlıkçıların görevlerinin birbirinden farklı olduğu ve Tıkansak’ın nerede düştüğünün belirlenemediği aktarılan kararda, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereğince tüm sanıklar için verilen berat kararı şöyle açıkladı:
“…ayrıca sanıkların birinin doktor, ikisinin anjiyo işleminde görevli sağlık çalışanı diğer ikisinin ise hastayı nakletmekle görevli yoğun bakım hemşireleri oldukları dikkate alındığında; görevlerinin birbirlerinden farklı oldukları, söz konusu düşürülme eyleminin anjiyo sırasında gerçekleştiği kabul edilirse yoğun bakım hemşirelerinin herhangi bir kusurlarının bulunmayacağı, ancak nakil sırasında düşürülmenin gerçekleştiği kabul edilirse bu seferde doktor ve anjiyo sırasında görevli iki sağlık çalışanın kusurunun bulunamayacağının kabul edilmesi gerekeceği; bu sebeple sanıkların hastaya müdahale ettikleri zamanların birbirlerinden farklı olduğu, hangi sanığın eylemi sonucu katılanın yaralandığının tespit edilemediği, taksirli suçlarda iştirak hükümlerinin de uygulanamayacağı hususları dikkate alındığında sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gözetilerek sanıkların ayrı ayrı beraatlarına…”
“6 GÜN BOYUNCA RÖNTGEN BİLE ÇEKİLMEDİ”
Tıkansak, avukatları aracılığıyla kararı istinafa taşıdı. Tıkansak’ın istinaf dilekçesinde şunlar belirtildi:
“Müvekkilin belinin ve kalça kemiğinin kırılması, hastane görevlilerinin işlerini özenli bir biçimde yapmamalarından ve müvekkili sedyeden yere düşürmelerinden meydana gelmiştir. Yine müvekkilin yere düşürülmesi ve şiddetli ağrılarını şikayet etmesine rağmen, müvekkilin şikayetlerine aldırış etmeyen, tam 6 gün boyunca müvekkilin röntgenini çekmeyen, kırıkları bulunmasına rağmen müvekkile müdahalede bulunmayan, müvekkili bel ve kalça kırığına rağmen oradan oraya özensiz biçimde taşıyan hastane çalışanları, müvekkili kontrole gelen doktorlar, müvekkilin durumuna seyirci kalan hastane yetkilileri, müvekkilin kırıklar sebebi ile sakat kalmasına sebebiyet vermişlerdir.
“BERAAT KARARI VERİLMESİ HUKUKA AYKIRI”
Özen borcunun hukuka uygun ifa edilmediği ve bu sebeple yaralanmanın meydana geldiği somut olayda, düşme/düşürülme eylemi kim tarafından meydana geldiği belli olmasa bile TCK md 37/1 gereği, dayanak iddianamede; ‘kolluk birimince, anjiyo uygulama işleminde (isimleri kapatıldı) 4 şüphelinin görev aldığının, anjiyo akabinde yoğun bakıma transferi sürecinde bir şüphelinin görev aldığının tespit edildiği’ açıklaması da gözetilerek sanıkların hepsi hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken beraat yönünde karar verilmesi hukuka aykırıdır.”
“TEDAVİ OLMAK İÇİN GİDİYORSUNUZ, KIRIKLAR İÇİNDE DÖNÜYORSUNUZ”
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Tıkansak, olayın nasıl yaşandığını anlatarak, olayın ardından hem sağlığından hem de işinden olduğunu gittiğini söyledi. Tıkansak, mahkemenin verdiği karara da tepki göstererek, “Ben bu olayı büyük mercilere götüreceğim. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları’na (Mahkemesi) kadar gideceğim. Çünkü tedavi olmak için hastaneye gidiyorsunuz, her tarafınız kırıklar içinde dönüyorsunuz. Böyle bir şey yok, mümkün değil. Kimse kabul edemez. Suçlu kim, bu işteki suçluyu bulmak da benim görevim değil. Devletin görevi. Bu olay bir daha yaşanmasın, hastaneye giden vatandaş tedavi olmak için gitsin, bir taraflarını kırdırmak için değil” diye konuştu.
Tıkansak, bir iğneyi 150 liraya yapan hastanede 3 ay ücretsiz kaldığını belirterek, “Bu arada genel müdürleri geldi, ‘Aşağıda sana bir şey olmuş ama biz çözemedik. Olay yerinde kamera olmadığı için tespit edemiyoruz, hiç kimse suçu üstlenmiyor’ dediler. Biz de olması gerekeni yaptık, gittik hakkımızı aramaya çalıştık. Beraat kararı çıkınca da şok olduk” dedi.