Haber: DİLAN KUTLU- Kamera: NAİF KAÇMAZ
Maaşlarının yetersizliği nedeniyle gün geçtikçe daha da yoksullaşan emekliler yaşadıkları sıkıntıları anlattı. İşçi emeklisi Turan Dağ, “Bir düğün olduğunda korkuyoruz. Düğüne gideceğiz de altın takacağız diye” sözleriyle durumunu anlattı. Emekli öğretmen Nesibe Durkut ise, “Ben coğrafya öğretmeni olduğum için dünyayı gezmek istiyordum. Vazgeçtim Maldivler’den şu an ben Antalya’ya bile gidemiyorum” dedi.
Emekli maaşlarının yetersizliği nedeniyle geçinemedikleri için sesini duyurmaya çalışan emekliler basın toplantısı düzenledi. Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan açıklamada, birçok emekli platformun bir araya gelerek oluşturduğu Tüm Emekliler Eşgüdüm Kurulu adına İsmail Tutoğlu konuştu. Tutoğlu, 1999 ve 2008 yıllarında yapılan Sosyal Güvenlik Reformu ile birlikte emeklilerin aylıklarının sınırlandırıldığını belirtti.
Yaşlılık ve emeklilik aylıklarının SSK, Bağ Kur ve Emekli Sandığı için üç dönem üzerinden değerlendirildiğini söyleyen Tutoğlu, emeklilerin, ek işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi. Tutoğlu, “Kısaca dün torunlarının harçlık beklediği Emekli, bugün torunları ve evlatlarıyla lokmasını bölüşmek zorundadır” dedi.
Emekliler yaşadıkları mağduriyeti ANKA Haber Ajansı’na anlattı:
EMEKLİÖĞRETMEN: MARKETE GİTTİĞİMDE FACİA YAŞIYORUM
Emekli coğrafya öğretmeni Nesibe Durkut, “Emekli maaşın böyle bir pahalılıkta yetmesi mümkün değil. İnsanlar ikinci işte çalışmak zorunda kalıyor. Ben de öyleyim. Yetmediği için dershanede öğretmenlik yapıyorum. Devletten emekli oldum ama bir süre sonra iki çocuğumun geçimini sağlayamaz hale geldim. Markete gittiğimde facia yaşıyorum. Ben ne aldım diye kontrol ediyorum. En az 500 lira harcıyorum” dedi.
Emeklilik hayalinin Maldilveler’e gitmek olduğunu belirten Nesibe Durkut, “Ben coğrafya öğretmeni olduğum için dünyayı gezmek istiyordum. Vazgeçtim Maldivler’den şu an ben Antalya’ya bile gidemiyorum” diye konuştu.
“EMEKLİ‘KARIN TOKLUĞUNA YAŞASIN’ ANLAYIŞI GELİŞTİ”
Tüm Emekliler Dayanışma Kurulu üyesi Tarık Bozkurt ise şunları söyledi:
“Emeklinin sosyal bir varlık olduğu kültürel bir varlık olduğu çok göz ardı ediliyor. Sadece ‘Emekli karın tokluğuna yaşayabilsin’ anlayışına gelindi. Benim çevremde ek iş yapmayan hiç kimse yoktur. Gündelik işlerde dahil olmak üzere bulabildikleri her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorlar. Yaşama kaygısı artık iş konusundaki seçiciliğe de izin vermiyor.”
“EMEKLİ HEKİMLER SAĞLIK HİZMETLERİNDEN YARARLANAMIYOR”
Türk Tabipler Birliği Emekli Hekimler Kolu Üyesi emekli doktor Derman Bostuk ise, şunları söyledi:
“Emeklilerin pek çok sorunları var. Bu sorunların başında sağlık hizmetlerinden yararlanma geliyor. Sağlık hizmetlerinde bütün halkımız gibi bizzat o hastanelerde çalışmış hekimlerinde hastaneye gittiğimizde çoğu zaman yeterli bakımı göremediğimizi düşünüyoruz. Tıp ahlakı dediğimiz anlayışta öncelik tanınmamız gerekir. Sağlık hizmetleri özelleşti özel hastanelere gidildiğinde çeşitli ek ödemeler ve ücretlerle karşı karşıya kalıyoruz. Emekli hekimler maaşlarında döner sermaye başka türlü ödemelerle maaşlarışişirilerek gerçek maaşları aslında düşük ek ödemelerle belli bir düzeyde maaş veriliyor. Emekli olunca bunlar kesilince çok düşük düzeyde emekli maaşı alabiliyorlar.
“ALTIN TAKACAĞIM DİYE DÜĞÜNE GİTMEYE KORKUYORUM”
İşçi emeklisi Turan Dağ ise, daha önceden çocuklarını evlendirdiğinde masraftan kaçınmadığını ama şimdi, aynı masrafı yapamadığını belirterek şunları söyledi:
“Daha önceleri 100 liraya 120 metreküp gaz alırken, şimdi yüz liraya 40 metreküp gaz alıyoruz. Bir düğün olduğunda korkuyoruz. Acaba düğüne gideceğiz de altın takacağız diye. Sosyal bir hayatımız yok. Bir tiyatroya, geziye gidemiyoruz. Dışarıda yemek yiyemiyoruz. Mutfak başlı başına bir sorun. Zeytinyağıçıkmış 200 liraya. Sıvı yağ alacak olsan 100 lira. Şu anda 10 liradan aşağı hiçbir şey yok gıda olarak. Sağlıklı beslenmemiz mümkün değil artık. Emekli olunca hayatımızı yaşayacağız gezeceğiz tozacağız… Bunlar mümkün değil. Yazlık alacaktım tatile gidecektim yapamadım bunların hiçbirisini.”