Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İki kalem var ki beni çok etkilemiştir. Bir Necip Fazıl Kısakürek, iki Hasan Karakaya. Bunlar kalemleriyle malum cephelere her zaman korku salmışlardır. Ama korkmamışlardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde vefatının altıncı yılında Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya için düzenlenen anma törenine katıldı. Erdoğan, şunları söyledi:
“İKİ KALEM VAR Kİ BENİ ÇOK ETKİLEMİŞTİR BİR NECİP FAZIL KISAKÜREK, İKİ HASAN KARAKAYA: Yiğit bir gazeteciyi anmak için buradayız. Suudi Arabistan ziyareti sırasında geçirdiği kalp krizi nedeniyle kardeşimizi kaybettik. Kaleminin silahşoruydu. Basınımızın cesur kalemini rahmetle yad ediyorum. Basınımızın bu yürekli kaleminin ruh dünyasına şahitlik ettik. İki kalem var ki beni çok etkilemiştir. Bir Necip Fazıl Kısakürek, iki Hasan Karakaya. Bunlar kalemleriyle malum cephelere her zaman korku salmışlardır. Ama korkmamışlardır.
ESAS MESELE, ŞAN-ŞÖHRET-MAKAM SAHİBİ OLMAK DEĞİLDİR: Hasan kardeşimizin de dediği gibi esas mesele; şan-şöhret-makam sahibi olmak değildir. Mesele milletimizin 'Allah Razı Olsun' duasına layık olmak geri de hayırla yad edilecek bir miras bırakmaktır. Hasan Karakaya'nın 28 Şubat döneminde verdiği mücadele onun yiğitliği beratı olarak hepimizin hafızasına kazınmıştır. Hasan Karakaya halkın ve hakkın sesi olmuştur. Linç edilmek pahasına milletin değerlerini savunmayı sürdürmüştür.
SON NEFESİNİ PEYGAMBERİMİZİN MANEVİ HUZURUNDA VERDİ: En büyük hayalinin Peygamberimizin döneminde onun dizinin dibinde, onun verdiği dersi dinlemek olduğunu söylemişti. Hasan Karakaya belki Peygamberimizi dünya gözüyle göremedi ama o son nefesini onun manevi huzurunda verdi. Rabbim, Hasan kardeşimizin o samimi duasını Peygamberimizin şehrinde alarak adeta kabul buyurdu. İnsan hangi istikamet üzerine yaşarsa, son nefesini de öyle verir ve öyle hesaba çekilir. Bu alemde ne biriktirmişse hesap gününde de onu görür. Emaneti Peygamberimizin şehrinde teslim ettiğine inanıyoruz. Kıymetli kardeşlerim ben sizi Allah için seviyorum.
HASAN KARAKAYA GERÇEK BİR CENGAVERDİ: Hasan kardeşimizin dediği gibi asıl mesela şan şöhret değildir. Asıl mesele geride hayırla yad edilecek bir miras bırakmaktır, son nefesimizi bir Müslüman olarak vermektir. Gençler Hasan ağabeyinizi çok iyi tanıyın. TÜGVA olarak bunun hakkını verin. Hasan Karakaya 58 yıllık ömrünü kalemiyle bu milletin onurunu savunmaya adamış gerçek bir cengaverdi. Halkın ve Hakkın sesi olmuştur, darbeciler kalemini esir alamamıştır. Karakaya linç edilmek pahasına milletin değerlerini savunmuştur. Zulmü alkışlayanlardan asla olmamıştır. Ne söylemişse hesapsız söylemiş, adam gibi adam olmuştur.
BİR GAZETECİ OLARAK KAOS ORTAMINI YAŞAMIŞTI: Hasan Karakaya bir gazeteci olarak kaos ortamını yaşamıştı. 1990’larda ülkenin tekrar istikrarsızlığa sürüklenişine şahitlik etmişti. Türkiye’nin son kırk yılındaki iniş çıkışları görmüştü. Mert bir gazeteci olarak halkımızın beklentilerine tercüman olmaya çalıştı. Katsayı engelinin kaldırılmasından, başörtüsüne serbestlik getirilmesine, Ayasofya'nın ibadete açılmasına kadar, Hasan Karakaya'nın emeğini, katkısını görürsünüz. 2002’den itibaren tarihi bir dönüşüme imza attık. 10 yıllardır Demokles'in kılıcı misali milletin tepesinde ne varsa tek tek çöpe attık. Millete parmak sallayanlar, milli iradeyi yok sayanlar bizim dönemimizde bağımsız Türk mahkemelerinde mahkum oldu. Hasan Karakaya’yı rahmetle hasretle anıyorum.”