Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin fezlekenin Meclis’e gönderildiğini söyledi ve "Şehitlerine, şehit yakınları küfretmeyi olgunlukla karşılayanlardan; milletimiz sandıkta hesabını sormakla kalmayıp onları sokağa da çıkamaz hale getirecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale'nin Biga ilçesinde toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“SADECE 10 KİŞİ VARDI: Siyasi hayatımda Biga bir başkadır. Biga’nın meydanında buraya ilk geldiğimde karşımda sadece bir 10 kişi vardı. Hamdolsun, Vehbi Ağabey’imiz, rahmetli, onunla yola çıkmıştık. Bir mali müşavir Rıdvan kardeşimle birlikteydik ve sayı 10 kişi. Ama şimdi hamdolsun on binler var. Nereden nereye?
DEVLETİMİZİN TÜM İMKANLARINI KULLANIYORUZ: Kocabaş Çayı’nın yanında yetiştirdikleri mandalardan elde ettikleri derilerle İrfan Usta başta olmak üzere sanatkarlarının yaptığı kispetlerin ünü ülkemiz sınırlarımızı bile aşan Bigalı kardeşlerimin yiğitliğini anlatmaya gerek duymuyorum. Bölgemizin ve ülkemizin bu güzel beldesini, şehrini, her alanda hak ettiği hizmetlere kavuşturmak için devletimizin tüm imkanlarını kullanıyoruz. Özel sektörümüzün bu bölgeye yaptığı yatırımları da destekliyoruz.
BİZ ESERLERLE KONUŞUYORUZ: Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. İşte biz eserlerle konuşuyoruz. Sağlıkta, Çan Devlet Hastanemizi, Gökçeada ve Ezine ilçeleri ile Esenler ve Cevat Paşa mahallelerindeki aile ve toplum sağlığı merkezlerini bugün resmen hizmete açıyoruz. Şehrimizin sembollerinden biri haline gelen 72 milyon TL yatırım bedeli olan Çanakkale karasal, sayısal yayın kulesinin açılışını yapıyoruz. Kıyı emniyetimize 124 milyon TL’lik yatırım ile kazandırdığımız iki adet 90 tonluk römorkör ile 3 adet kılavuz hizmet botunu resmen bugün hizmete veriyoruz.
BİZ SİZE GÜVENİYORUZ: Ülkemizi eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, sanayide, tarımda, enerjide velhasıl her alanda güçlendirmenin mücadelesini verirken bu şanlı tarihimizden, şanlı kahramanlarımızdan güç alıyoruz. Tek gayemiz, alın terleriyle sulayarak ve kanlarıyla yoğurarak bize bu toprakları vatan haline getiren ecdada layık olabilmektir. Bir toprağın, arazinin, vatan olması kanlarla onun sulanması, yoğurulmasıdır. Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma mücadelesini verirken sadece Allah’ın yardımına ve milletimizin desteğine güvendik. Biz size güveniyoruz. Şimdi hazır mısınız? Tek millet, çok daha coşkulu, Çanakkale’yi inletelim, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
DEVLET YÖNETİMDE SÜREKLİLİK ESASTIR: Milletimizin değerlerine savaş açan vesayetçilerle, milli iradeyi hiçe sayan darbecilerle, terör örgütlerini kullanarak sınırlarımıza dayanan güçlerle ve içimizdeki gafillerle mücadelemizi hep bu anlayışla yürüttük. Biz sizi seviyoruz. Biz sizi Allah için seviyoruz. Ana muhalefet, yavru muhalefet ne diyorlar, bize Kanal İstanbul’u yaptırmayacaklarmış. Ne diyorlar, ‘sakın ha Kanal İstanbul için gelmeyin.’ Bunu büyükelçilere de söylüyorlar. Siz ne kadar zavallısınız ya. Sizin zaten bu ülkede dikili bir ağacınız yok. Bunlar, devlet yönetmekten de bihaber. Devlet yönetimde süreklilik esastır. Dün CHP vardı, arkadaşında başkaları geldi. Onlar aynı şeyi söylemediler. Zaten bir şey yapmamışlardı ya. Ama onların bırakıp gittiği yerden onlar devam etti. Biz geldik, bunlar gibi yapmadık. Devraldığımız yerden süratle kalkındırmanın gayreti içerisine girdik.
SENİN BU İŞLERİ KUDRETİN YETMEZ, SENDEN BİR ŞEY DE OLMAZ: 19 senede nerelere getirdik. Şimdi inşallah, 2022’nin 18 Mart’ına ulaşmadan Çanakkale Köprüsü’nü açacağız. Bugün son tabliyenin vidalarını sıktık. Biz buyuz. Bay Kemal, senin bu işleri kudretin yetmez. Senden bir şey de olmaz. Çünkü senin hizmet diye bir derdin yok. Ama bizim bu millete olan aşkımız, hizmet anlayışımı körüklüyor.
Utanmadan sıkılmadan sonra da bu köprüyü kullanırlar. Velhasıl kullansınlar, zaten biz bize hakaret edene de etmeyene de bu hizmetleri veriyoruz. Neden, çünkü güzel bir kelam, ‘at denize balık bilmezse halik bilir.’
ŞİMDİ İKİDE BİR KALKIYORLAR, ERKEN SEÇİM ERKEN SEÇİM, SİZDEN BİR ŞEY OLMAZ: Kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız? Cumhur İttifakı olarak bütün kapıları kalmaya hazır mıyız? Ve bu gayretle inşallah, 2023’ün Haziran’ına hazır olalım. Şimdi ikide bir kalkıyorlar, erken seçim erken seçim, sizden bir şey olmaz. Ne zamandan beri erken seçim diyorsunuz. Ya yetişemediğiniz üzüme koruk diyorsunuz. Siz koruk üzümden anlarsınız, ona devam edin. Biz olgunlaşmış üzümü yemeye devam ediyoruz.
DOĞRUDAN ÜLKESİNİN VE MİLLETİNİN DÜŞMANIDIR: İçlerindeki tüm kini ve nefreti Kanal İstanbul’a yönlendirdiler. Üstelik sadece prensipte projeye karşı çıkmakla kalmıyorlar, yerlisi ve yabancısıyla tüm yatırımcıları tehdit ederek ülkemizin kalkınmasını engellemek için canhıraş bir gayret içerisindeler. Bu zihniyet sadece yatırım düşmanı olmanın ötesinde doğrudan ülkesinin ve milletinin düşmanıdır. Geri bunların tüm geçmişleri aynı rezilliklerle doludur.
PKK’NIN YANDAŞLARIDIR: Bu CHP, bu İP, bu HDP terör örgütü PKK’nın yandaşlarıdır. Bunlar onlarla beraber yol yürüyor. Biz de Cumhur İttifakı olarak MHP ile birlikte yolumuza devam ediyoruz. Biz bu vatanı sevenlerle, bu milleti sevenlerle beraberiz. Yolumuza da devam edeceğiz.
MİLLETİMİZ ONLARI SOKAĞA DA ÇIKAMAZ HALE GETİRECEKTİR: Şehitlerine, şehit yakınları küfretmeyi olgunlukla karşılayanlardan; milletimiz sandıkta hesabını sormakla kalmayıp onları sokağa da çıkamaz hale getirecektir. Şu anda şehitlerimize bu saygısızlığı yapanı şu anda dokunulmazlığını kaldırmak üzere Meclis’e gönderdik. Muhalefet adı altında ülkesine ve değerlerine saldıranlara diyorum ki, eğer taktiğiniz kavgada yumruk sayılmaz hesabıyla önünüze gelene sataşmaksa o yumrukları millete değil gelin, gücünüz yetiyorsa bize savurun. Siyaset ülkenin ve milletin önünü tehditle, küfürle kesmek değildir.
BAYANSIN BAYAN: Bir partinin lideri olarak, bayansın bayan. Meclis’te, o nasıl bir küfürdür, ahlak yoksunu, nasıl sen böyle bir küfrü yaparsın ya, bir kadın, bayan olarak sen bunu nasıl söylersin. Tek dertleri var, Türkiye’deki muhalefeti destekleyerek Tayyip Erdoğan’dan kurtulacağız diyenlerin gazına geliyorlar.
DİYEBİLİR MİSİN, ‘EY GAZİ MUSTAFA KEMAL, SENİN TRABLUS CEPHESİ’NDE NE İŞİN VAR’: CHP’nin başındaki zat, ikide bir çıkıp ne işimiz var Suriye’de diyebiliyor. Partisine tezkereye hayır oyu verdirebiliyorsa bizim de çıkıp siz kimin adına konuşuyorsunuz, kimin adına hareket ediyorsunuz diye sorma hakkımız olur. Gazi Mustafa Kemal’in, ey bay Kemal, Gazi Mustafa Kemal’in Libya’daki, Suriye’deki, doğu şehirlerimizdeki, Balkanlar’daki izlerini unutturmaya çalışıp bugün aynı mücadeleyi yürütenleri itham edenlerden cumhuriyetçi olmaz, Atatürkçü hiç olmaz. Diyebilir misin, ‘ey Gazi Mustafa Kemal, senin Trablus Cephesi’nde ne işin var.’ Hadi söyle.”