Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın yeni bir dönemin eşiğinde olduğunu ifade ederek, “Küresel siyasi ve ekonomik güç dengeleri çatırdıyor. Bu çatırtı, aynı zamanda yeni kurulacak küresel siyasi ve ekonomik yönetim sisteminin de ayak sesleridir. Türkiye inşallah bu treni kaçırmayacak, hem de en ön tarafından hak ettiği yeri alacaktır” dedi. Türkiye'nin yatırım ve ticaretine ilişkin Erdoğan, "Ülkemizin ticaret ve yatırım alanındaki küresel iddialarını hayata geçirme hususunda MÜSİAD ile önümüzdeki dönemde daha yakın çalışmayı planlıyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 26’ncı Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Genel kurulda konuşma yapan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
HAK, HUKUK, ADALET, EŞİTLİK, BARIŞ, GÜVEN, REFAH:“MÜSİAD’ın kurulduğu 1990 Türkiye’si, asırlara sari demokrasi ve kalkınma mücadelemizin en kritik, en karakteristik dönemlerinden biridir. Bir iş adamları derneği olan MÜSİAD, çok daha büyük bir vizyonla ve kapsamlı bir anlayışla yola çıkmıştır. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, barış, güven, refah, mutluluk gibi milletimizin o dönemde gerçekten hasretini çektiği medeniyet değerlerimizi çağın gereklilikleri tahkim ederek yola revan olan MÜSİAD, hamdolsun kısa sürede büyük mesafe kat etmiştir.
ÜLKEMİZE HER ALANDA DEĞER KATAN MÜSİAD...: Bir başka ifadeyle MÜSİAD, milletin bizatihi kendisine ait bir kuruluştur. Sizler de millet adına burada vazife üstlenen kadrolarsınız. MÜSİAD’ın yıllarca millete düşman maruf kesimlerin hedefinde olmasının sebebi de işte bu vasfıdır. Sizler istikametinizi bozmaz, ülkeye ve millete sorumluluklarınızı unutmazsanız Allah’ın izniyle bu kutlu yürüyüşü durdurmaya kimsenin gücü yetmez. Bu vesileyle bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetlerle ülkemize her alanda değer katan MÜSİAD çatısı altında görev üstlenmiş herkese teşekkür ediyorum.
DAHA YAKIN ÇALIŞMAYI PLANLIYORUZ:Ülkemizin ticaret ve yatırım alanındaki küresel iddialarını hayata geçirme hususunda MÜSİAD ile önümüzdeki dönemde daha yakın çalışmayı planlıyoruz. Türkiye’nin yeni yatırım ihtiyacının giderek arttığı bir süreçte bu iş birliğinin hayati önemde olduğu bir gerçektir. Yönetimde sorumluluk üstlenen arkadaşlarımızın, yurt içindeki ve yurt dışındaki yaygın ağı, üye sayısı ve faaliyet yelpazesiyle devraldıkları 31 yıllık bu güzel birikimi katlayarak sürdüreceklerine inanıyorum.
CUMHURİYET'İMİZİ KURMAK SURETİYLE YENİ BİR İSTİKAMET BELİRLEDİK:Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, millet olarak batının bugünkü güvenlik ve refah seviyesinin temelini oluşturan sanayi devrimini kaçırdığımızı görüyoruz. Daha doğrusu bizi adete can derdine düşürenler, bilinçli olarak bu sürecin dışında kalmamızı sağladılar. Bugün kardeş coğrafyalar olarak baktığımız yerler birer birer elimizden çıkarken biz, üzerimize binen yükün ağırlığı altında tamamen ezilmemeye çalışıyorduk. İstiklal Harbi’mizi zaferle sonuçlandırıp Cumhuriyet’imizi kurmak suretiyle kendimize yeni bir istikamet belirledik. Ama bu dönemde de rahat bırakılmadık.
TÜRKİYE BU TRENİ KAÇIRMAYACAK: Dünya bilgi ve teknoloji devrimini yaşarken biz tüm enerjimizi ve vaktimizi iç çekişmelerimize ve kavgalarımıza ve mücadelelerimize teksif ediyorduk. Dolasıyla bu büyük sıçramayı da önemli ölçüde kaçırdık. Dünya şimdi yepyeni bir dönemin eşiğindedir. Küresel siyasi ve ekonomik güç dengeleri çatırdıyor. Bu çatırtı, aynı zamanda yeni kurulacak küresel siyasi ve ekonomik yönetim sisteminin de ayak sesleridir. Türkiye inşallah bu treni kaçırmayacak, hem de en ön tarafından hak ettiği yeri alacaktır. Peki madem geçmişteki fırsatları kaçırdık, hep kaçırdık veya kaçırmamızı sağladılar, bu defa nasıl oluyor da böylesine iddialı ve özgüvenli konuşabiliyoruz? Çünkü bu defa Türkiye, geçtiğimiz 19 yılda kurduğumuz güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısının üzerinde kendi iç meseleleriyle boğuşmaya değil, geleceğini inşaya odaklamış durumdadır.
TÜRKİYE, ARTIK SÖZ SAHİBİ: Bugün bölgemizdeki her meselede diplomatik, askeri, ekonomik gücüyle Türkiye, artık söz sahibidir. Bu tartışılmaz. Suriye’den Libya’ya, Akdeniz’den Kafkasya’ya kadar her yerde bu konumun etkilerini görmek mümkündür. Tüm önemli küresel platformlarda Türkiye’nin kayda değer bir yeri ve ağırlığı vardır. Birleşmiş Milletler’den G20’ye bulunduğu her yerde ülkemiz farkını hissettiren bir duruş sergilemektedir.
DÜNYAYI DOLAŞIYORUM, OĞUL BUSH’U ZİYARET ETTİM: Başbakan olmadan kısa bir süre önce dünyayı dolaşıyorum, oğul Bush’u (43. ABD Bakanı George W. Bush) ziyaret ettim. Ve oğul Bush’u ziyaret ettiğimde kendisine ‘Bize insansız hava aracı (İHA) niye vermiyorsunuz’ diye sordum. Ve Condoleezza Rice’ı (eski ABD Dışişleri Bakanı) çağırdı, ‘Türkiye’ye niçin İHA vermediniz’ diye sordu. Kendisi de hemen talimatı verelim, İHA gönderelim dedi. Fakat İHA’yı bize o zaman sadece iki günlüğüne verip tekrar geri alma durumundaydılar. Sonra bu şekilde bize İHA verdiler. Ama ne oldu, bizi ev sahibi yaptılar. Ve İHA biz üretir hale geldik. Ardından silahlı insansız hava aracını (SİHA) üretir hale geldik. Şimdi işi daha ileriye götürerek ‘Akıncı’ denilen görevi, başarısıçok çok farklı olan silahlı insansız hava aracının en üst segmentini dünyada ilk üçün içinde yer alanını elhamdülillah üretir hale geldik.
VATANDAŞLARIM DİYARBAKIR’IN CADDELERİNDE RAHATLIKLA OTURUYORSA İŞTE BUNDAN DOLAYI: Bunlarla beraber bunların mühimmatını da Türkiye kendisi yapar hale geldi. Türkiye'nin savunma sanayiinde dünyada bulunduğu yeri farklı bir konuma taşımış oldu. Milletimize 10 yıl önce sözünü verdiğimiz 2023 hedeflerimize, maruz kaldığımız tüm sabotajlara rağmen adım adım yaklaşıyoruz. Eğer bugün Gabar'da, Bestler Deresi'nde, bütün buralarda terörle mücadelede çok çok önemli bir mesafe kat ettiysek işte bunlarla beraberdir. Eğer bu imkanlar olmasaydı terörle mücadelede bu başarıyı yakalayabilir miydik? Hayır. Ama şu anda artık Diyarbakır'da benim vatandaşlarım gecenin geç saatlerine kadar Diyarbakır’ın caddelerinde, sokaklarında rahatlıkla oturup dolaşılıyorsa işte bundan dolayı. Cudi'de böyle, Gabar'da böyle. Yurt içinde, yurt dışında böyle. Ve bundan sonraki süreç daha huzurlu, farklı olacak.”