CHP Genel Başkan yardımcısı Eren Erdem, “Siyasi cinayetlerin perde arkasını aydınlatmak maksadıyla gazetecilik yapan Tolga Şardan, Alican Uludağ; tarikatlarla ilgili araştırmaları sebebiyle Bilal Güldem, yolsuzlukları araştıran Seyhan Avşar, Merdan Yanardağ, Ayşenur Arslan ve daha niceleri… Gazeteciliğin onurunu ve şahsiyetini koruma adına gazetecilikte ısrar mücadelelerinde asla yalnız değillerdir. Biz, sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Ve daima yanlarındayız.” dedi.
CHP Medya, Planlama ve Sosyal Medya Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, bugün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “Basın Özgürlüğü Ofisi”nin kurulacağını açıkladı.
Basın Özgürlüğü Ofisi’nin işleyişi hakkında bilgi veren Genel Başkan Yardımcısı Erdem, “Bir; tüm gazeteci davalarına şartsız hukuki destek vereceğiz. İki; tüm yargılamaları izleyeceğiz, tarafı olduğumuz her platformda raporlarımızı sunacağız. Üç; TBMM uhdesinde, tüm bu yargılamaların gündemde olmasını sağlayacağız. Dört; gazetecilere yönelik baskılara karşı aktif bir mücadele başlatacağız. Beş; çalışan gazetecilerin haklarını gözeteceğiz. Altı; TBMM çatısı altında, basın kanunun gazetecilerin talepleri doğrultusunda düzenlenmesi adına ciddi bir çalışmayı ofisimiz aracılığıyla hayata geçireceğiz.” açıklamasında bulundu.
Erdem, şöyle konuştu:
Değerli basın mensupları;
Bugün bir değerli gazeteci, her gün yaptığı gibi bir sosyal medya paylaşımı yaptı. Ancak, bu kez paylaşımın içeriği kendisiydi. Alican Uludağ! Açık ve alenen; Sinan Ateş ile ilgili haberler yaptığı için tehdit edildiğini ifade etti. Açıklamasında; “bugüne kadar sırtımı hiçbir kişiye, gruba, partiye, örgüte veya cemaate yaslamadım” diye başladı. Devamında, “herkes sussa da, tek başıma kalsam da, bu davayı yazacağım” diye bitirdi.
Değerli Alican Uludağ! Herkes sussa biz susmayacağız. Gazetecilik yaptığın için sana ödetilmek istenen bedellere karşı koyacağız. Yanındayız, tehditlere asla pabuç bırakmayız.
2023 Yılında, bir gazeteci çıkıp alenen tehdit edildiğini ifade ediyor. Bu kabul edilemez durum ve şartların sebebi nedir? Ne tür bir cesaret, nasıl bir pervasızlık böyle bir hadsizliği beslemektedir? Kimler, bir gazeteciyi; işini yaptığı için böyle ulu orta tehdit edebilme cesareti göstermektedir? Bu tehditleri yapanların arkasında kamusal bir güç var mıdır? Sayın İçişleri Bakanına sesleniyorum, Alican Uludağ nezdinde, haber yaptığı için burnu kanayacak tek bir gazetecinin dahi sorumluluğu sizdedir. Bu aleniyeti tescillenmiş ihbarı dikkate almak, doğrudan sorumluluğunuz dahilindedir. Bu süreci yakından takip edeceğiz. Alican Uludağ başta, gazetecilik yaptığı için tehdit edilen; hapsedilen tek bir kişiyi dahi yalnız bırakmayacağız.
Yine bir başka örneğe daha tanık olduk! Halk TV muhabiri Seyhan Avşar, eskimiş içişleri bakanı Süleyman Soylu ile ilgili yaptığı bir haber sebebiyle Soylu tarafından hedef gösterildi.
Süleyman Soylu! Feriştah olsan cürmün kadar yer yakarsın! Sen önce, her yeni günün sabahında cezaevlerine tıkılan çetelerinin, seninle selfie çektirip suç dünyasında kıdem alan müntesiplerinin hesabını ver! Gazetecileri hedef göstermeyi bırak! Kabaran suç dosyanla, ensende pişirilen bozayla ve dostlarının yollarına döşenmiş KAYA’yla uğraş.
Ne Alican Uludağ, ne Seyhan Avşar yalnız değildir. Yanlarındayız. Her ne olursa olsun dayanışma içinde olacağız.
Bu doğrultuda, CHP Medya birimi olarak başlatma kararı aldığımız bir çalışmayı siz değerli basın emekçileriyle paylaşmak isterim. “Basın Özgürlüğü Ofisini” hayata geçiriyoruz. Biz, Cumhuriyeti kuran partiyiz. Türkiye’de basın özgürlüğünün güvencesiyiz. Basın özgürlüğü için, elimizi ve gövdemizi taşın altına koyuyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Muğla’nın Marmaris ilçesinde bir “Büyük Anadolu Buluşması” gerçekleştirdik. Bu buluşmada, çatı örgütleri dahil basın örgütlerimizi, yerel gazetelerimizi ağırladık. Onların sorunlarını dinledik. Özellikle, yerel basını yok etmeyi amaçlayan “tasarruf tedbirleri genelgesi” üzerine Genel Başkanımız açık tepkisini ortaya koydu. Ortaya çıkan tabloda, üçüncü kez gerçekleştirdiğimiz bu görüşme, “basın özgürlüğü” hususundaki tutarlı mücadelemizin bir parçası oldu.
Şimdi yeni bir safhaya geçiyoruz. “Basın Özgürlüğü Ofisi,” 81 İlde Cumhuriyet Halk Partisi uhdesinde kurulacaktır. Ankara’da, basın kuruluşlarıyla istişare içerisinde oluşturacağımız bir yürütme kurulunu hayata geçireceğiz. Akabinde, tüm illerde; gazeteci ve hukukçu arkadaşlarımız ofislere katılacaklar.
Peki bu ofis ne yapacak?
- Tüm gazeteci davalarına şartsız hukuki destek vereceğiz.
- Tüm yargılamaları izleyeceğiz, tarafı olduğumuz her platformda raporlarımızı sunacağız.
- TBMM uhdesinde, tüm bu yargılamaların gündemde olmasını sağlayacağız.
- Gazetecilere yönelik baskılara karşı aktif bir mücadele başlatacağız.
- Çalışan gazetecilerin haklarını gözeteceğiz.
- TBMM çatısı altında, basın kanunun gazetecilerin talepleri doğrultusunda düzenlenmesi adına ciddi bir çalışmayı ofisimiz aracılığıyla hayata geçireceğiz.
Ofisimizle ilgili sosyal medya hesabımız, @basinoozgurluguofisi olarak faaliyettedir. Önümüzdeki günlerde, ilgili hesaptan çeşitli duyurular yayınlanacaktır.
Siyasi cinayetlerin perde arkasını aydınlatmak maksadıyla gazetecilik yapan Tolga Şardan, Alican Uludağ; tarikatlarla ilgili araştırmaları sebebiyle Bilal Güldem, yolsuzlukları araştıran Seyhan Avşar, Merdan Yanardağ, Ayşenur Arslan ve daha niceleri… Gazeteciliğin onurunu ve şahsiyetini koruma adına gazetecilikte ısrar mücadelelerinde asla yalnız değillerdir. Biz, sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Ve daima yanlarındayız.