Haber: ŞEYMA PAŞAYİĞİT / Kamera: AZİZ METİN TURAN
CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, “KOBİ’ler iki uçlu bir bıçakla karşı karşıya. Ya bankalardan gelen keskin kılıcı yiyecek ya da ulusal sermayemiz yabancı sermayeye haraç mezat satılacak. Kurun çok yüksek olması da yabancı firmaların çok ucuza KOBİ’leri kapatmasının önünü açmış durumda” dedi.
CHP Ar-Ge-Bilim Yönetim ve Kültür Platformu'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri devam ederken ANKA Haber Ajansı’nın sorularına yanıt verdi.
“KOBİLER, HÜKÜMETİN YANLIŞ POLİTİKALARIYLA UĞRAŞARAK BEDEL ÖDÜYOR”
TÜİK verilerine göre tüketici fiyatları endeksinin ekimde yüzde 2,39 artması ve yıllık bazda yüzde 19,89 olmasının sanayi alanına yapacağı etkiler hakkında Fethi Açıkel, şunları söyledi:
“Bu çok büyük bir rakam. Bekliyorduk, bütün göstergeler ekonominin kötü gittiğini, hükümetin artan fiyatlar karşısında tüketiciyi, KOBİ’yi, yurttaşları yalnız bıraktığını gösteriyordu. Sadece enflasyon etkisi olmayacak. Sadece enflasyon etkisi olmayacak, KOBİ’miz uzun senelerdir sıkıntı içerisinde. 970 milyar lirayı aşkın banka borcu var, sürekli öteleniyor fakat buna mukabil 56 milyar liraya yakın bir borç bankaların takibinde, bu nedenle işlem başlatılmış durumda. Bu sıkıntının bedelini KOBİ’lerimiz hayatta kalmak için hükümetin yanlış politikalarıyla uğraşarak ödemeye çalışıyorlar.”
“HÜKÜMET HEM ZAMLARI YÜKSELTTİ HEM ORGANİZE SANAYİ BİRLİKLERİNİN BÜTÇELERİNE GÖZ KOYDU”
Elektrik üreten santrallerin kullandığı doğalgaza yüzde 47, sanayide kullanılan doğalgaz fiyatına yüzde 48 oranında gelen zammın sanayi ve halkta yaratacağı etkilere ilişkin Fethi Açıkel, şöyle konuştu:
“300’ü aşkın organize sanayi bölgesinde doğalgaz yok ama doğalgaz çok ciddi bir girdi maliyeti, sadece ısınma diye düşünmemek lazım, ürün geliştirmede; özellikle ürünlerin işlenmesinde yüksek ısı ürüten fırınların kullanılmasında gaz ciddi bir maliyet yaratıyor. Bunun doğal yansıması ürün fiyatlarının yansıması olacak. Hükümet KOBİ’lerimizi de yalnız bırakıyor, rekabet kapasiteleri büyük ölçüde sınırlanmış durumda. Hükümet hem zamları yükseltti hem de kötü kontrol mekanizmalarından biri olan organize sanayi birliklerinin bütçelerine göz koydu.”
“KOBİ’LER YA BANKALARIN KESKİN KILICINI YİYECEK YA DA YABANCI SERMAYEYE HARAÇ MEZAT SATILACAK”
Pandemi döneminde aldığı borçlar yüzünden borçluluk oranı yüzde 250’leri aşan ve ödeme sıkıntısı yaşayan sanayicilerin teknik iflas sürecine girmesi için Açıkel, şöyle konuştu:
“970 milyar liraya yakın KOBİ’lerimizin borcu var, bu borç uzun süredir çevrilmeye çalışılıyor. Bugün Türkiye ekonomisinde istihdam edilen emekçi kardeşlerimizin büyük bölümü organize sanayi bölgeleri ve KOBİ’ler istihdam ediyor. Bu mevcut borç yükü; KOBİ’lerimizi rekabet edemez, maliyetlerini karşılayamaz ve bankalar karşısında da boynu bükük bir noktaya getiriyor. Bunun önemli sonuçlarından bir tanesi firmaların kapanması. Maalesef firma kapanma sayılarındaki artışı önümüzdeki aylarda gözlemleyeceğiz. Bir diğeri de firmaların el değiştirmesi. Küresel büyük firmalara ürün üretebilen, yetişmiş personeli olan, markalaşma kapasitesi yüksek olan KOBİ’lerimizin bir bölümünün yabancı sermaye tarafından haraç mezat satılması söz konusu. İki uçlu bir bıçakla karşı karşıya. Ya bankalardan gelen keskin kılıcı yiyecek ya da ulusal sermayemiz, KOBİ’lerimiz el değiştirecek, yabancı sermayeye haraç mezat satılacak. Kurun çok yüksek olması da yabancı firmaların çok ucuza KOBİ’leri kapatmasının önünü açmış durumda.”
“TOGG VE UZAY ARACINI SEÇİME KADAR ÇALIŞMASI MÜMKÜN DEĞİL, BUNLAR SEÇİM KAMPANYALARININ BİLEŞENLERİ”
TOGG ve uzay aracının harekete geçirilmesinin süresine ilişkin Fethi Açıkel, şunları söyledi:
“Bunların önemli bölümü Türkiye’de sanayi ve teknoloji politikalarımızın ne kadar zorda olduğunu gizlemeye dönük açılımlar. Türkiye’de çok ciddi bir Ar-Ge ve ürün geliştirme sıkıntısı var. Üniversitelerimizin başına kaynak kaçakçılığı yapmış olan, eserleri kopya çekerek doçent, profesör olmuş olanlar atandı. Boğaziçi de dahil olmak üzere pek çok yerdeki kayyım uygulamalar ciddi lig düşürdü. Türkiye’nin seçkin üniversiteleri bir yılda hayal edemeyecekleri kadar gerilere düştüler. İran’ın bile gerisindeyiz. Patent geliştirme ve ürüne dönüştürme konusunda sıkıntılar var. KOSGEB ile TÜBİTAK arasında iletişim kopuk. Bu yaz Muğla ve Antalya’da Türkiye’nin ciğerleri cayır cayır yanarken THK’nın yangın söndürme uçaklarını tamir edip uçuramayan bir hükümetin TOGG’u ya da uzay aracını seçime kadar harekete geçirmesi veya çalıştırmaya başlaması mümkün görünmüyor.
Bunlar daha ziyade AKP ve saray hükümetinin liyakatsiz bir şekilde değiştirdiği kuruların yöneticileriyle, içini boşattığı bütçeyle ortaya çıkardığı felaket senaryosunu örtmeye dönük çalışmaları. TOGG’un da yetişeceğini ihtimal vermiyorum, yetişse bile fiyatını açıklayamıyorlar, dünyanın en pahalı arabası Türkiye’de satılıyor. Bir lirayı firmayı veriyorsak, iki lirayı devlete veriyoruz. TOGG olsun uzay aracı olsun bu tür projeler, AKP’nin seçim kampanyasının bileşenleri. Maalesef sanayimiz ve teknolojimizin katma değer yaratan süreçleri olmaktan çok uzak.”
“TÜRKİYE ÜÇ BÜYÜK DÖNÜŞÜM İÇİN YETERSİZ”
Üç büyük dönüşümün içinden geçildiğini belirten Fethi Açıkel, Türkiye’nin dönüşüme ayak uydurma düzeyi hakkında şöyle konuştu:
“Dünya ve Türkiye, küresel olarak üç büyük devrimin içinden geçiyor. Bunlardan birincisi biyoteknolojik devrim; aşı teknolojilerinden sağlık bilimlerine kadar pek çok alanda yaşanıyor. Endüstri 4.0 ve dijitalleşme süreci ikinci büyük bir dönüşüm süreci olarak görülüyor. Üçüncüsü, yeşil mutabakata uyum sürecinde bir teknolojik dönüşüm sürecinden geçiliyor. Türkiye hazır değil. Bütçesi, programı, stratejileri olarak bu üç büyük dönüşüme KOBİ’lerimizi, sanayicilerimizi hazırlamak konusunda çok yetersiz.
“ENDÜSTRİ 4.0’A HAZIRLANAMADIK AMA GÖÇMEN 1.0 SANAYİSİ ORTAYA ÇIKTI”
Geçmişten gelen politikaların da tıkandığını, özellikle kalifiye iş gücü yaratma ve üstün yetenekli gençleri Türkiye’de tutabilme konusunda başarısız olduklarını biliyoruz. Maalesef KOBİ’lerimiz Suriyelileşiyor, Afganlaşıyor. Ucuz işçi olarak göçmen emeği sömürüsü üzerine kurulmuş bir organize sanayi ve KOBİ stratejisi ortaya çıktı. Endüstri 4.0’a sanayi ve teknoloji olarak hazırlanamadık ama yoğun göçmen emeği söz konusu olan bir göçmen 1.0 sanayisi ortaya çıktı. Merdiven altı, kayıt dışı, vasıfsız ve markalaşmadan uzak bir politikaya Türkiye’yi mahkûm etti. Biz teknoloji politikalarını tersine çevirecek, cumhuriyetin ikinci yüzyılına yarışır bir stratejik planlama anlayışı eşliğinde, ülkeyi yeniden ayağa kaldıracak ve özellikle 5G teknolojisinin altyapı yatırımlarıyla KOBİ ve gençlerimizi buluşturacak bir ekosistem yaratma iddiasındayız.”