HABER: BURCU KAHRİMAN- KAMERA: FATİH NAZIM EFE
Gelecek Partisi İnsan Hakları Başkan Yardımcısı Hasan Seymen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Biz, Avrupa Birliği'nin Kavala’yla, Demirtaş'la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz" sözlerini; “Biz nasıl Anayasa ile bağlıysak Sayın Cumhurbaşkanı da aynı anayasa ile bağlı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ifadesinin hukuk karşısında hiçbir anlamı yok” açıklaması ile değerlendirdi.
Gelecek Partisi İnsan Hakları Başkan Yardımcısı Hasan Seymen ve Aile ve Sosyal Hizmetler Politikaları Başkanı avukat Seren Yıldız Öztürk,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Avrupa Birliği’nin kararlarını tanımıyoruz” sözlerine Gelecek Partisi’nden tepki sesleri yükseldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Biz, Avrupa Birliği'nin Kavala’yla, Demirtaş'la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz" sözlerini ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.
“HUKUK KARŞISINDA HİÇBİR ANLAMI YOK”
Hasan Seymen şunları söyledi:
“Türkiye 1948 yılında kurucu üye olarak Avrupa Konseyi’ne dahil oldu. Biz asli unsuruyuz, sahibiyiz Avrupa Konseyi’nin. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini 1990’da kabul ettik. 2004 yılında da Anayasamızın 90. maddesine eklediğimiz bir hükümle, ‘usulüne uygun onaylanmış insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerin kendi kanunlarımızın üstünde olduğunu’ kabul ettik.
Anayasamızda yetkisini kabul ettiğimiz bir mahkemenin, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ‘Avrupa Birliği Mahkemesi’ gibi lanse edilmesi ve bunun da kararlarını kabul etmediğini söylemesinin anlaşılır ve kabul edilebilir bir tarafı yok. Yani biz nasıl Anayasa ile bağlıysak Sayın Cumhurbaşkanı da aynı anayasa ile bağlı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bizim de mahkememizdir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bizim Anayasamızda yetkisi kabul edilen bir mahkemedir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ifadesinin hukuk karşısında hiçbir anlamı yok.”
“EKONOMİK VE SOSYAL SONUÇLARI OLACAK”
Gelecek Partisi Aile ve Sosyal Hizmetler Politikaları Başkanı avukat Seren Yıldız Öztürk ise şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye yakın geçmişte tek bir iradeyle tek bir imza ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı. Bence bunu tekrar başarabilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden de tek irade ile çıkabilir. Anayasa'nın 90. maddesini de değiştirebilir. Madem böyle bir defacto olarak uymayacağımızı belirtiyoruz, o halde hem Anayasa’nın 90’ıncı maddesini değiştirelim. Hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çıkalım. Bu uygulamaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uymamanın, ekonomik ve sosyal sonuçları olacak. Türkiye’yi üçüncü dünya ülkeleriyle aynı kategoriye taşıyacak. Biz bütün bu yaptırımlarla baş edebilecek güce sahip miyiz, değil miyiz? Buna karar verecek olanların çok iyi değerlendirmesi gerekiyor bu konuyu.”