İzmir Tabip Odası, doktor Aynur Dağdemir’i görevi başında katledilişinin altıncı yıl dönümünde basın açıklaması ile andı. Açıklamada, “Birlikte çalıştığı sağlık personelinin eski eşi tarafından öldürülmesine engel olan sevgili Aynur Dağdemir’in cesaretli dayanışmasını büyütmek ve şiddeti bitirmek için birlikte mücadele ediyoruz. Sağlıkta şiddete karşı etkin yasa ve güvenli işyerleri istiyoruz" denildi.
Samsun’da birlikte çalıştığı sağlık çalışanının eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Aynur Dağdemir vefatının 6’ncı yılında İzmir'de anıldı. İzmir Tabip Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen basın açıklamasına İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Süleyman Kaynak ve Dr. Hakan Köse katıldı.
"YÜZDE 84'Ü ŞİDDETE MARUZ KALIYOR"
Dr. Seha Yüksel'in okuduğu basın açıklamasında şöyle denildi:
"Doktor Aynur Dağdemir, çalıştığı özel hastaneye elinde ekmek bıçağı ile giren erkek tarafından altı yıl önce bugün öldürüldü. Dr. Edip Kürklü’yü, Dr. Göksel Kalaycıoğlu’nu, Dr. Ersin Arslan’ı, Dr. Kamil Furtun’u, Dr. Hüseyin Ağır’ı, Dr. Fikret Hacıosman’ı da işyerlerinde uğradıkları şiddet sonrası kaybettik. Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor. Her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır. Yaptığımız ankette hekimlerin yüzde 84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir. Tüm bunlara rağmen halen işyerlerimizde şiddetten koruyacak önlemler alınmazken, çıkarılan sağlıkta şiddet yasası algıyı yönetmeye çalışmak dışında bir işe yaramamıştır.
"SABİM BAŞVURULARI MOBBİNGE NEDEN OLUYOR"
Hiçbir kamu kurumuna hatta alışveriş merkezlerine kontrolsüz girilemezken hastanelere akla gelebilecek her türlü zarar verici alet ile girilebilmesini kabul etmiyoruz. Klinikler, yoğun bakımlar, acil servisler, ambulanslar, polikliniklerdeki fiziksel şartlar şiddetin önünü açmaktadır. Bu nedenle güvenli çalışma alanları oluşturulmasının ivedi gereklilik olduğunu ve bütün yöneticilere sağlık çalışanları için güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması konusunda sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz. Şiddete, yalnızca hastaneye başvuranlar tarafından değil ekranlardaki dizilerde, gazetelerdeki köşe yazılarında, politikacıların sözlerinde, idarecilerin baskılarında da tanıklık ediyoruz. Çıkarılan SABİM hattı ile de tüm hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından psikolojik şiddete, ağır duygusal yüke maruz bırakılıyor. Acil asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM’e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobbinge maruz kaldığı için canına kıyan Dr. Melike Erdem, ne yazık ki bu şiddetin en ağır göstergesi olmuştur."
"GÜVENLİ İŞYERLERİ OLUŞTURULSUN"
Sağlık çalışanları için taleplerin sıralandığı açıklama şöyle devam etti:
"Birlikte çalıştığı sağlık personelinin eski eşi tarafından öldürülmesine engel olan, sevgili Aynur Dağdemir’in cesaretli dayanışmasını büyütmek ve şiddeti bitirmek için birlikte mücadele ediyoruz. Hekimlerin gördüğü her şiddette, yaşamdan hoyratça koparılan her kadında yüreğimiz ve aklımızla söz veriyoruz sana Aynur! Söz veriyoruz Melike’ye, Ersin’e, Kamil’e, Gülnur’a… Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok. Sağlıkta şiddetin ana kaynağı olan neoliberal sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini, Türk Tabipleri Birliğinin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılmasını, güvenli işyerleri oluşturulmasını, kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konup etkili bir şekilde uygulanmasını, iş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesi'nin imzalanmasını talep ediyoruz."