Kuruluşunun 50'nci yılını kutlayan Greenpeace’in Uluslararası Genel Direktörü Jennifer Morgan, iklim krizinin derinleştiğine dikkat çekerek, "Biyolojik çeşitlilik kaybı hızlanıyor, iklim krizi derinleşiyor ve eşitsizlik büyüyor. Bizi besleyen ve ayakta tutan doğayı savunmak için her zamankinden daha fazla birliğe ve mücadeleye ihtiyacımız var" dedi.
Greenpeace Uluslararası Genel Direktörü Jennifer Morgan, Greenpeace’in 50. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Morgan, geride bırakılan 50 yılda biyolojik çeşitlilik kaybının hızlandığını, iklim krizi derinleştiğini ve eşitsizliğin büyüdüğünü vurguladı, şu değerlendirmeleri yaptı:
"ORTAK GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ"
“İlk Greenpeace yolculuğunun üzerinden 50 yıl geçti, ancak geldiğimiz noktada biyolojik çeşitlilik kaybı hızlanıyor, iklim krizi derinleşiyor ve eşitsizlik büyüyor. Son 50 yılda yeşil, barışçıl ve adil bir gelecek talep eden birçok kampanyaya ve zafere imza atıldı. Greenpeace, önceliğin kâr ve kirlilik değil insan ve gezegen olmasını sağlamak için küresel bir sistem değişikliği hareketinin parçası olarak çalışmaya devam ediyor. Greenpeace’in hikayesi geleceğe dönük umudun hikayesidir. Bu, sıra dışışeyler yapan sıradan insanların, insan gücünün hikayesidir. Birlikte radikal değişimi zorlayabileceğimizi, ilk bakışta imkânsız görünen şeyleri başarabileceğimizi gösteren 50 yıllık bir hikayedir.
Şimdi, bizi besleyen ve ayakta tutan doğayı savunmak için her zamankinden daha fazla birliğe ve mücadeleye ihtiyacımız var. Üzerine kalıcı bir barış inşa ettiğimiz eşitlikten yana olmalıyız. Ortak geleceğimize sahip çıkmalıyız. Çok geç olmadan, milyonlar milyarlara dönmeli.”
Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Ersin Tek ise son dönemde Türkiye’de yaşanan afetlere değinerek acil olarak iklim krizine karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Tek, şu açıklamayı yaptı:
"KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, YAŞADIĞIMIZ AFETLER"
"Greenpeace’in öyküsü, bir avuç cesur ve kararlı insanın dünyayı korumak için harekete geçmesiyle başladı. 50 yıl boyunca sayısız zafer elde eden ve artık on milyonlarca insana dokunan küresel bir harekete dönüştü. 50 yıllık tarihimize dayanarak, bugün iki şeyi çok iyi biliyoruz. İlki, yaşadığımız sistem gezegene sadece zarar vermekle, gezegenin bütün kaynaklarını sömürmekle, gezegendeki canlı türlerini yıkıma uğratmakla kalmıyor. Geldiğimiz noktada, gezegendeki yaşamı topyekûn yok oluşa sürüklüyor. Küresel iklim değişikliği artık gelecek bir tehlike değil, çok yakın zamandaki yangılar, seller gibi afetlerle tecrübe ettiğimiz ve içinde yaşadığımız bir afet. Bu küresel yıkımı durdurabilmek için çok hızla, çok cesur, çok kararlı adımları dünyanın her yerinde, hemen şimdi atmak zorundayız.
İkincisi ise hedefimiz ne kadar imkânsız gibi gözükse de sıradan insanların kitlesel gücü ile değişim mümkün. Bugüne kadar okyanuslara zehirli atıkların atılmasından, nükleer silah denemelerine küresel ölçekte gezegeni tehdit eden pek çok eylemi durdurduk ve yasaklanmasını sağladık. Bugün de dünyanın dört bir yanında okula gitmeyerek tepkisini gösteren öğrencilerle; kuraklıkla başa çıkmaya çalışan çiftçilerle daha adil, güvenceli ve temiz iş isteyen petrol işçileriyle; kısaca gezegen için harekete geçen on milyonlarca ‘sıradan insan’ ile beraber küresel iklim afetinin bir yok oluşa dönüşmesini engellemek için çalışıyoruz."