Gülizar Biçer Karaca: 8 Mart Mücadele Günüdür

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca 8 Mart’ta TBMM Genel Kurulu’nda CHP grubu adına konuştu. 8 Martın bir mücadele günü olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca; "İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca bir gecede tek adam kararıyla çıkan zihniyetten kadınların hiçbir beklentisi yoktur” diyerek CHP olarak İstanbul Sözleşmesi’ni iktidarlarının ilk bi

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca 8 Mart’ta TBMM Genel Kurulu’nda CHP grubu adına konuştu. 8 Martın bir mücadele günü olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca; "İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca bir gecede tek adam kararıyla çıkan zihniyetten kadınların hiçbir beklentisi yoktur” diyerek CHP olarak İstanbul Sözleşmesi’ni iktidarlarının ilk bir haftasında getireceklerini söyledi.

8 MART MÜCADELE GÜNÜDÜR!

8 Mart; kimilerine göre "Emekçi Kadınlar Günü" kimilerine göre "Kadın Hakları Günü" Kim ne anlam yüklerse yüklesin 8 Mart kadınların hak mücadelesinin günüdür.

8 Mart, emekçi kadınları eşit işe eşit ücret mücadelesiyle direndiği, sermayenin direnen kadınları yakarak susturmaya çalıştığı

8 Mart, kadınların emek mücadelesi için can verdiği gündür.

8 Mart, eşit işe eşit ücret hakkının mücadelesinin günüdür;

8 Mart, kadınların yaşam hakkının mücadelesinin günüdür;

8 Mart, kadınların insan hakları temelinde hak kayıplarını önlemek için verdikleri mücadelenin günüdür.

1800'lü yıllardaki bu eşit işe eşit ücret mücadelesinden 2022 yılına geldiğimizde kadınların durumu ne?

EŞİTLİK İÇİN 136 YIL BEKLEMEYE NİYETİMİZ YOK!

Dünya Ekonomik Forumu'nun istihdama katılım, siyasete katılım, sağlık ve eğitime erişim haklarının değerlendirildiği her yıl yayımlanan 2021 yılı raporunda Türkiye 156 ülke arasında 133'üncü sıraya gerilemiş durumda; yani 2020'den 3 sıra daha geriye düşmüş durumda. Raporda eşitlik için, toplumsal cinsiyet eşitliği için kadınların Türkiye'de yüz otuz altı yıl beklemesi gerektiği yazıyor. Yüz otuz altı yıl beklemeye hiç niyetimiz yok, bunu da ifade etmek isterim.

KADIN YOKSULLUĞU ARTIYOR

Türkiye'de geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 42,7'ye yükselmiş. 13 milyon kadın güvencesiz işlerde bakım işçisi olarak çalışmakta ve iş gücüne katılamamaktadır. İş gücüne katılan 9 milyon kadından yüzde 35,6'sı da ücretsiz ve kayıt dışı çalışmaktadır. 2019 verilerine göre, aynı işi yapan erkek 100 lira ücret alırken kadınlar sadece 47 lira ücret almaktadır yani ekonomik buhran kadınları giderek yoksullaştırmakta, kadın yoksulluğu da derinleşmektedir. Kadınların çoğu güvencesiz işlerde ve az ücretli, düşük ücretli vasıfsız işlerde çalıştırılmaktadır; en çok da tarımda ve ev işinde çalıştırılmaktadırlar.

KADININ ADI YOK

Kadınlar sadece emek dünyasında, istihdamda değil, kadınlar aslında karar mekanizmalarında da yoklar. Bakanlıklarda kadın istihdamı sadece yüzde 16, Parlamentoda kadın istihdamı sadece yüzde 17,3, yerel yönetimlerde kadın oranı ise sadece yüzde 3. İşte tartışma programlarına çağrılan her 10 konuktan sadece 1'i kadın. Yani kadın hakları ve kadın mücadelesinde kadınların adı yok. Peki kadının adı nerede var? Kadın cinayetlerinde var, kadına karşı şiddet haberlerinde var.

KADINLAR OLARAK SORUYORUZ

Geçtiğimiz günlerde tek kişilik hükûmetin temsilcisi çıktı dedi ki: "Kravat indirimine son veriyoruz ve ardından ısrarlı takibi sona erdiriyoruz." diye gürledi. O zaman sormak istiyoruz: Bunları düzenleyen İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede hukuksuza neden çıktınız? Bunları hayata geçirmek için Kasım 2019'da Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosundan 800 bin euro hibe almıştınız, o para nereye gitti, bugüne kadar neden yaptınız? Saraydaki tek kişilik hükûmete seslenmek istiyoruz: Kadınların işte böyle boş vaatlere karnı tok. Sizler kadınların aklıyla, kadınların zekasıyla bu şekilde lütfen alay etmeyin. Biz kadınlar bu kürsüden diyoruz ki: "Kadın ve kız çocuklarının şiddet ve istismara karşı en önemli güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede hukuksuzca çıkıp Denizlili hemşehrim Şebnem Şirin ve yüzlerce kadının katillerine cesaret veren zihniyetten hiçbir beklentimiz yoktur. "Eşitlik kadınların fıtratında yok." diyen, "Kadına şiddet abartılıyor." diyen, "Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yaptırmasın." diyen, Münevver Karabulut cinayeti sonrasında o acılı ana babaya "Kızlarına sahip çıksalarmış." diyen zihniyetten kadınların hiçbir beklentisi ve talebi yoktur. Kadınların sizlerden tek talebi var: "Getirin sandığı, gönderelim sizi."

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VAZGEÇMİYORUZ

Eşitlik olmadan adalet olmaz; Cumhuriyet Halk Partisi olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda hayata geçireceğimiz, kadınların yüz otuz altı yıl beklemeyeceği bir iktidarı kadınlarla birlikte kuracağız ve kadın dayanışması ve kadın mücadelesiyle bunu birlikte başaracağız. İstanbul Sözleşmesi'ni iktidarımızın ilk bir haftasında tekrar uygulamaya alacağız.

GİDİŞİNİZ KORKTUĞUNUZ KADINLARIN ELİNDEN OLACAK

Anadolu'da çocuklar hiç analarının uyuduğunu görmez; analar çocuklardan, herkesten sonra yatar, herkesten önce kalkar. Yani Anadolu topraklarında kadın önce uyanır, güneş sonra doğar. İşte, kadınlar uyandı, korkunuz bundan. İşte o uyanan kadınlar, o mücadeleci kadınlar sizi gönderecek ve o özgür Türkiye'yi sizlerle değil, hep birlikte kurtaracağız.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: "İNSANLIĞIN TÜM KURUMLARIYLA KAN KAYBETTİĞİ DÖNEMDEYİZ"
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI URALOĞLU, YUNAN BAKAN STİLYANİDİS İLE BİR ARAYA GELDİ
BAKAN URALOĞLU: “KALKINMA YOLU PROJESİ BİTME NOKTASINA GELDİ”
TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU ÜYELERİNDEN YENİDOĞAN ÇETESİ AÇIKLAMASI
BAŞKAN KÖYMEN: "MALTEPE’Yİ KÜLTÜR VE SANATIN MERKEZİ HALİNE GETİRECEĞİZ"