HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TÜİK tarafından açıklanan istihdam verilerine ilişkin “Son iki senede kaç TÜİK ve Merkez Bankası başkanı değiştirildi diye sorsam kimse tam rakamı söyleyemez. İstenen önlemleri almayan başkanlar rejimin istediği sonuçlar ortaya çıkabilsin diye değiştirilmektedir. Bürokrasinin görevi iktidara bir tür suni teneffüs vermek haline gelmiştir” dedi.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM’de basın toplantısı yaptı. Oluç, TÜİK tarafından bugün açıklanan istihdam verilerini ve hafta içinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen Vergi Kanunu’nda değişiklik paketini değerlendirdi. Oluç, özetle şunları söyledi:
“İŞ BULMA ŞANSI OLANLARIN DA ÇOĞU ASGARİÜCRETLİ: Eğitim ve istihdamda yer almayan, yani umudunu kesmiş olanları da eklediğimizde neredeyse Türkiye’de her üç kişiden biri işsiz. Çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Üstelik bu kriz ortamında iş bulma şansını yakalayanların çoğu asgari ücretli. Yani yoksulluk ve açlık sınırının altında çalışmak zorunda kalıyor.
'UYDURUK VERİLER': Bürokrasi uyduruk verilerle, ki TÜİK bunun başında gelmektedir, toplumu aldatmaya ve Erdoğan rejiminin gönlünü hoş etmeye devam ediyor. TÜİK, hizmet sektöründe temmuz ayı için 454 bin artış var, demişti. Şimdi ağustos açıklandı, bunun 341 bini azalmış. Ne oldu? Temmuzda arttı ağustosta azaldı belli değil. İşsiz sayısı, bir önceki aya göre sadece 11 bin artmış görünüyor. Ama İŞ-KUR’a göre bu sayı 200 bin. Aradaki 189 bin kişi ne olmuş belli değil.
İKİ SENEDE KAÇ BAŞKAN DEĞİŞTİ: TÜİK ve Merkez Bankası koltuklarında oturmanın yolu Erdoğan’ın istediği propaganda rakamlarını açıklamaktır. Son iki senede kaç TÜİK ve Merkez Bankası başkanı değiştirildi diye sorsam, kimse tam rakamı söyleyemez. Rejimin istediği rakamları açıklamayan başkanlar, istenen önlemleri almayan başkanlar; rejimin istediği sonuçlar ortaya çıkabilsin diye değiştirilmektedir. Bürokrasinin görevi iktidara bir tür suni teneffüs vermek haline gelmiştir.
'KUYRUKLU" YALAN: Acınası bir durum, gerçekten. Kabul edilebilir değil. Verilen bu kadar feci olduğu için yalanlara başvurmaktadır, iktidar. Bu, ‘Almanya ve Fransa’da kuyruklar var’ kuyruklu yalanını biliyorsunuz. OECD ağustos ayı için yıllık gıda fiyat artışını açıkladı. Türkiye yüzde 29,5 ile birinci sırada. OECD ortalaması 3,6. O ‘kuyruklu’ yalanın ülkelerinden biri Almanya’da yüzde 4,5. Durum bu. Hatırlayın aşıyı parayla yapıyorlar deniliyordu, sonra düzeltildi.
İKTİDAR MUTLU AZINLIK, YOKSUL ÇOĞUNLUK HİKAYESİ YARATTI:İşte bu iktidarın açıkladığı verilerden biri de cari açıklarla ilgili. Merkez Bankası’nın mutlu azınlığı gösteren verileridir bunlar. Merkez Bankası diyor ki; bu yılın ağustos ayında 528 milyon dolarlık fazla oluştu. Fakat 12 aylık cari işlemler açığı 23 milyar 33 milyon dolar olmuş. Yani cari fazlayı cebe bir avuç ihracatçı indiriyor, yüksek cari açığın maliyeti halka, topluma yansıtılıyor. Yani bir mutlu azınlık yoksul çoğunluk hikayesi yarattı bu iktidar. Acı olan ne biliyor musunuz? Bu iktidarın mensuplarından biri alın teriyle, onurlarıyla çalışan katı atık emekçilerine ‘asalak’ dedi. Sokak sokak dolaşıp üç kuruş para kazanmaya çalışanlara ‘asalak’ diyen bir iktidar anlayışıyla karşı karşıyayız.
DOLAYLI VERGİ ORANI YÜZDE 60-65: Meclise 65 maddelik bir vergi paketi geldi. Birazcık, aklıyla düşünen bir insan, ‘büyük bir vergi adaletsizliği var, bunu giderecek adımlar atılıyor’ diye bekler. Beklenenin tam tersi. Türkiye’de vergi sistemi büyük bir adaletsizlik yarattı. 2020 Merkezi Yönetim Vergi Gelirleri’nden de bunu görmek mümkün. 2020’de merkezi yönetim yaklaşık 833 milyar lira vergi toplamış. Bu rakamın yaklaşık 159 milyar lirası gelir vergisi. Buna karşın 2020’de sadece 105 milyar TL kurumlar vergisi toplanmış. Kurumlar vergisi ile gelir vergisi arasındaki farka bakın. Türkiye’de dolaylı vergilerin oranı yüzde 60-65 civarında değişiyor. Yani işçilerin, emekçilerin, yoksulların gündelik alışverişlerinden çıkan oran. Gelişmişülkelerde bu oran tam tersidir.
BU PAKETTE YAPILASI GEREKEN ADALETSİZLİĞİN DÜZELTİLMESİYDİ: Bu pakette yapılması gerek bu adaletsizliğin giderilmesiydi. Bu vergi adaletsizliğinin en çarpıcı olanı asgari ücrette yaşanıyor. Asgari ücretten 465 lira gelir vergisi ile 27 lira damga vergisi alınıyor. Yani neredeyse 500 lira vergi kesiliyor. Türkiye OECD ülkeleri arasında gelir dağılımı en bozuk ülkelerden sayılmaktadır. Vergi politikaları vergi adaletinin sağlanması için düzenlenmeliyken tam tersi yapılıyor. Vergi kanunundan hemen önce biliyorsunuz ‘Pandora’nın kutusu’ açıldı. Bu Pandora Belgeleri’nde Türkiye’den de 200’ü aşkın isim var. Vergi ödememek için servetlerini birtakım yerlere çıkarmışlar. Bakıyoruz bu isimlerin birçoğunda iktidarla içli dışlı olan, devletten kıyak ihalelerle semirtilen, devasa vergi borçları bir çırpıda silinen, kamu bankalarından faizsiz kredi alanları görüyoruz.
YAPILMASI GEREKEN BELLİ: Yapılması gereken çok belli aslında. Gelir vergisinin büyük kısmıücretliler tarafından ödenmekte. Ücretli çalışanlardan alınan vergi oranı mutlaka düşürülmeli. Gelir dağılımında adaleti sağlayacak politikalar uygulanmalı. Vergi harcayandan değil kazanandan alınmalıdır. Asgari ücretten gelir ve damga vergisi dahil hiçbir vergi alınmamalı. Bu dolaylı vergi ağırlığı mutlaka değiştirilmelidir. Bu adımlar atılırsa ancak vergi reformundan bahsedilebilir.”