İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, yarın yapacakları iş bırakma eylemine destek çağrısı yaparak, "Toplum sağlık hakkı, emeğimiz ve geleceğimiz için artık g(ö)rev zamanıdır" dedi.
İstanbul Tabip Odası, hekimlerin yarın acil servisler haricinde hizmet vermemesine yönelik eylemlerine destek çağrısında bulunmak ve taleplerini bir kez daha duyurmak için basın toplantısı düzenledi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, şunları söyledi:
OYALAMA DEĞİL HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ: “Uyarıyoruz; oyalama değil hakkımız olanı istiyoruz. İktidarın savunduğu ve uyguladığı sağlık sistemi artık toplum sağlığı için önemli bir risk halini almış, bu sistemin yürütülmesini olanaksızlaştırmıştır. Koronavirüs salgını, mevcut sağlık sisteminin toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığını çok acı bir şekilde önümüze koymuştur. Sağlık emekçileri, salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla ve yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. ‘Artık bu şartlarda çalışamıyoruz’ diyerek istifa ederken, emekli olurken, genç hekimler başta olmak üzere yurt dışına göç ederken, tüm bu sorunları konuşmak için Sağlık Bakanı ile görüşme taleplerimizi defalarca ilettik.
HAYATLARIMIZA MAL OLAN BUNCA SORUNUMUZU GÖRMEZDEN GELEN İKTİDAR ASLINDA HER ŞEYİ GÖRMEKTEDİR: Sağlık Bakanı’nın, hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını, sağlık emek ve meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak Bakan’ın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir? Artık hayatlarımıza mal olan bunca sorunumuzu görmezden, duymazdan gelen iktidar, aslında her şeyi görmektedir, duymaktadır.
YASA TASARISI TBMM’YE GETİRİLDİĞİ GİBİ HIZLA GERİ ÇEKİLMİŞTİR: Yaşanan sorunları ne yazık ki pandemi döneminde çok daha belirgin olan salgını değil algıyı yönetmeye çalışarak, kendisini bir şeyler yapıyormuş gibi göstermeye çalışarak yok saymaktadır. Bunun en son örneği de hekimlerin, sağlık çalışanlarının artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş, açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla getirdikleri yasa tasarısıdır. Ancak yasa tasarısı, TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekilmiştir.
YETERLİ BULMADIĞIMIZ TEKLİF BİLE BİZE FAZLA GÖRÜLMÜŞTÜR: Bizler, tasarının yeterli olmadığını, bütüncül olmadığını, tüm sağlık çalışanlarını, tüm hekimleri kapsamadığını belirtirken bu teklif bile bize fazla görülmüş; ne zaman tekrar Meclis’e getirileceği, varsa eksiklerin yasa tasarısına eklenerek neden tamamlanmadığı gibi sorular havada bırakılarak usule aykırı bir şekilde geri çekilmiştir. Meclis'te milletvekillerine iktidarın resmî olarak veremediği sözel cevap, emekli hekim maaşlarının bu düzenlemeyle çok yüksek olacağı ve bunun kabul edilir olmadığıdır.
SAĞLIK, AĞIR VE TEHLİKELİ İŞLER KAPSAMINDADIR: Sağlık, ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Yapılan işin niteliği, riski, eğitim düzeyi ve yoksulluk sınırı gibi daha birçok kriter ele alındığında, yapılan düzenlemenin bile yetersiz olduğunu ifade ettik. Yapılan düzenleme ile hekim ücretleri yoksulluk sınırına bile ulaşamamaktadır. İktidara belirtmek isteriz ki emekli hekimlere vereceğiniz ücret yüksek değildir, çalışanlara verdiğiniz ücret düşüktür. Sağlık ekip işidir. Ekibin her bir üyesi, insanca yaşayacak bir ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak iş barışı bozulmadan çalışmak istemektedir.
SAĞLIK BAKANI'NIN İSTİFASI BİZE VERECEĞİ EN İYİ CEVAP HALİNİ ALMIŞTIR: Ekonomi de sağlık gibi iflas etmiş durumdadır ve maaşlarımız açlık sınırının dahi altındadır. TBMM’de yaşanan bunca süreçte Sağlık Bakanı’na defalarca, yeniden yeniden seslenmemize rağmen ne yazık ki yine sessiz kalmış ve halen de kalmaktadır. Sorumlu olduğu çalışanların hakları için sessiz kalan bakan görevini bir kez daha yapmamıştır. İstifa, bizlere vereceği en iyi cevap halini almıştır.
TOPLUM SAĞLIK HAKKI, EMEĞİMİZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN ARTIK G(Ö)REV ZAMANIDIR: İktidara ve Sağlık Bakanlığı'na çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık, yine söylüyoruz: Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle/daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplum sağlık hakkı, emeğimiz ve geleceğimiz için artık g(ö)rev zamanıdır.”
Açıklamada söz alan İstanbul Aile Hekimleri Derneği Başkanı Serkan Özbakış da hazırlanan kanun teklifinde aile hekimleri ile aile sağlığı merkezlerinde birlikte çalıştıkları diğer sağlık emekçilerinin yer almadığını, taleplerinin aile sağlığı merkezleri çalışanlarının da kanun kapsamına alınması olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Aile hekimliği sistemi geldiğinden beri her türlü angarya eklenerek yüzlerce görev verildi, aile sağlığı merkezleri çalışanlarına. Bizler gerek özlük haklarımız anlamında gerekse maddi haklar anlamında devamlı kaybettik. Bunların düzeltilmesi için mücadele ederken Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne de karşı çıkıyoruz. Bu ceza yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Bu ceza yönetmeliği geri çekilmelidir. Masa başında değil sahada çalışanlarla birlikte bir yönetmelik hazırlanmalıdır.”
“BU TİYATROYA ARTIK SESSİZ KALMAYACAĞIZ”
Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası’dan Ahmet Mahnetçi, pandeminin başından beri bakanlık tarafından bir tiyatro oynandığını, bu oyuna da figüranlık yapmaya zorlandıklarını belirterek şunları söyledi:
“En baştan beri çeşitli kriterler yayımlayarak ‘Şu parayı vereceğiz, bu parayı vereceğiz’ sözleriyle medyaya çıkıp olmayan, verilmeyen ödemeleri vermiş gibi yapıp bizlerin pandeminin tam ortasında saçma sapan bir yönetmelikle maaşlarımızdan kesinti yapmaya kalkan, iş yükünü artıran bu tiyatroya artık sessiz kalmayacağız. Korkmuyoruz. Artık sabrımız kalmadı. Yarın Çapa’da odamız ve sendikamızla birlikte biz de orada grevde olacağız.”
“SAĞLIK BİR EKİP İŞİDİR”
SES Şişli Şube Eş Başkanı Fadime Kavak, iktidarın sağlık çalışanlarını hekimler ve hekim dışı çalışanlar olarak bölmeye çalıştığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Bir süredir sağlık alanında hem odamızın hem de sendikalarımızın eylemleri devam ediyor. Bizler, sağlık alanında çalışanlar olarak uzunca bir süredir sorunlarla baş etmeye çalışıyoruz. Ne yazık ki sağlığı yönetenler bu sorunlara karşı çözümcü bir politika üretmiyorlar hatta bizlerin sözlerine de kulaklarını tıkayarak kendi yollarında ilerliyorlar. Sistem bu şekilde yürümüyor. Sağlık çalışanlarının kaliteli sağlık hizmeti üretebilmesi için, sağlık hizmeti alanların da aldığı hizmetin kalitesi açısından bu politikaların sonuna gelindiği çok açık. Derhal bizlerle birlikte yeni bir politika üretilmesi gerekiyor. Saha da hekim ve hekim dışı çalışanlar olarak bölünmeye çalışılıyoruz. Buna karşın bizler, ‘Bizi bölemezsiniz, sağlık bir ekip işidir’ diyerek birlikte hareket ediyoruz.”