HABER: BURCU KAHRİMAN / KAMERA: NAİF KAÇMAZ
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, "Sayın Kılıçdaroğlu iki arkadaştan birini aday gösterdiği hâlde biz hayır demeyiz" açıklaması için “Bu sürecin içerisinde CHP kendi içerisinde bir mekanizma olarak çalıştıracak. Kendileri, kendi adayları, kendi tercihlerini bize söyleyecekler biz de o mevzuda parti olarak kurumsal kimliğimizle yapmamız gerekeni yapacağız” dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, TBMM’de; partisinin grup toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Ağıralioğlu, Irak ve Suriye tezkeresi için Genel Kurul’daki oylamaya partisinin evet oyu vermesine rağmen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz’ın hayır oyu vermesi hakkında, "Grup kararı almamıştık, normal Durmuş Bey hükümete kızgındı. Grup kararı almadığımız için kendi şahsi tercihi öyle. Hususi olarak AK Parti’ye kızgınlığı, beceriksizliklerine ümitsizliği vardır. Siyasi olarak pahalıya mal olduklarını düşündüğü için bazen tercihin öyle ifade edebiliyor" dedi.
Ağıralioğlu, "İYİ Parti’nin hassasiyeti hep şu, biz sınırımızın altında bir PKK Devletinin oluşmasına müsaade edemeyiz. Bir oldu bittiye getirilecek, başımıza bela edilecek bir PKK Devleti’ne razı olamayız. Askerlerimizi lojistik imkanlarıyla orada sahipsiz bırakamayız. Dolayısıyla tezkereye evet verdik" diye konuştu.
“HANGİ PARTİ GELİRSE GELSİN HANGİ PARTİ GİDERSE GİTSİN MİLLETİN YAŞAM STANDARTLARINDA BİR DEĞİŞİKLİK OLMASIN"
İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener'in, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili olarak “Hayır demeyiz” açıklamasının anımsatılması üzerine Ağırailoğlu, şunları söyledi:
"Bu sürecin içerisinde, CHP kendi içerisinde bir mekanizma olarak çalıştıracak. Kendileri, kendi adayları, kendi tercihlerini bize söyleyecekler biz de o mevzuda parti olarak kurumsal kimliğimizle yapmamız gerekeni yapacağız. Millet İttifakı’nın millete vermiş olduğu söz çerçevesinde, demokratik sorumluluklarımıza da bağlıyız; İYİ Parti olarak tek başına iktidar olma iddiasına da bağlıyız. Hem birinci parti çıkmak istiyoruz hem de Türkiye demokrasisi nefes alsın istiyoruz. Bu ikisini bir arada götürme maharetiyle yürüyoruz. Türk demokrasisi bugün nefes alıyorsa, İYİ Parti’nin bu siyasi kalite tercihinden dolayı nefes alıyor. Türkiye’de herkesin aynı şeyi düşündüğü bir siyasal iklim hayal etmiyoruz. Türkiye’de farklılıklarımızı zenginliğe dönüştürecek bir yönetim mahareti oluşturmaya çalışıyoruz. Biz bundan sonra hangi sistemle yönetilmek istiyoruz İYİ Parti bunu konuşturmak istiyor. Yani bizim milletimizde vaat ettiğimiz şey şu, kim gelirse gelsin kim giderse gitsin değişmeyecek bir yaşam konforundan bahsediyoruz. 20 yıllık AK Parti iktidarının bizi getirdiği bize dayattığı yerin, bize dayattığı şeylerin memleketin 2022 yılında kaldırabileceği yük olmadığına inanıyoruz. "Ben gidersem memleket yıkılacak" diyen bir partiye, İYİ Parti olarak cevabımız genel başkanımızdan divanımıza, milletvekillerimizden parti teşkilatımıza kadar şu; biz öyle bir ülke olmalıyız ki hangi parti gelirse gelsin hangi parti giderse gitsin milletin yaşam standartlarında bir değişiklik olmasın."
Ağıralioğlu, tezkerenin süresinin iki yıl olması ile ilgili olarak da şunları söyledi:
“Dün konuşurken dedik ki, yani gelecek olan Meclis’in iradesine biraz hürmetsizliktir bu. Nihayetinde "seçimlerden sonra bizim irademizi de töhmet altına alır falan diyenler" oldu ama nihayetinde Meclis’tir. Meclis burada görev değişikliği olursa, önümüzdeki seçim olacağına inanıyoruz, millet menfaati neyi gerektiriyorsa onu yaparız."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 10 büyükelçinin açıklamaları ve sonrasında yaşanan gelişmeler ile ilgili olarak “Ben taarruzdayım. Benim kitabımda geri adım atmak yok” açıklamasının anımsatıldığı Ağıralioğlu, şöyle konuştu:
“Yapılan açıklama hadsizliktir. Hükümet her böyle ağdalı konuştuğunda, egemenlik vurgusu yaptığında, dünyaya efelendiğinde peşinden çok ağır bedeller ödediğimiz için hükümetin bu anlamdaki sicil bozukluğu tereddütte düşürüyor bizi. Yoksa biz ne elçilerin parmak sallayabileceği bir ülkeyiz ne böyle bir şeyi meşru görebiliriz. AİHM'in kararlarını uygulamamak hususunda kararlıysanız çıkarsınız, daha önce girmeyi iftihar sebebi saydığınız, daha önce uluslararası hukuk kurallarını Anayasa'nıza alarak vizyonunuzu ortaya koyduğunuz bu işle ilgili bugün uymamanızı övünme sebebi yapıyorsanız buradaki tutarsızlık size aittir."