İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, orman yangınlarına yetersiz müdahale nedeniyle eleştirilen Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli’ye, "Japonya'da olmuş olsa harakiri yaparlar. Biz bunlara harakiri yapacak kadar Japon olsun demiyoruz ama istifa edecek kadar adam olsunlar" sözleriyle yüklendi. Dervişoğlu, AKP'nin seçimi kaybetse bile iktidardan gitmeyeceği yönündeki iddiaların anımsatılmasıüzerine, "Atatürk İngilizler için ne dediyse ben de bunlar için onu söylüyorum; geldikleri gibi giderler" dedi.
İYİ Parti İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, bu sabah İzmir’de basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Toplantıya, Dervişoğlu'nun yanı sıra İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, il yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e yapılan sözlü saldırıyı değerlendiren Dervişoğlu, "Eskiden bu işlerin arkasında kimler var diye tereddüt yaşardık. Ama şimdi hükümet ve hükümetin sözcüleri, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın ifadeleri nazarı itibara alındığında, bu tahriklerin merkezi ve menşei de aleni bir biçimde ortaya çıkıyor. Bu provokasyonlar bizleri yıldırmaz. Halkla buluşmamızı engelleyemez. Gayretlerimizi de akamete uğratamaz. Boş yere uğraşmasınlar, millet bizi çağırıyor, biz de millete gidiyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz" dedi.
"MAZLUM TOPLULUKLARA KOLLARINIZI AÇACAKSINIZ AMA..."
Türkiye'de göç yönetiminden kaynaklı sorunlar olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, şunları söyledi:
"Mağdur olan insanların başka coğrafyadan ülkemize gelmesini asla ve kata yadırgıyor değilim. Ama bunun bir plan şeklinde gerçekleştirilmesi lazım. Elbette ki coğrafi komşularımız içinde problemlerden duçar olan insanlar, Türkiye'yi bir medet kapısı olarak görebilirler. Bu fevkalade normal bir şeydir. Ama bunun bir plan çerçevesinde gerçekleştirilmesi lazım. Sınır kapıları delik deşik bir ülke görüntüsü sergilemememiz lazım. Bu iskanların doğru bir biçimde gerçekleşmesi icap ediyor. Her isteyenin gelip istediği yere yerleşebilmesinin önünün açılmaması lazım. Türkiye'nin bir göç merkezine dönüşmemesi lazım. Uzun vadede bir takım nüfus problemleriyle karşılaşmamız da söz konusu olabilir. Devletin bu alanda uyanık olması lazım. Her uyarımızı, sanki mazlum insanlarıülkesinde istemeyen kişilermiş gibi gösterilmemizi de hükümetin terk etmesi lazım. Eğer güçlü bir devletseniz, kadirşinas bir milletseniz elbette ki çevrenizdeki mazlum topluluklara da kollarınızı, gönüllerinizi açacaksınız. Ama bunu yerleşim programlarını doğru yapmadan, iskan sorunlarını halletmeden, uzun vadede eğitimleri ile ilgili tedbirleri almadan gerçekleştirirseniz burayı bir göç hendeğine dönüştürürsünüz. Gelişmeler de vatandaşlarımızı rahatsız eder."
"BİZDEN ÇOK VATANDAŞ SEÇİM İSTİYOR"
Müsavat Dervişoğlu, erken seçim tartışmalarıyla ilgili şöyle konuştu:
"Vatandaş, sandık bir an önce önüne gelsin istiyor. Dolayısıyla muhalefet partilerinden daha çok vatandaşlar çok seçim atmosferine girmiş. Baskın mı olur, erken mi olur bilmem. Şayet zamanında yapılırsa Anayasaya göre, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı tartışmalıdır. Bir kesime göre Sayın Cumhurbaşkanı zamanında yapılan bir seçimde, üçüncü kez seçilmeye talip olacağı için aday olamıyor. O yüzden bu tartışmanın önünü kesmek amacıyla biz İYİ Parti olarak seçimin erkene alınacağını düşünüyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'ye karar aldırmaksızın seçim isterse yine aday olamıyor. Dolayısıyla Erdoğan'ın yeniden aday olabilmesi için seçim kararını parlamentonun alması gerekiyor. O yüzden bir strateji geliştireceklerdir. Ama seçim yapacağız derlerse muhalefet hiçbir seçimden kaçamaz. İster baskın ister erken, her seçime hazır olduğumuzun bilinmesini istiyorum."
"VATANDAŞIN SESİNİ KISACAK HER TÜRLÜ ADIMIN KARŞISINDAYIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sosyal medya ile ilgili açıklamalarının "kapatma mı gelecek" endişesi yarattığının anımsatılmasıüzerine Dervişoğlu, "Türkiye gece yarısı kararnameleriyle yönetilen, dışarıdan bakıldığında da hak etmediği şekilde anılan bir ülke konumuna gelmiştir. Bu en başta Recep Tayyip Erdoğan ve yakın çalışma arkadaşlarına zarar veriyor. Zaten bunun izlerini kamuoyu araştırmalarında da görüyorsunuz. Haksız adaletsiz hukuksuz birtakım uygulamaların muhatabı olacağı endişesi yaşayan bir topluma dönüştü Türkiye. O sebeple biz vatandaşın sesini kısacak, kesecek, doğru haber alma hürriyetinin önüne geçecek her türlü adımın karşısında duracağız" dedi.
"GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER”
Dervişoğlu, AKP'nin seçimi kaybetse bile iktidarı bırakmak istemeyeceği yönündeki endişelerin sorulmasıüzerine ise "Seçimi kaybederlerse olur da ya gitmezlerse, gitmemek için birtakım planlamalar yapıyorlarsa. Türkiye'de bazıçevreler, işte iç savaş projelerini, senaryolarını yaşama geçirirlerse filan türünden kaygıları konuşabilir hale getirdi. Ne hazin bir durumdur ya. Ya gitmezse. Ne demek gitmezse. Buna sizin cevabınız nedir diye sorarsanız; benzetmek gibi olmasın, Atatürk İngilizler için ne dediyse ben de bunlar için onu söylüyorum; geldikleri gibi giderler" diye konuştu.
"JAPONYA'DA OLSA HARAKİRİ YAPARLARDI"
Orman yangınlarına müdahale konusunda koordinasyon eksikliği yaşandığını, hazırlıksız yakalanıldığını vurgulayan Dervişoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli'ye yüklendi. Pakdemirli'nin siyasi açıklamalar yaptığın dile getiren Dervişoğlu, "Afet üzerinden siyaset yapmak bana vatandaş olarak bile yakışmaz. Ama sen öyle bir bakansın ki sorumlusun. Sana bu alanda siyaset hiç yakışmaz. Yani bu dönemde siyaset yapan sorumlu bakanın sabah kalktığında aynaya bakamaması lazım. Hele başarısızsa. Yunanistan'da oldu, adam istifa etti. Japonya'da olmuş olsa harakiri yaparlar. Biz bunlara harakiri yapacak kadar Japon olsun demiyoruz ama istifa edecek kadar adam olsunlar" dedi.
ERDOĞAN'A RAKİP SEÇME HAKKI VERECEK SAFLIKTA DEĞİLİZ"
Müsavat Dervişoğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Millet İttifakı, Cumhur İttifakı’ndan farklı bir ittifak modeli. Biz bu ittifakı oluştururken her seçimin kendi içindeki şartlarının dikkate alınması yönünde konuştuk. 2019 ila 2018 seçimlerindeki ittifak durumumuz farklıdır. Bizim ismi geçen kimseye karşı duruşumuz yoktur. Böyle bir söylemde bir isimlere karşı olmak demek, seçilme hakkının da karşısında olmaktır. Herkesin hakkıdır aday olmak. Kılıçdaroğlu da zaten açık ve net bir biçimde Millet İttifakı karar verirse böyle bir şey olabileceğini belirtmiştir. Seçim sürecine girmedik henüz. Seçim sürecine girmeden, Erdoğan'a rakip kim olacak diye rakip seçme hakkı verecek kadar siyasi saflıkta değiliz. Biz, ince eleyip sık dokuyacağız. Her parti, genel başkanını cumhurbaşkanı olarak görmek ister. Bizim hedefimiz Türkiye'nin önünü tıkamak değil açmaktır."