İYİ Parti Grup Başkanı, İsmail Tatlıoğlu, “Yardımların sadece AFAD üzerinden dağıtılma kararı, Cumhurbaşkanı kararı son derece yanlıştır. Bu karar yerel yönetimlerin veya bugün orada bulunan partilerin teşkilatları üzerinden kendi topladıklarını milletimize ulaştırmasının önünü kesmektedir” dedi.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, yaşanan yangın ve sel afetlerini değerlendirdi, geçmiş olsun dileklerini iletti. Tatlıoğlu’nun gündeme ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
“Bölgede kurtarma faaliyetleri için bulunan askerimize ve ekiplerimize kuvvet diliyor, çalışmalarını destekliyoruz ve takip ediyoruz. Muğla, Marmaris ağırlıklı olmak üzere Muğla’da daha sonra Manavgat ağırlık olmak üzere, Antalya ve Osmaniye’de yangın felaketiyle karşılaşmıştık. Bu hafta da Kastamonu, Bartın, Sinop ve Karabük illerimizde sel felaketi ile karşılaştık. Bilhassa Kastamonu Bozcuk ve Sinop Ayancık ilçeleri felaketin merkezi görünümünde. Öğle saatlerinde meydana gelmesi ve birinci katlardaki iş yerlerini mille doldurmuş olması acımızın boyutunu ortaya çıkarmaktadır. 100’ün üzerinde kayıp olduğu haberleri düştü. Biz çok yakından bir takip sürecine geçiyoruz. Yangın süresinde oradaki durumu yerinde gördük. Geçen sene sel felaketi olan Giresun Dereli ve Kestel’i takip ettik. Önümüzdeki hafta içerisinde Muğla’daki yangın yerlerini ve bu illerimizdeki sel felaketi yerlerini Sayın Genel Başkanımız yine tespit ve yerinde görmek üzere tekrar ziyaretlerde bulunacaktır.
“GÖRÜNEN O Kİ, HİÇBİR TEDBİRİN ALINMADIĞI BİR ZEMİN İÇERİSİNDEYİZ”
Bölgeden aldığımız haberler üzüntümüzün büyük olacağışeklinde. Milletimizin gücü bunu göğüslemeye yetecektir. Bugün milletimizle hem yangında gösterdiği feraset ve birliktelik hem de selde gösterdiği birlik ve beraberlik örnek bir beraberlik teşkil etmektedir.
Yangın ve sel yönetim ile ilgili ihmallerin de üzerinde durmamız gerekiyor. Görünen o ki, hiçbir tedbirin alınmadığı bir zemin içerisindeyiz. Burada yağmuru engelleyemeyiz ama yağmurun sele dönüşmesini veya selin felakete dönüşmesini ve felaketin maliyetini düşürme yönünde ciddi tedbirler almamız gerekiyor.
“GÖRDÜK Kİ, YANGIN VAR UÇAK YOK, SAVAŞ VAR BARUT YOK”
Daha önce Bursa’da, 2020 yılında 6 canımızı kaybettiğimiz sel felaketinde, biz İYİ Parti olarak bir araştırma önergesi verdik. Sayın Genel Başkanımızla Dereli’deki sel bölgesindeki gözlemlerimizle birlikte Meclis’te araştırma önergesi verdik ve ne yazık ki, bu önergelerimiz reddedildi. Temenni ederdik ki, bu konu Meclis’e taşınsın ve altı canımızı yitirdiğimiz sel felaketinde bunun üzerine gidelim, araştıralım ve tedbirleri alalım. Mesela Bursa’da DSİ’nin dere yataklarını temizlemediğinden kaynaklı olduğunu belirten rapor var. Buralarda da bununla ilgili gözlemler paylaşılıyor. İnşallah bu defa TBMM’de bir araştırma komisyonu üzerinden detaylı bir raporla tespit edilir ve tedbirler alınır. Yangın sonrası TBMM’ye yaptığımız toplantı çağrısının cevapsız kalmasını da aynı şekilde üzüntü ile görüyoruz ve takip ediyoruz. Gördük ki, yangın var uçak yok, savaş var barut yok gibi. Burada da dere yataklarının temizlenmesi ve artıkların bertaraf edilip su yollarının açık tutulması, gelen selin tomruk ve orman atıklarıyla beraber hızla yön değiştirip tahribat yapmasının önü kesilir diye düşünüyoruz.
“YARDIMLARIN SADECE AFAD ÜZERİNDEN DAĞITILMA KARARI, SON DERECE YANLIŞTIR”
Devletin tabii ki, bu felaketler sonucunda hasarları en hızlışekilde telafi etmesi gerekir. Milletimiz de bu konuda en büyük desteği vermektedir. Ancak bu işi biraz siyasi mülahazalarla yönetmek fikrinin ağır bastığını görüyoruz. Yardımların sadece AFAD üzerinden dağıtılma kararı, Cumhurbaşkanı kararı son derece yanlıştır. Bu karar yerel yönetimlerin veya bugün orada bulunan partilerin teşkilatları üzerinden kendi topladıklarını milletimize ulaştırmasının önünü kesmektedir.
Halbuki, Türkiye’nin geçmişte bu tür durumlarda kamu kurumları üzerinden yaptığı yardımlarla ilgili acı tecrübeleri vardır. Mesela 15 Temmuz şehit ve gaziler için toplanan para altı yıl geçmesine rağmen henüz yerine ulamamıştır. Bugüne kadar 35 milyon anca ulaşmış bu o paranın bir yıllık faizi bile sayılmamaktadır.
Beşiktaş patlamasında toplanan yardımlar yerini bulmamış. Deprem için toplanan yardımlar yerini bulmamış. Daha yangın devam ederken 10 lira gönderin yangını söndürelim SMS’leri atan kamu niteliğindeki kurumların itibarları millet nezdinde çok düşük olduğu için hiçbir anlam taşımamıştır. AFAD bunu organize etsin ama AFAD dışında bunu belediyelerimiz de, sivil toplum örgütlerimiz de kendi topladıklarını ulaştırabilsin aksi takdirde devletin yine AFAD üzerinden yara almasına ve itibarsızlaşmasını neden olur. Toplanan yardımların AFAD üzerinden siyasi bir dağıtım alanına dönüştürülmesi kaçınılmaz olarak görülecektir. Bu da çok itibarlı kurumlarımızı bu zamana kadar nasıl itibarsızlaştırmışsa yine millet nezdinde devlet yönetimimizi itibarsızlaştıracaktır.
“TÜRKİYE BU KONULARDA SIFIR TEDBİR SIFIR ÖNGÖRÜ VE SIFIR KOORDİNASYONLA GİDİYOR”
Öncesinde bir tedbir alınmadığını görüyoruz. Nedense Türkiye bu konularda sıfır tedbir sıfır öngörü ve sıfır koordinasyonla gidiyor. Meteoroloji, bakanlıklar, yerel yönetimler, valilikler arasında koordinasyonun zayıf olduğunu hatta olmadığını yangın dönemini gördük. Bu denemde de öngörü ve tedbirin olmadığını gördük inşallah bunlar önümüzdeki dönemler için bize ciddi ev ödevleri oluşturur. Felaket ve kayıplar için bütün milletimize başsağlığı diliyoruz, geçmiş olsun dileklerimizi paylaşıyoruz.”