Tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın kaldığı cemaat evinde intihar etmesinin ardından İzmir'de sendika ve odalardan AKP hükümetine tepki geldi. Devletin yoksul çocukların barınma ihtiyacını gidermesi gerektiği belirtilen açıklamada, "İktidarın gerici toplum inşa etme politikaları sonucunda gençler, bu yurtlarda intihar ediyor, tacize uğruyor ve öldürülüyor. Cemaat ve tarikatların eğitimin herhangi bir aşamasına, herhangi bir biçimde dahil olması engellenmelidir. Cemaat, tarikat ve vakıf yurtları derhal kamulaştırılmalıdır" denildi.
DİSK Ege Bölge Temsilciliği, KESK İzmir Şubeler Platformu, İzmir Tabip Odası, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu, Enes Kara’nın kaldığı cemaat evinde yaşamına son vermesi sonrası ortak bir açıklama yaptı.
"SAYILARI ON BİNLERLE ANILIYOR"
Konak'taki Eğitim Sen 1 No'lu Şube binasında düzenlenen basın toplantısında beş örgütün ortak açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Veysel Beyazadam, şunları kaydetti:
"Ne acı ki Enes ilk değildi… Ülkenin her tarafı bir kısmı izinli ama çoğunluğu kaçak ve izinsiz cemaat ve tarikat yurtları ile dolu. Aladağ’da, Karaman’da, Kaimder’de, Alimder’de ve daha birçok yurtta yaşanan acı olaylar toplum hafızasında yerini korurken Enes Kara’nın haberi hepimizin yüreğini burktu. Kamusal ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşan iktidarın gerici toplum inşa etme politikaları sonucunda gençler, bu yurtlarda intihar ediyor, tacize uğruyor ve öldürülüyor. Geçtiğimiz günlerde Antalya Alimder yurdunda bir genç, satırlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Bu yurt kaçak ve izinsiz işletilen bir yurttu ve açılışını Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun yaptığı haberleri basında yer aldı. TÜRGEV, TÜGVA, Ensar, Semerkand, ve İlim Yayma Cemiyetleri gibi vakıflara ait beş yüzün üzerinde yurt bulunurken izinsiz ve kaçak yurt sayıları on binlerle anılmaktadır. Cumhuriyet değerlerini yok sayan; çağdaş, laik ve demokratik toplum düzenini yok etmeye çalışan bu tarikat ve cemaat yapıları karşısında önce gençlerimizi ve sonra da geleceğimizi kaybediyoruz.
"ARTIK YETER"
Dört bir yanı kaçak, izinsiz ve denetimsiz cemaat ve tarikat yurtlarıyla dolu ülkemizde bir çocuğumuzun, bir gencimizin daha intihar etmesine, tacize uğramasına, öldürülmesine tahammülümüz kalmadı. Devlet, gerekli önlemleri alarak bütün yoksul halk çocuklarının barınma ihtiyacını gidermelidir. Cemaat ve tarikatların eğitimin herhangi bir aşamasına, herhangi bir biçimde dahil olması engellenmelidir. Mevcut cemaat, tarikat ve vakıf yurtları derhal kamulaştırılmalıdır. Okullardaki dinselleştirme politikalarına son verilmeli, müfredattaki tüm dinci-gerici unsurlar kaldırılarak, eğitim-öğretim bilimsel ve laik temelde şekillendirilmelidir. Daha önce birçok tarikat yurdunda yaşanan ölümler, cinsel istismarlar konusunda sesiz kalan, ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyen zihniyetin çocuklarımızın hayatını yok eden gerici politik uygulamalarına artık yeter. Bu ölüm ve istismarları kanıksamayacağız, susmayacağız. Kamusal, laik, demokratik, eşit, bilimsel, anadilinde yürütülen ve cins ayrımcı olmayan bir eğitimin inşa edilmesi için mücadeleye devam edeceğiz."
ÇAMLI: "GERİCİ UYGULAMALARA SON VERİLSİN"
Enes Kara'nın vefatından duyduğu üzüntüyü anlatan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı ise şunları söyledi:
"Hayatının baharında tarikat yurtlarında barınmaya zorlanan, daha sonra buradaki baskılara dayanamayan ve geleceği için umut görmeyerek yaşamına son veren Enes Kara hepimizi derinden yaraladı. Bu ilk olay değil. Cemaat ve tarikat yurtlarında bu ve benzeri birçok acı olaya şahit olduk. Giderek derinleşen siyasal ekonomik krizi fırsat bilen iktidara sırtını dayayan tarikat ve cemaatler eğitimde de ağırlığını artırmakta. Gerici bir toplum inşasında çabalarını sürdürmekte. Eğitim bir hak. Çağdaş bilimsel, demokratik, laik bir eğitim tüm gençlerin hakkı. Kamunun görevi bu öğrencilerin ücretsiz, nitelikli barınma hakkını oluşturmak. Yandaş müteahhitlere milyarlarını harcayan, ülkeyi beton yığınına çeviren iktidar, eğitimdeki bu barınma sorununu görmezden gelmekte. Zorluk çeken yoksul kesimlerin çocukları cemaat ve tarikat yurtlarına mahkum edilmekte. Bu ölümler içimizi yakıyor, artık yeter demek istiyoruz. Gerici uygulamalara bir son verilsin istiyoruz."
AKDEMİR: "ANNESİNE BAŞSAĞLIĞI DİLEMEK İSTİYORUM"
TMMOB İKK Dönem Sekreteri Aykut Akdemir ise "Tek bir kişiye, annesine baş sağlığı dilemek istiyorum. Bu gencin duyarlı insan tavrını annesinden aldığı, sevgiyle dolu olduğu belli. Yetiştiği süreçte herhangi bir sevgi alamamış, yalnızca annesinden görmüş. Bütün annelere seslenmek istiyorum. Onların sahip çıkması gerek. Siyasetçilerden, karar vericilerden daha çok annelerin tavır koymasına ihtiyaç vardır. Bu ülkenin bütün annelerinin bu konuda görüş beyan etmelerini istiyorum" diye konuştu.