Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, elektriğe, doğalgaza, LPG'ye yapılan zamları anımsatarak "Ekonomik pandemi dönemine girmiş gibiyiz, Neredeyse hiçbir güne yeni bir zam haberi olmadan gözümüzü açamıyoruz" dedi. Karamollaoğlu, bayram ikramiyelerinin en az 2 bin lira olması gerektiğini söyledi.
Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi. Karamollaoğlu, HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun tahliyesine ilişkin, "Maalesef siyasiler, en son sığınağı Anayasa Mahkemesi'nde buluyorlar. Onların da kararlarına her zaman itibar edilmiyor ama son olarak itibar edilmiş olmasından dolayı duyduğumuz memnuniyeti ifade etmeyi bir görev biliyorum" dedi.
Karamollaoğlu şunları söyledi:
"EKONOMİK PANDEMİ DÖNEMİNE GİRMİŞ GİBİYİZ"
"Bir gecede Elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12, LPG'ye yüzde 15, öğrenci harçlarına yüzde 10 zam geldi. Pandemide normalleşmenin başladığı ilk günden sonra adeta bir "ekonomik pandemi" dönemine girmiş gibiyiz. Neredeyse hiçbir güne, yeni bir zam haberi olmadan gözümüzü açamıyoruz. Bir ürüne yıl içerisinde 7-8 kere zam yapıldığı oluyor; bir yıl içerisinde böylece yüzde 100'leri buluyor maalesef.
Çok temel gıda maddelerinden biri olan sıvı yağa yüzde 100'ü aşan zam aldığına şahit oluyoruz. Neredeyse sıvı yağ alırken bile insanlar, -tereyağını bıraktık zaten- bunu karşılayamayacak bir noktaya gelmiş durumdalar. Türk lirası da her geçen gün diğer para birimleri karşısında eriyor. Sadece son 1,5 yılda; euro yaklaşık yüzde 55, dolar yüzde 46, altın fiyatları da yüzde 71 civarında artış gösterdi.
"DÜNYA ENFLASYON ORTALAMASI YÜZDE 3,66, TÜRKİYE'DE İSE RESMİ RAKAMLARA GÖRE 17,53 "
TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜİK'in açıkladığı rakamlar bizi şok ediyor ama iktidarı her ne hikmetse tatmin etmiyor. İktidar bu açıklanan rakamlardan rahatsız. Hakiki enflasyon çok daha endişe verici olmasına rağmen. TÜİK'te çalışanları adeta azarladılar. İki tane başkan yardımcısı gitti, yerine üç tane geldi. TÜİK eskiden başka bir şeydi, şimdi doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı'na bağlı hale geldi. TÜİK verilerine göre; Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), 2021 yılı haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,94 artmış. Aralık ayına göre yüzde 8,45, ama bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,53 artış gösterdi. Üretimde meydana gelen artış, belli bir süre sonra TÜFE'ye yansır. Üretimdeki artışın biz çok daha yüksek olduğunu bildiğimiz için gelecek aylarda karşılaşacağımız rakamlar, bizi daha da çok sıkıntıya sokacak. Uzmanlar bu rakamların hakikati yansıtmadığını ifade ediyorlar. Vatandaş da çarşı pazara çıktığı zaman bunu bizatihi gözlemliyor zaten. Ama bütün bunlara rağmen; Türkiye enflasyonda dünya şampiyonluğunu kimseye kaptırmıyor! Diğer ülkelerin enflasyon oranlarıyla mukayese edersek; dünya ortalaması yüzde 3,66, gelişmiş ekonomilerin ortalaması yüzde 1,86, G7 ülkeleri yüzde 2,05, Avrupa Birliği ülkeleri yüzde 1,90, gelişmekte olan ülkeler yüzde 4,99. Türkiye'de ise yıllık enflasyon oranı, resmi rakamlara göre yüzde 17,53. Bu, ülkemize yakışmıyor. Bu, halkımızın ezildiğinin işareti.
Biz, bundan dolayıdır ki TÜİK rakamlarının markete uymadığını gördüğümüz için de buna itiraz ediyoruz. Gerçekleri yansıtmayan rakamları deklare etmek, devlete yakışmaz. Bu, insanlarımızı gördüğü gerçekten saptırmaz. Devlete güven tam manasıyla zayıflar, ortadan kalkar. Şunu hemen ifade edeyim ki Türkiyemiz, bu kötü gidişata mahkum değildir. İnsanlarımız bu kötü gidişat sonucu oluşan kötü şartlarda yaşamaya mecbur değildir. Saadet Partisi olarak biz bu kötü gidişata son vermeye ve ardından 83 milyon insanımızın daha iyi şartlarda yaşanabilir bir Türkiye'de ikamet etmelerini sağlamakta kararlıyız.
"İNSANIMIZIN CANINI EN ÇOK YAKAN ŞEY NİMET VE KÜLFET PAYLAŞIMINDAKİ ADALETSİZLİK"
Türkiye iyi yönetilmiyor, adeta savruluyor. Bugün ülkemizde, kirli bir mafya, iktidar ve medya ilişkisi var. İnsanların tapulu mallarına, otellere mafyatik yollarla çökme var. Şantajlar var, tüm kurumlara ve devletin tüm kılcallarına varıncaya kadar ahlaki değerler yozlaşmış. İftira var, yalan var, karalama kampanyaları var. Gücün medyası ve güçlünün hukuku var. Ne yok derseniz; üzülerek ifade ediyorum ama Türkiye’de adalet yok, hukuk yok. Kimse adalete ve hukuka güvenemiyor. Bunu milyonlar diyor, ben onların ifadelerine tercüman olmaya çalışıyorum. Şeffaflık yok, ehliyet ve liyakate önem verilmiyor. Vatandaşı düşünen de yok maalesef. Daha da vahimi, bu var olan yanlışlıkları yok etmek için çaba gösteren, yok olan değerlerin ve güzelliklerin de yeniden var olabilmesi için ve bunların ülkemizde hakim olabilmesi için gayret gösteren bir iktidar yok. Gayret gösterenlere de fırsat verenler ne yazık ki yok. Tüm bu var ve yoklar arasındaki dengede insanımızın canını en çok yakan şey ise nimet ve külfet paylaşımındaki adaletsizliktir.
“BİR KADININ HEM DE TERS KELEPÇE TAKILARAK GÖTÜRÜLMESİ, ASLINDA UTANÇ VESİLESİDİR”
Vahim iddialar karşısında maalesef yetkililer kıllarını kıpırdatmıyor ama ağızlarını açanın da tepesine yumruğu indirmekten imtina etmiyor. Bir kadın politikacımız, sıkıntısını dile getirdiği için ters kelepçeyle tutuklanabiliyor. Bunu anlamıyorum ben. Kelepçe, kaçma ihtimali olan insanlara uygulanır. Ama bir kadının hem de ters kelepçe takılarak götürülmesi, aslında utanç vesilesidir. Bu manzaraya biz layık değiliz, o hanımefendi de hakikaten layık değil. Maalesef insanımız, "porsiyonlarınızı küçültün biraz" tavsiyesine muhatap olurken öbür taraftan Marmaris'te yazlık saraylar inşa ediliyor, üzülüyorum. Siz tasarruf tedbirleri açıklayacaksınız ama diyeceksiniz ki "Tedbirler kapsamında beni mütalaa etmeyin." Sayın Cumhurbaşkanı'm olmaz, olmaz, olmaz.
"2003'TE TÜRK TÜTÜN KULLANIMI YÜZDE 40 SEVİYESİNDEYKEN BUGÜN YÜZDE 11'LERE GERİLEDİ"
Tütün Türkiye'de tarımda önemli bir yer işgal ediyor. Son zamanlarda, tütün üreticilerini koruyan fonlar vardı. Bu fonlar, 2018 yılına kadar azaldı, 2018'de sıfırlandı, 2019 yılında da Cumhurbaşkanlığı tarafından tamamen ortadan kaldırıldı. Böylece Türk tütünü sigara pazarında gerilere itildi. Bir zamanlar, 2003'lerde Türk tütünü kullanımı yüzde 40-43'ler seviyesindeyken 2021 yılında yüzde 11'lere geriledi. İşin garibi; bu noktada bazıları geçimlerini sağlamak için birtakım girişimlerde bulunurlarsa hapis cezasına kadar bu işin gidebileceği ilan edildi. Tütün ekicilerinin kollanması gerekir. Niye biz ille de Virginia tütününe mahkum olacağız, bunu anlamak mümkün değil.
"BAYRAM İKRAMİYELERİ HİÇ OLMAZSA 2 BİN LİRA CİVARINDA OLMALI"
Her geçen gün artan hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve işsizlik oranları, artık iktidarın harekete geçme zamanının geldiğine işaret ediyor. Bu enflasyon oranlarının ağırlığı altında emeklilerimizi, memurlarımızı, işçilerimizi daha fazla ezdirmeyelim. Bir bayrama gidiyoruz. Bu bayramda çalışanlarımıza iktidardan bir müjde beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Bayram ikramiyeleri hiç olmazsa 2 bin lira civarında bir meblağ olmalı. Ben 2 bin lira diyorum; onların gönlünden 2 bin 500 lira geçer, daha da güzel olur. Ama bunun altında verilecek bir ikramiye, emin olun çalışan insanımızı veya emeklimizi tatmin etmeyecektir. Aynı zamanda çalışanlarımıza yapılacak zamlar da enflasyonun altında olmamalı. Enflasyon yüzde 17'nin üstünde. O halde en az yüzde 25-30 civarında bir ücret artışı sağlanmalı ki çiftçimiz de çalışanımız da daha iyi bir konuma gelmiş olsun."