Saadet Partisi Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, "Ülkenin huzura kavuşabilmesi ancak bir zihniyet değişikliğiyle sağlanabilir. Bundan dolayı da erken seçim olması ülkemiz için bir kurtuluş vesilesidir diye düşünüyor muhalefet. Bizlerin düşüncesi de aynı istikamette ama kararı verecek olan iktidar" dedi.
Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Ekonomiye yönelik konuşan Karamollaoğlu, şunları söyledi:
"CUMHURBAŞKANI, MUHALEFET SANKİ DÜŞMANIYMIŞ GİBİ HARP İLAN EDİYOR"
"Artık fiyatlar haftadan haftaya değişmiyor, günden güne bile tutturmak mümkün olmuyor. Dün pusula şaştı, dolar 13,5'i gördü. Bu akıl alır bir değişiklik değil. Sayın Cumhurbaşkanı da bunun farkına vardığı için bu konuyu tamamen bıraktı. "Bize karşı bir savaş ilan edildi, bu ekonomik savaşta sonuna kadar direneceğiz" diyor. Nasıl direneceksiniz? Şimdi Birleşik Arap Emirlikleri ile aramızı düzelteceğiz, milyarlar akacak. ABD’ye karşı, Avrupa’ya karşı cesur bir şekilde mücadele edecek. O da yetmiyor, bir de bize karşı. Biz ne yapıyoruz? Muhalefette bulunan bizler, gidişattan duyduğumuz endişeyi dile getiriyoruz. Biz, insanımızın haline tercüman olmaya çalışıyoruz. "Acaba bir çare bulabilir miyiz" diyerek herkesi bir araya toplayacağına Sayın Cumhurbaşkanı, muhalefeti hedef alıp, sanki muhalefet düşmanıymış gibi harp ilan ediyor. Arkadaş, böyle bir mantıkla siz değil ekonomik problemleri hiçbir şeyi çözemezsiniz.
"CUMHURBAŞKANI'NI TOPLANTIDA HERKES ALKIŞLIYOR AMA MALİYE BAKANI'NIN ELİ KIPIRDAMIYOR"
Sayın Cumhurbaşkanı konuşurken toplantıda herkes alkışlıyor ama Maliye Bakanı’nın eli kıpırdamıyor. Maliye Bakanı şu anda yapılan hiçbir işten memnun değil, Maliye Bakanı’na "Otur oturduğun yerde" deniyor. Böyle bir mantıkla ülke yönetilmez. Sayın Cumhurbaşkanı'm, etmeyin, tutmayın. Sizin verdiğiniz kararlar bizi de etkiliyor.
"PROBLEMLERİ BİLEN, ANLAYAN, ÇÖZÜM ÜRETMEYE ÇALIŞAN, HERKESİ DİNLEYEN İNSANLARLA ÇALIŞACAĞIZ"
Bazı hususları vatandaşın ağzından size aktarayım. Bir ev hanımı, "Patlıcan kızartması yapamıyorum. Çünkü patlıcan çok yağ çekiyor. Yağ da pahalı, o yüzden patlıcan kızartması bizim evde yok" diyor. Patlıcan önemli değil, neden kızartma yapamadığı önemli. İçi yanmış, problemi, halini bu şekilde anlatıyor. Bir başka vatandaş, "Pazardan bir tane ayva aldım. Onu da ikiye böldüm. Yarısını bugün, yarısını yarın yiyeceğim" diyor. Bir gencimiz, "Üzerimdeki kıyafeti bit pazarından aldım. Kim bilir bu kimin ceketiydi. O kadar okudum ama hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum. Çünkü halim perişan" diyor. Bu söylemler, iktidarı tenkit etmek için söylenen ifadeler değil. Bunlar hakikaten bir insanın, bir gencin, bir kadının çektiği sıkıntıyı anlatan ifadeler. Allah nasip eder de bir gün bunlar geçerse emin olun ki o kadar uzun bir zaman sürmeyecek, dertler düzelecek. Çünkü o problemleri bilen, anlayan, çözüm üretmeye çalışan, herkesi dinleyen insanlarla, uzmanlarla çalışacağız.
"5-10 KURUŞ DAHA UCUZA BİR ŞEY ALACAĞIM DİYE FARKLI KUYRUKLARDA BEKLEYENLER VAR"
‘Kuyruklar bitti’ diye övünüyorlardı, şimdi başka kuyruklar başladı. Şimdilik Yunanlar gelemiyor, aramız bozuk ama Bulgarlar Türkiye'ye akın ediyor. Evet, kuyruklar bugün de var ama ‘5-10 kuruş daha ucuza bir şey alacağım’ diye farklı kuyruklarda bekleyenler var. Sadece son 2 ayda Türk lirasının nasıl bir yol izlediğini gösterme bakımından bir hatırlatmada bulunacağım. Dolar, 6 TL'den 7'ye 16 ayda çıkmış. 7'den 8 liraya 27 ayda çıkmış. Ondan sonra kim bastıysa gaza basmış; 8'den 9'a 11,5 ayda, 9'dan 10 liraya 1 ayda, 10'dan 11'e 6 günde, ondan sonra ipin ucu kaçmış. Saatler artık etkili oluyor, 13,5'i bulmuş.
"BÜTÜN İSRAFI DURDURUN VE KAYNAKLARIMIZIN TAMAMINI ÜRETİME DÖNÜK YATIRIMLARA TAHSİS EDİN"
'Enflasyon sebep değil netice." Evet, teorik olarak bunlar üzerinde durmak mümkün de günlük sıkıntıları bu teorilerle düzeltemezsiniz. Ekonomide iki temel iddiamız var; bir gün iktidara gelirsek ve bugün iktidara tavsiyemiz, bütün israfı durdurun ve kaynaklarımızın tamamını üretime dönük yatırımlara tahsis edin.
"ERKEN SEÇİM OLMASI ÜLKEMİZ İÇİN BİR KURTULUŞ VESİLESİDİR"
İktidar şunu görüyor. Şu an seçime gitse bir dert, çünkü kazanamayacağı belli. Gitmese dertler büyüyor, yarın nasıl çözeceğini de bilmiyor. Bir açmazın içinde, kafayı dik tutmaya çalışıyor o kadar. Seçim, muhalefetin elbette istemesi makul bir yaklaşım. Çünkü iktidar politikalarını değiştirmeye yanaşmıyor. O halde bu politikaların değişebilmesi, ülkenin huzura kavuşabilmesi ancak bir zihniyet değişikliğiyle sağlanabilir. Bundan dolayı da erken seçim olması ülkemiz için bir kurtuluş vesilesidir diye düşünüyor muhalefet. Bizlerin düşüncesi de aynı istikamette ama kararı verecek olan iktidar."