Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, iktidarın mamur ve memur emeklileri için önerdiği zam oranlarının kamu emekçileri ve emeklilerinin yaşamış olduğu yoksulluğu çözmeyeceğini belirterek, "Dağın fare doğurduğunu ifade etmemiz gerekiyor" dedi.
Memur ve memur emeklilerinin maaş ve aylıklarına 2022- 2023 yıllarında yapılacak zammın belirleneceği 6’ncı dönem toplu sözleşme sürecine ilişkin ikinci oturum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin tarafından açıklanan ilk zam teklifi, 2022 yılının ilk 6 ayı için yüzde 5, ikinci 6 ayı için yüzde 6 ve enflasyon farkı oldu. 2023 yılının ilk 6 ay için yüzde 6, ikinci 6 ayı için yüzde 6 ve enflasyon farkı teklifi sunuldu.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, zam teklifinin, sendikanın öngördüğü yüzde 8,5’lik talebi karşılanmadığını belirtti. Bozgeyik, ANKA Haber Ajansı’na şu değerlendirmelerde bulundu:
YÜZDE 6 ORANINDAKİ ARTIŞIN EMEKÇİLERİN YOKSULLUĞUNU ÇÖZMEYECEĞİ ORTADA:“Milyonlarca kamu emekçisi ve kamudan emekli olan arkadaşlarımızla ilgili toplu iş sözleşme süreci 2 Ağustos’tan bu yana devam ediyor. Bugünkü oturumunda Çalışma Bakanı, kamu emekçileri için önümüzdeki iki yıl açısından ön gördükleri ücret artışlarını ifade etti. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak, dağın fare doğurduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Sayın Bakanın açıklamış olduğu 2022 yılının ilk 6 ayı için yüzde 5’lik, ikinci 6 ayı için yüzde 6’lik artış, yine 2023 yılının ilk 6 ayı için yüzde 6, ikinci 6 ayı için öngördükleri yüzde 6 oranındaki artışın, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yaşamış olduğu yoksulluğu çözmeyeceği açıkça ortada. Bugün de Merkez Bankası’nın açıklamış olduğu faizi yüzde 19’da sabit tutma kararıyla birlikte, önümüzdeki günlerde Türkiye’deki dolarda yükseliş ve kriz artarak devam edecek. Bu bağlamda KESK olarak bu teklifi kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum.
BÜYÜME VARSA BİZ DE PAYIMIZA DÜŞENİİSTİYORUZ: Yine Sayın Bakan Türkiye’nin yüzde 50 oranında büyüdüğünü ifade etti. Ancak bir yüzde 50 oranında büyüme varsa bizler de kamu emekçileri olarak bu büyümeden payımıza düşen oranda bize düşen payı talep ettiğimizi ifade ediyoruz. Oysa baktığımızda bu büyümeden emekçilerin, emeklilerin, esnafın payına düşenin yoksulluk olduğunu görüyoruz.
3600 EK GÖSTERGE HAYATA GEÇİRİLSİN: Onun dışında öteden beri savunmuş olduğumuz 3600 ek gösterge, sözleşmeli personelin kadroya alınması ile ilgili her ne kadar Sayın Bakan ‘Bunları gündemimize alacağız, bir çalışma yapacağız’ dese de bunların kesin hükmünde olmadığını, esasen bir yasal düzenlemenin hemen yapılarak geciktirilmeden hayata geçirilmesi gerekiyor. Yine sözleşmeli personelin yaşam koşullarının iyileştirileceğini ifade etti Bakan. Biz bunun yerine sözleşmeli personelin kadroya alınmasını talep ediyoruz.
CUMHUR İTTİFAKI, TOPLU İŞ SÖZLEŞME MASASINA YANSIDI: Memur-Sen (Memur Sendikaları Konfederasyonu) ve Kamu Sen’in (Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu) kapılar ardında birlikte hareket ederek ortak bir tutum sergilemeleri açısından da değerlendirdiğimizde, Türkiye’de yaşanan Cumhur İttifakı’nın bugün toplu iş sözleşme masasına yansıdığını, doğal olarak bu emekçilerin hem yoksullaşmasından hem ekonomik anlamda yaşamış oldukları sorunlardan yetkili olan Memur Sen’in geriye dönük olan sözleşmelerde sorumluluğu olduğu açık. Bu dönemde Kamu Sen’i de bu sorumluluğa alet ederek kendisine yönelik eleştirileri azaltmaya dönük bir siyasal manevra içerisine girdiklerini ifade edebiliriz.”